princess | taegi

12.

Önceki bölümü atlamayın 💜

2 gün sonra

Taehyung

2 gündür, pisiyle bu yıkık evdeydik. Dün Jungkook gelip duruma göz atmıştı ama. O da ne diyeceğini bilemiyordu bu duruma. Çocukluk arkadaşımdı ve, herhangi bir şeye tepki verdiğimi hiç görmemişti. Haklıydı kendince.

Uzandığım koltuktan kalkıp, ayağımın altında dolanan pisinin yemeğini vermek için mutfağa geçtim. Kendime bakmasam bile, ona bakmak zorundaydım. O, bana Yoongiden kalan tek şeydi.

Yemeği kaba döküp, suyunu da yanına koydum. Hemen iştahla yemeye başladığında, kollarımla dizlerimi sarıp izlemeye başladım. İki gündür yaptığım şey buydu. Boş boş kedinin yaptıklarını izliyordum.

Evin dışından gelen ayak seslerinden, Jungkookun geldiğini düşünüp ayağa kalktım. Sesleri duymuş olacak ki, yemeğinden ayrılıp hemen yanıma gelmişti Pisi. "Aynı babana benziyorsun, Pisi. O da hemen korkardı."

Ben kediyle konuşurken, içeri giren iki bedenle şaşkınlıkla yüzlerine baktım. Onları beklemiyordum.

"Ne bakıyorsun aval aval. Biz bunun için nerelerden çıkıp gelelim. Bu gelip sarılmasın bile"

Jin hyungun söylediğine karşılık, gidip ikisine de sarıldım. Hoseok hyung ortalığa bakıp, "Bu evin hali ne? Görende kurt yaşıyor sanacak." Yaptığı bozuk şakaya iğrenir gibi baktım. Kafama vurduğunda, Jungkookta elinde poşetlerle gelmişti. Anlaşıldı bir güzel dağıtacaktık.

~~~

Geceye kadar oturup, hem içmiş hem de tüm konuyu baştan ayağa anlatmıştım onlara. Tabi kucağımda pisiyle. Ama bu gece ev arkadaşlığımızın sonuna gelmiştik. Babasına geri götürecektim.

Ben yeterince bakmıştım. Zaten onu daha çok seviyordu. İki gündür azıcık kuyruğuna bassam, hemen pençelerini çıkarıyordu şerefsiz.

"Dikkatli ol, Tae."

"Gelmemizi istemediğine emin misin?"

Hyunglarımın sorduğu soruya, "Hyung, ben gidiyorum zaten onunla. Merak etmeyin" diye karşılık verdi Jungkook.

Fazla vakit kaybetmeden, kediyi kucağıma saklayıp dışarı çıktım. Daha sonra sınıra doğru ilerledik.

''''''

Yoongi

İki gündür, yaptığım şey sadece yatmaktı. İçim parçalanmıştı sanki. Beni gerçekten sevmiyordu. Sevseydi gelirdi. Bir şekilde gelirdi. Ama gelmemişti.

Riki de yoktu ortalıkta. Jimin gelip başımın üstünde ne kadar kaldırmak için çabalasa da tüm çabaları boşaydı. Halim yoktu ki.

Gece olduğundan bile haberim yoktu. Kurdum da benimle konuşmuyordu. Onu Ruh eşinden ayırdığım için küstü bana. "Senin ruh eşinin sahibi beni kandırdı. Orada daha fazla kalmamın ne anlamı vardı ki? Kendi istekleri gerçekleştikten sonra postalayacaktı beni geri."

Yine gözlerim dolduğunda, ayağa kalkıp banyoya ilerledim. En iyisi duş almaktı. Bu ölü hava dağılırdı belki.

''''''''

Taehyung

Yoonginin balkonuna daha yeni çıkmıştım. Duyduklarım şok etkisi bırakmıştı bende.

Nasıl yani? Benim kendisini kandırdığımı mı düşünüyordu? Ama neden?

Kucağımdaki kedi miyavlamaya başladığında, Hızla odaya girdim. Kediyi yatağın üzerine bırakıp etrafa baktım. Yoongi duştayken, fırsattan istifade masanın üzerindeki kalemle kağıdı elime alıp, yazmaya başladım.

Daha sonra kağıdı yatağın üzerine bırakıp balkona doğru ilerledim, elimde onun hırkasıyla.

'''''''

Yoongi

Duştan başımda havluyla çıktım. Burnuma dolan çam kokusuyla, hızla kafamdaki havluyu yere atıp odaya doğru ilerledim. Etrafa bakındım ama kimse yoktu.

O sırada ayağıma dolanan kediyle, çığlığı bastım hemen.

"PİİSİİİİİİMMMMMMM. SEN NEREDEN ÇIKTIN?"

Pisiyi kucağıma alıp öpücüklere boğdum. Üzerinden çam kokusu geliyordu bol bol. Bu koku huzur bulmama neden oluyordu.

Yatağa ilerleyip tam oturacakken üzerindeki katlanmış kağıdı gördüm. Hemen kediyi yatağa bırakıp kağıdı elime aldım. Gözlerim yine dolmuştu. Tutamıyordum kendimi.

Açıp hemen okumaya başladım.

Yoongi, öncelikle merhaba. Bu kağıda gerçek hislerimi yazacağım. İki gündür bomboş hissediyorum. Pisiyle oturduk çok düşündük. Bu ev sensiz bomboş. Kedileri sevmem ama senin için ona çok güzel baktım. Yıkadım, besledim, dertleştim. Ama artık yapamıyoruz. Anlaşamıyoruz. O babasını istiyor, bende sevdiğim çocuğu. Şimdi onu babasıyla kavuşturdum ama, az kaldı. Bende sevdiğime kavuşacağım. Az kaldı. Alacağım seni oradan.

Taehyung

Bu bölümde böyle.

Nasıl gidiyor bilmiyorum ama, ben seviyorum gidişatını.

Belki bölüm atarım yine hadi kaçtım.