10.

1.4K 115 89
                                    

Günün ikinci bölümü. Lütfen önceki bölümü atlamayın 🚀🍀

Taehyung

Saraya geldiğim gibi, direkt Momonun kaldığı kata ilerlemiştim. Aklımdan binbir türlü şey geçiyordu. Uzaktan bak dememe rağmen içeri girmiş, yetmemiş bir de köpek yavrusu kovar gibi kovmuştu Yoongiyi.

Odasının önüne geldiğimde, yolda kendimi o kadar gazlamıştım ki, kapıyı çalmadan içeri girdim. Momo elinde kitapla diğer odadan çıkıyordu.

"Kaldığın evin kapısı yok mu, abiciğim?"

Sinir bozucu gülümsemesini takınıp, konuşmasına göz devirdim. Daha sonra yanına gidip elindeki kitabı aldım.

"Sevdiğin şeylerin mahvolmasına sinir oluyorsun değil mi, kardeşim? Mesela" elimin altındaki kitabın sayfalarını tek tek yırtmaya başladım.

Uzanıp elimden almaya çalıştığında geri gittim. "Mesela, sevgili babamız gibi" bende gülmeye başladım aynı onun gibi. Demiştim benziyoruz diye.

"Saçma sapan konuşmayı keste sadede gel"

Elimi hay hay der gibi yapıp, "Demek istediğim şu ki, ne kadar inkar etsen de biz benziyoruz. Sen de sevdiğin şeylerin canı yandığında, dünyayı yakmak istiyorsun, ben de."

Anlamaz gözlerle baktığında, cebimdeki çakmağı çıkardım. O daha ne olduğunu anlamadan, kitabı ateşe verdim. Daha sonra çakmağı diğer kitapların olduğu yere fırlatıp dışarı çıktım. Kapıyı da bir güzel kilitledikten sonra, dışarıda korkmuş gözlerle beni izleyen yardımcım Jungkooka,

"Her şey hazır mı?"

Diye sordum. Hemen kafasını salladığında, onu da peşime takıp odama doğru ilerledim. Bu akşam Güney krallığına güzel bir sürpriz yapacaktık.

~~~

Yoongiye sabah geleceğim demiştim ama, sabahtan beri akşam için hazırlanmıştık. O yüzden gidememiştim. Artık gece giderdim.

Şimdi ise, Güney krallığının kapıları önündeydik. Şövalyeler bindiğim atın etrafında bir koruma misali duruyorlardı. Attan indiğim gibi, krallığın kapıları sonuna kadar açılmıştı.

Kapıdan dışarı çıkan Kral, "Bu ne güzel sürpriz. Buyurun, buyurun" diye şövalyelerin izin verdiği kadar yaklaşmaya çalıştı bana. Ben ise sıfır mimik izliyordum bu boş hareketlerini. Daha sabahında kardeşimi ateşe vermiştim. Ne anlatıyordu bu adam?

Kralın da yön vermesiyle salona geçmiştik. Benimle birlikte küçük ve tek kalan kardeşim, Jay ve Jungkook gelmişti. Fazla insana gerek yoktu.

"Sizi ne getirdi buraya diye bir soru sormayacağım elbet. Oğlumla gizli bir aşk yaşadığınızı duyduğumda, şaşırmadım değil. Çünkü o, öyle aşk işlerine meraklı biri olmamıştı hiç bir zaman"

Jayle göz göze geldiğimizde, gülümseyip "Hayat işte. Ne zaman ne olacağı pek belli olmuyor. Neyse biz haber için gelmiştik. Yoongiyle evleniyoruz"

Böyle bir şey beklemediği yüzünden bariz belliydi. Salondaki herkes sessizce fısıldaşmaya başladığında, ayağa kalktım. Kral da ayağa kalktığında, "Umarım oğlunuzun düğününe gelirsiniz. Geri alacak kadar kıymeti olmayabilir sizin için, ama en azından düğününe gelin" lafımı bitirip, çıktım salondan.

Peşimden gelen Jayle Jungkookta en az onlar kadar şaşkındı biliyordum. Ama bu daha başlangıçtı.

O sırada Kral aklından  'Ayağıma kadar gelip, rica edecek kadar seviyor demek ki... Bu harika bir haber' diye geçiriyordu. Herkesin farklı bir planı vardı ama, olan Yoongiye olmazdı Umarım.

Oha oha oha sjdhdhzmsjfb

Neyse uykum var gidiyorum muah

princess | taegi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin