Mir Han: Aferin Eliza!Mir Han'ın mesajına bakıp sırıttım. Anneler birbirine bakıp gergin olan ortamı yumuşatmak için işaretleştiler. Bu konuda usta olmalılardı.
"Hadi yemeğe. Sonra konuşuruz bunları."
Bunu duyan Mirza uçarak masaya oturmuştu. Diğerleri de ayaklandığında babam ve abim hâlâ gergindi.
Kalkıp Mirza'nın yanına oturdum. Mir Han tam karşımdaydı. Diğer yanıma abim oturmuştu. Bacağını sallıyordu.
"Şimdi anlatın bakalım, nasıl haberin yoktu Eliza?"
Abimin sorusuyla omuz silktim. Mir Han'ı gösterdim.
"Ben çok yoruldum abi, Mir Han anlatsın."
Herkes ona baktığında Ahmet Bey amca tek kaşını kaldırıp Mir Han'a baktı.
"Mir?"
Mir Han susuyordu. Sadece bana bakıyordu. Ben de keyifle önümdeki şarabı içiyordum.
"Yav abartmayın sevgili olmuşlar işte. Abim ya benimsin ya kara toprağın demiş!"
Mirza'nın bağırmasıyla ağzımdaki şarabı zar zor yuttum. Aynen, Mir Han'da da o kararlılık vardı.
Herkes kızgınlıkla Mirza'ya bakarken Mirza omuz silkti.
"Ne var? Yemek yiyelim diye yaptım."
Odak yine Mir Handı. Sıkılmış olsa gerek bana bakarak konuştu.
"Dediğim gibi Eliza beni sevdiğini söyleyince cevap mayetinde öyle bir açıklama yaptım."
Salla, salla, salla, titret.
Elimi şok eden bir şey duymuşum gibi büyük ve dramatik hareketlerle kalbime götürdüm.
"AA! Hasta bu! Vallahi ben öyle bir şey demedim."
Mir Han tek kaşını kaldırıp bana baktı.
"Hadi ya?"
Biz birbirimize gözlerimizi kısmış bakarken Mirza'nın dedikleriyle ona dönmüştük.
"E niye öpüştünüz o zaman?"
Lan! Sen nereden gördün!
Mir Han pijama partilerinde anlatmış olabilir miydi?
Mir Han'a baktım. Pijama partisi yapacak birine benzemiyordu. Çok ilginç.
"Mirza!"
Mir Han'ın bağırışıyla Mirza olduğu yere sindi. Babam bana bakıyordu. Gözü mü seğiriyor onun?
"Ben öpüşmedim valla! O beni öptü."
Tekrar odak Mir Han olduğunda alayla sırıttım. Ne var? Doğruyu söylüyordum.
Abim hiddetle kalktığında sandalye düşmüştü.
"Mir Han!"
Bağırışını bütün İstanbul ve yakın iller duymuş olabilirdi. Çenesine bir yumruk atmasıyla annemler de ayaklandı. Oha! Çok acımış olmalıydı.
"Sakin olun!"
Annemlerin sakinleştirme çabası asla işe yaramıyordu. Abim art arda yumruk atarken Mir Han asla karşılık vermiyordu. Babam onu durduracakken Ahmet amca babamı engellemişti.
Oğlun dayak yiyor ama yine de sen bilirsin babası.
En sonunda annemler ikisini ayırmış. Mirza oflamıştı. Bu çocuk tam olarak ruh halimi yansıtıyordu. Keşke Mir Han az daha dayak yeseydi. Herkes oturduğunda abimin eli berbat durumdaydı. Mir Han'ın ise yüzünden bahsetmek bile istemiyordum. Abimin yanında kovada duran buzu kumaş peçeteye sarıp Mir Han'a uzattım. Alıp çenesine koyduğunda abim bana sinirle baktı.
"Sen de mi istiyorsun?"
Abim sabır çekip göz devirdi. Buna da iyilik yaramıyor. İki saattir dinliyoruz!
Babam bana döndü. Sakin kalmaya çalışıyordu.
"Şunu en başından anlat kızım."
Boğazımı temizleyip biraz öne çıktım.
"Tabii anlatayım."
"Mir Hanla mesajlaşıyorduk. 18. yaş günümde beni öptüğünü hatırlamıyormuş, ben de onu hatırlattım. Mir Han da onu sevdiğimi sandığından olsa gerek öyle bir açıklama yaptı. Değil mi Mir Han?"
Mir Han şaşırmış gibiydi. Lan yoksa doğum günümde beni öperken orada değil miydi?
"Lan sen benim kardeşimi nasıl öpersin!"
Mirza gözlerini şokla büyütmüş elini kaldırmıştı.
"Hem de iki kere!"
Ona dönüp eline vurdum. Burada ani çıkışları ben yapardım.
"Mirza!"
Herkes Mir Han'a bakarken Mir Han derin bir iç çekti.
"O beni zorladı."
Ne yapmışım?
"Nasıl ya?"
Mir Han omuz silkti.
"Gaza geldim işte."
Mirza koca bir kahkaha attı.
"Azdım denir ona abi. Halk arasında yükselmek."
Herkes şokla ona baktığında -ben bile- zorlukla yutkundu. Mir Han kaşlarıyla Mirza'yı gösterdiğinde kafasına vurdum.
"Öyle söyle lan o zaman!"
Mirza rahatlıkla arkasına yaslandı.
"Halk arasında mıyız?"
Tek kaşımı kaldırdım. Öyle miydik?
"Değil miyiz?"
Mirza sorgulayarak etrafına baktı.
"Ne bileyim 8 kişi halk sayılır mı?"
Yo.
"Sanmam."
Abim sinirle masaya vurduğunda ikimiz de sıçradık.
"Lan siz ne konuşuyorsunuz! Beni delirtmeye mi uğraşıyorsun Peren!"
Kafamı onaylamaz biçimde salladım.
"Yoo."
Babam dayanamamış olacak ki bağırdı.
"Yeter!"
Mir Han ve beni gösterdi.
"Siz ikiniz bir daha görüşmüyorsunuz!"
Birbirimize baktık. Mir Han ses çıkarmadığı da rahatlıkla yemek yemeye başladım. Zaten görüşmüyorduk.
"Tamam."
Mir Han öyle mi der gibi tek kaşını kaldırdığında annemler aralarında konuşuyorlardı.
"Ayrıldılar mı şimdi?"
"Ben bu çift için büyücüye gitmeye razıydım Günseli."
"Ben de, ben de."
Herkesin kafası ayrı yerlerdeydi ameka!
.
.
.Nasıl gidiyor?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİZA
Kort verhaalMir Han: EVİMİN DUVARINDA NEDEN ÖZÜR DİLE YAZIYOR! Eliza: Duvara anlattım anladı, sen hâlâ anlamadın be Mir Han. Eliza: O özrü, di le ye cek sin! Mir Han: Bilboardlarda bile Özür dile Mir Han Eroğlu yazıyor! Eliza: Evet haberim var. Eliza: Çünkü be...