14.

1.8K 113 211
                                    

Yoongi

Mektubu bulduğumdan beri koynumda gezdiriyordum. Pisiyle de çok güzel vakit geçiriyorduk. Bir sürü giysiler diktirmiştim terziye. Her gün birini giydiriyordum.

Rikiyi çok özlüyordum. Teyzesi çağırmış yanına ben kuzeydeyken. Ama bugün gelecekmiş. O yüzden ekstra mutluydum.

Jiminle de güzel zaman geçiriyordum ama, Jiminin dertleri çok fazlaydı. Babam onlarla uğraşmayı severdi.

Ben Pisinin tüylerini tararken, kapım çaldı. "Gel"

Çalışanlardan biri başını kapıdan gösterip, "Efendim sizi çağırıyor" neden çağırıyordu ki?

Kafamı sallayıp, ayağa kalktım. "Kızım, sen burada bekle ben dedenle konuşup geleceğim" kapıya döndüğümde çalışanın anlamaz gözlerle baktığını gördüm..

Göz devirip yanından geçip çıkmasını bekledim. Daha sonra kapıyı kapatıp salona doğru ilerledim. Bu çalışanlarda fazla yüz bulmuştu.

Salonun kapısını açıp içeri girdiğimde, Büyük masanın arkasında toplanmış bir sürü insan görmüştüm. Batı krallığı da buradaydı. Ne münasebet? Diye geçirdim içimden.

Baş eğip Jiminlerin olduğu tarafa ilerledim. Tüm gözlerin üzerimde olduğunu biliyordum. Çünkü üzerimde göbeğimi dışarıda bırakan beyaz crop vardı.

Jiminin yanında Rikiyi görmemle, gözlerimi kocaman açıp koştum üzerine doğru. Sıkıca sarıldığımızda, jiminde köşeden köşeden sarılmaya çalıştı bize. O sırada babamın öksürük sesini duyduğumuzda, hepimiz kendimize çeki düzen vermiştik.

Neden buraya toplandığımızı bile bilmiyorduk. Karşımızda oturmuş Batı kralı, ve iki oğlu vardı. Hiç birini de sevmezdim. Lee Taemin ve Ten Lee.

Jimin koluma dokunduğunda, dönüp diyeceği şeyi dinledim. "Yoongi" babamın sesini duyduğumda, öne çıkıp baş eğdim. "Buyurun, Kralım" diyeceği şeyi dikkatle dinlemeye başladım.

"Artık 20ci yaşına geçeceksin. Ve eşleşme zamanın geldi de geçiyor. Batı krallığının büyük veliahtı senin için gelmiş"

Anında gözlerim dolmuştu. Benim için gelmiş ne demekti? "Ne demek o? Onun gelmesiyle mi oluyor bu işler? Benim ruh eşi-" yeter diye bağırmasıyla lafım yarım kalmıştı. Ama benim ruh eşim Taehyungdu.

Taemin ayağa kalkıp yanıma doğru ilerlemeye başladı. "Kralım, eğer izniniz olursa Yoongiyle biraz dolaşmak istiyorum. Daha iyi tanırız bir birimizi"

Ben tam ağzımı açıp reddecektim ki, kapının aniden açılmasıyla hepimiz dönüp kapıya baktık.

Taehyung arkasında üç dört kişiyle içeri girdi. Gözleri kıpkırmızıydı. Elleri, üzerindeki gömleği her yeri kan içindeydi. Onu öyle gördüğümde, ellerimle ağzımı kapadım. Taeminle aramızda iki adımlık mesafe vardı.

"Uzak dur Yoongiden!"

Tam gelip Kolumdan tutacaktı ki, babamın korumaları araya girip zorla da olsa tuttular kollarından. Boğazından gelen hırıldamayla saldırıya geçeceğini anlamıştım.

"Sen kimsin de, benim ruh eşime göz dikiyorsun ha? Seni yakarım!"

Hem kollarından kurtulmaya çalışıyordu, hem de kurduyla aynı anda konuşuyordu. Ve bu çok korkunçtu. Bu halleri en çok kendine zarar veriyordu. Kurdu ruhunu mahvediyordu.

princess | taegi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin