Medya: Minho 《♡》
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Ne" diye kaldı. Böyle kalırsın işte aslan parçası
"Yani düzgün bir şekilde çıkma teklifi etmeni beklemiştim."
"Yeterince düzgün değil mi?"
"Yani öyle de. Benim kabalığım kusura bakma. Özür dilerim."
İşi iyice batırdıktan sonra özür dilemiştim ve şuan yüzüne dahi bakamıyordum. Neden öyle malca bir şey demiştim ki?
"Önemli değil. Kabalık ettim kusuruma bakma. O zaman-"
Dedi ve gözlerimin içine bakarak yutkundu. Böyle romantik şeyleri beceremediğini en başında anlamıştım zaten. Aslında böyle şeylere pek takılmıyordum ama nedense bir anda ağzımdan öyle çıkmıştı.
"Benimle sevgili olur musun?"
Bana bakan gözlerine baktım. Dediğim gibi yapmıştı. Üzülmemesi adına hızlı cevap vermek için hemen:
"Evet, olurum" dedim.
Sadece bana baktı. Yüzünde mimik oynamıyordu. Eminim benimle dalga geçiyordu. Of Jisung, of neden anlayamadın ki en başında? Koskoca Minho gelip bana çıkma teklifi mi edecekti sanki? Yine her şeyi kafamda kurdum işte. Yine aynı şeyler oldu. Birazdan kalkıp alay etmeye de başlar. Neden her seferinde aynı şey oluyor ve ben reddedi-
Minho'nun ani bir şekilde bana sarılmasıyla kafamdaki düşünceler saniyesinde kayboldu. Ellerini belime, çenesini de omzuma koymuş bir şekilde bana sarılıyordu. Ellerim...ellerim boştaydı. Nereye koyacağımı bilemedim. Minho'nun hafifçe kıpırdanmasıyla kalbim hızlanmaya başladı. Ellerimi onun boynunun yanlarından geçirerek ona sarıldım.
Ne yani şimdi benimle dalga geçmiyor muydu? O anın belki bir daha olmayacağını düşünerek bunları düşünmeyi bırakıp ona sarılmaya devam ettim. Belki birgün ona sarıldığımda, dokunduğumda, öptüğümde cidden onu hissedebilirim.
Yavaşça geriye çekildi. Bu sefer yüzünde mutlu bir ifade vardı. Gözlerinin parlaklığıyla bana bakıyordu. Bende anın şaşkınlığıyla ona bakıyordum.
"Seni hep seveceğim, Jisung'um."
Beni sevdiğini söyledi... Jisung'um dedi... Artık bunun bir şaka olmadığından emin olduğum zaman konuştum.
"Bende seni seveceğim."
Dedim ve zorlukla devam ettim.
"Sevgilim."
O günümüz o kadar güzel geçmişti ki. Son zamanlarda geçirdiğim en güzel günlerdendi. Önce lunapark sonra burası. Rüya gibiydi. Özellikle Minho ile beraber olunca vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Onunlayken kendimi huzurlu ve güvende hissediyorum. Bana hiç hissettirmediğim duyguları hissettiriyorsun, Minho...
Akşam olmak üzereyken Minho ile bir yandan toparlanıyorduk bir yandan ise sohbet ediyorduk.
"Sonra bizimkilerle okulun duvarından atladık ama nasıl koşuyoruz görmen lazım. Arkamızda güvenlikler var onlar da peşimizden koşuyorlar. Telaştan arkada kalan bir arkadaşımızı görmemişiz. Duvardan atlayamamış, güvenlikde yakalamış onu. Sonu disiplinde bitmişti. Bazıları okuldan atıldı, bazıları uzaklaştırma falan yedi. Bana bir şey olmadı müdürün oğluyum diye ama babamdan fena dayak yemiştim"
Son cümleyi sanki çok komik bir şeymiş gibi gülerek söyledi. Ne demek babası onu dövmüştü?
"Ne demek baban seni dövdü?"
"Dövdü demek işte, boşver"
"Bu bu kadar basit bir şey mi Minho?"
"Değil tabii ki ama alışmıştım o zamanlar. Sıradan bir şeymiş gibi geliyordu."
Olduğum yerde durdum, yürümedim. Üzgün gözlerle ona baktım. Benim durduğumu fark edince o da durdu. Gözlerim parladı ama bu sefer mutluluktan değildi. Nasıl bir baba çocuğuna bunu yapar? Aklım almıyordu. Dolu gözlerimle ona baktım. Dokunsa ağlayacaktım.
"Jisung"
Adımı o kadar güzel söylüyordu ki... sesinin o tınısı adımı söyleyiş tarzı, ağzından ne çıksa sabaha kadar dinleyebilirdim.
"Üzülme, Jisung. Geçti artık, o kadar üzülmüyorum"
En çokta Minho gibi çocukların bunu söylemesi koyuyordu. Minho şuan her şeyi bir yana bırakmış benimle uğraşıyordu. Bunu anlayınca daha fazla dayanamadım. Gözlerimdeki yaşlar aşağıya doğru akmaya başladı. Yavaş yavaş...
"Jisung, yapma böyle hadi ama"
Gözyaşlarımı silmek amacıyla ellerini yüzüme doğru uzattı ama o gözyaşlarını hiç silemedi
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🄶🄷🄾🅂🅃 / MINSUNG/ ✔︎
أدب الهواةOkulda bir illüzyon gösterisi düzenlenir, ilk gösteri insan kaybetmektir. Bu gösteri için yüzlerce kişi arasından Han Jisung seçilir. Jisung sahneye çağırılır ve kutuya girer. Kutuya girer girmez bir yere düşer, burası okulun gizli odasıdır. Jisung...