18.Bölüm

37 3 0
                                    

Selamlar umarım iyisinizdir. Bugünün ikinci bölümüyle karşınızdayım. Bölümleri okuduktan sonra multimedya öneriniz varsa açığım. Çünkü gerçekten şarkı falan koymak istesemde asla aklıma gelmiyor. Yorumlarda her bölüm için multimedya önerilerinizi bekliyor olacağım. Keyifli okumalar.
______________________________

Üzerine giymiş olduğu cırtlak pembe rengi elbise ve ayağına tam oturmuş önü sivri, bej rengi ve dekolteye sahip olan topuklularla şık görünüyordu genç kız. Ama bazen insanın dışı ne kadar güzel olsa da içten iyi hissetmeyebiliyordu. Genç kız da bugün o tarz bir haldeydi. Görmek isteyen herkes onun bugün pekte havasında olmadığını anlardı.

Ayakkabılarının yerde çıkardığı sesin yanında bugünki halini de umursamayıp içeriden müziklerin geldiği, bütün ışıkların mahalleyi aydınlattığı mekana girdi genç kız.

"Hoş geldin."dedi bir adam genç kızın yanına giderek. Kız gülümsedi ama hiç cevap vermedi. Gözleri birini arıyordu, devamlı kafasını bir sağa bir sola çeviriyordu. Elbisesinin düşen askısını omzuna geri koyduğu sırada bardakları silen barmen seslendi genç kıza. Kız gözlerini devamlı renk değiştiren mekandan alıp adama çevirdiğinde adam elindeki bez ile birlikte sahneye yakın mekanda oturan başka bir adamı işaret etti.

"Orada."dedi barmen. "Bugün ki talihiniz."diye iğrenç bir şekilde güldüğünde göz devirdi genç kız ve yürümeye başladı. Yürürken hâla etrafa bakıyordu. Aradığı kişi barmenin gösterdiği kişi değildi. Başka birini arıyor ama bir türlü gözleri o kişiye rast gelmiyordu. Ümidi kesmiş olmalı ki çaresizce elindeki çantayı iki eliyle tutup barmenin gösterdiği adamın yanına yürüdü genç kız.

Adamın gözleri sahnede dans eden dansözde ya da etrafta servis yapan herhangi birinde değildi. Elindeki telefonda bir şeyler kurcalıyordu. Masanın üzerine bir çanta koymuş, giydiği siyah beyaz takım ve taktığı kravatı ile mekanda resmî görünen tek kişiydi.

"Pardon."dedi genç kız. Adam bakışlarını telefondan kaldırıp genç kıza baktığında kız ne yapacağını bilemediğimden öylece duruyordu.

"Camellia."dedi farklı bir ses tonuyla. Konuşulan dilin aksanına bakılırsa daha çok yabancı gibi duruyordu. "Sen Camellia olmalısın."dediğinde genç kız elindeki çantayı parmaklarıyla sıkıyor, dudaklarını dişliyordu. Gözleri dolacak gibi olduğunda bir elini çantadan çekip çantanın arkasında tırnaklarını avucuna geçirmeye başlamıştı.

Adam olanları farketmiş olmalı ki tek kaşı havadaydı ve dikkatle kızın yüzüne bakıyordu. Kız yanına geldiğinde onu süzmemiş ya da herhangi bir şekilde ona iğrenç bir söylemde bulunmamıştı. Direk yüzüne bakmıştı, tıpkı şimdi baktığı gibi.

Kız derin bir nefes alıp gülümsedi. Zorla olan bir gülümsemeydi, sadece kendini sevdirmek için olan bir maske... Adam kıza içten bir şekilde gülümsediğinde genç kızın yüzündeki gülümseme silinmiş yerini durgun bir yüz almıştı. Eliyle oturması için işaret ettiği zaman koltuğun ucuna doğru oturmuştu genç kız. Adama hiç yanaşmamış, bacaklarını birbirine kenetleyecek şekilde birleştirmiş çantasını da bacaklarının üzerine koymuştu.

"Ben Anthony."dedi adam genç kıza elini uzatırken. Genç kız öylece adamın eline bakmıştı. Elini uzatıp sıkmamış ya da herhangi bir tepki vermemişti. "Anthony Ross."diye tamamladı adam kendisini.

Genç kız bakışlarını adama değdirmeden bacaklarına dikmişti. Gözleri birbirine kenetlediği bacaklarında, elleri ise sıkıca tuttuğu çantadaydı. Bir ayağı stresten devamlı hareket ediyordu. Adam bunu topuklu ayakkabının çıkardığı sesten anlasa da bir saniye bile kafasını çevirip genç kızın vücuduna bakmamıştı.

PER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin