''Kendine gel artık hyung böyle yapman bir işimize yaramıyor!! Irkımız için, ailemiz için, en çok da sevdiğin adam için dayanmalısın. Evet chanyeol hyung bir vampir ve sen bir kurtsun ama ona böyle davranarak onu kurtardın şimdi bu odadan çık yoksa ben herşeyi chan hyunga anlatacağım'' diyerek beni sarstı. Gözlerim acıyordu. Soo'nun dediği gibi herşey yeol içindi. O'nun için yapmam, yapamam dediğim herşeyi yapmıştım.
Yavaşça yataktan kalktım belki de Lay ile konuşmalıydım. Gözlerimin acısı ile yürüyerek odadan çıktım. Sarayda yürüyerek Kahin'in yanına ilerlerdim. Kapıyı sertçe ama bir o kadar da sakince tıklattım. ''Gel baekhyun'' sesi ile içeriye girdim. ''Lay seninle konuşmak istiyorum'' diyerek ona gülümsemeye çalıştım. ''O nasıl?'' sorduğumda gülümsedi ''elementleri artık kontrol edemiyor baek. O karışıklaştı. Artık kimseye sevecen davranmıyor. Onu kendine çok bağlamışsın'' dedi.
Yarattığı görüntü ile ağlamaya başlamıştım. O eğitimlere dayanamıyordu. ''Lay onun ateşi neden bu kadar kuvvetli sanki kendini kaybediyor'' lay'e baktığımda kafasını sola doğru büktü. ''Baek onun senin ışığına ihtiyacı var. Sadece senin ışığına''
'Benim aptal devim. Sana bütün ışığımı göndersem artık hayatına bensiz devam edebilir misin? Tek başına... Bensiz?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK
Teen Fiction''Seni seviyorum Baekkie'' demişti. Yavaşça yaklaşıp alnımı öptü. 'bende seni seviyorum aptal dev ama söyleyemem artık vazgeçme zamanı *KUBA* bize izin vermiyor. Eğer senden vazgeçmezsem *KUBA* seni yok eder. Sadece ruh olarak yaşarsın ve bu bizim ı...