🄶🄷🄾🅂🅃 / MINSUNG/ ✔︎

~7~

Medya: Minsung/ Stay High

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Gözlerimi açtım. Minho yanımda yoktu. Sanırım hala gelmemişti. Dün ona gitmek istediğimi söyledikten sonra çekip gitmiştim. Sanırım bana alıştı. Ama alışmaması gerek çünkü gideceğim. Belki o da benimle gelebilirdi hem...

Dolaptan çıkardığım yiyecekleri yemeye başladım. Şimdiden Minho'yu özlemiştim. Yani buna özlemek denemezdi sadece güzel sohbet ediyorduk o kadar.

Yemeğimi bitirdikten bir süre sonra Minho geldi. Elinde bir de bant vardı.

Js: Sonunda geldin. Merak ediyordum artık.

𝐿𝐸𝐸 𝑀𝐼̇𝑁𝐻𝑂'𝐷𝐴𝑁

Beni merak mı etmişti? Bu hoşuma gitmedi değil. O da beni dün öyle bıraksaydı bende merak ederdim gerçi ama bu benim onu sevdiğimden mi yoksa cidden merak mı edeceğimden emin değilim.

M: Merak etme. Babamın odasına gitmiştim dün. Bunları almak için

Dedi elindeki bant ve makası gösterirken

Js: Onlarla ne yapacağız ki?

M: Şu siyah noktaya dokunamadığım için benim parmak izimi alıp sen dokunacaksın.

Js: Yani burdan çıkabileceğim?

M: Evet, kurtulacaksın.

Js: Pekala

Minho elime bant ve makası verdi. Dikkatlice eline bantı yapıştırdım ve makasla kestikten sonra kapıya doğru ilerledim. Normalde olsa hemen kapıya tutup arkamı bile dönmeden çekip giderdim ama sanki beni bir şey tutuyordu. Buraya bağlıymışım gibi. Uzaklaştıkça canım yanacakmış gibi.

Parmak izini siyah noktaya tuttum ve kapı yavaşça açılmaya başladı. Sonuna kadar açıldığında dışarıya baktım. Uzun karanlık bir kolidor vardı. Büyük ihtimal şuan geceydi.

M: O adamın odasına gittiğimde bakmıştım. Bugün günlerden cumartesi.

Js: Anladım. Peki o zaman kapılar kilitlidir. Nasıl çıkacağım? Anahtar var mı?

M: Evet, odadan almıştım birkaç anahtar. Çıkamanda yardımcı olur.

Js: Teşekkürler.

Bir süre öylece dikildim o da dikildi. Kapı önümde açıktı. İstediğim yere gidebilecektim artık ama ya benim istediğim yer burasıysa? İstediğim yer bu dört duvar arasındaki iki oda değildi elbette istediğim şeyler çok farklıydı. 𝑀𝑖𝑛ℎ𝑜'𝑛𝑢𝑛 𝑦𝑎𝑛𝚤𝑛𝑑𝑎 𝑜𝑙𝑚𝑎𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖...

M: Hadi ne bekliyorsun? Gitsene

Js: Ben sadece şeyi bekliyordum

M: Neyi?

Js: Sana bir şey soracağım Minho

M: Evet?

Js: Benimle gelemez misin?

M: Ne seninle mi? Nereye?

Js: Nereye olursa

Bakışlarını yere çevirdi ayaklarına bakıp parmaklarıyla oynuyordu. Bunu bende çok yapardım. Karar vermesini bekliyordum. Eğer kalkıpta hayır derse ne diyeceğim hakkında en ufak fikrim yoktu. Sahi hayır derse çeker gider miydim? Yoksa onunla burada mı kalırdım? Yalnızca iki gündür tanıdığım birini herkese karşı tercih mi ederdim?

Js: Hem seni ailem ve arkadaşlarımla da tanıştırırım eminim seni çok seveler

M: Jisung, ben hayaletim

Js: Doğru ama bu onları tanımayacağın anlamına gelmiyor. Belki onlar seni göremez ama sen onları görebilirsin

M: Jisung, bilmiyorum bundan emin değilim

Js: Hadi ama sonsuza kadar beraber vakit geçirebiliriz. 𝐵𝑖𝑧𝑒 𝑠𝑎𝑑𝑒𝑐𝑒 𝑏𝑖𝑟 𝑠𝑎𝑛𝑠 𝑣𝑒𝑟 𝑀𝑖𝑛ℎ𝑜

M: Tamam. 𝐵𝑖𝑧𝑒 𝑏𝑖𝑟 𝑠𝑎𝑛𝑠 𝑣𝑒𝑟𝑒𝑐𝑒𝑔𝑖𝑚