LET SOMEBODY GO (Ft.Coldplay)

11 2 4
                                    

(Let somebody, let somebody go)
- (Birini bırak, birini bırak)

We had a kind of love
- Bir tür aşk yaşadık.

I thought that it would never end
- Hiç bitmeyeceğini düşünmüştüm.

Oh, my lover, oh, my other, oh, my friend
- Oh, sevgilim, oh, diğer, oh, arkadaşım

We talked around in circles and
- Çevrelerde konuştuk ve

We talked around and then
- Etrafta konuştuk ve sonra

I loved you to the moon and back again
- Seni aya kadar sevdim ve tekrar geri döndüm

You gave everything this golden glow
- Her şeye bu altın ışıltıyı verdin.

Now turn off all the stars 'cause this I know
- Şimdi tüm yıldızları kapat çünkü bunu biliyorum.

That it hurts like so
- Çok acıyor gibi oldu bu

To let somebody go
- Birinin gitmesine izin vermek için

All the storms we weathered
- Tüm fırtınaları yıprattık

Everything that we went through
- Yaşadığımız her şeyi

Now without you, what on earth am I to do?
- Şimdi sensiz ne yapacağım ben?

When I called the mathematicians and
- Matematikçileri aradığımda ve

I asked them to explain
- Açıklamak istedim

They said love is only equal to the pain
- Aşkın sadece acıya eşit olduğunu söylediler.

And when everything was going wrong
- Ve her şey ters gittiğinde

You could turn my sorrow into song
- Üzüntümü şarkıya çevirebilirsin.

Oh, it hurts like so
- Oh, öyle acıyor

To let somebody go
- Birinin gitmesine izin vermek için

To let somebody go
o let somebody go
- Birinin gitmesine izin vermek için

Oh, oh-oh (Oh-oh)
- Oh, oh-oh (Oh-oh)

Oh, oh-oh
- Oh, oh-oh

(Let somebody, let somebody go)
- (Birini bırak, birini bırak)

Oh, oh-oh (Oh), when you love somebody (Oh)
- Oh, oh-oh (Oh), birini sevdiğinde (Oh)

When you love somebody (Oh)
- Birini sevdiğinde (Oh)

Got to let somebody know
- Birine haber vermeliyim.

Oh, oh-oh (Oh), when you love somebody (Oh)
- Oh, oh-oh (Oh), birini sevdiğinde (Oh)

When you love somebody (Oh)
- Birini sevdiğinde (Oh)

Got to let somebody know
- Birine haber vermeliyim.

So when you love somebody
- Yani birini sevdiğinde

When you love somebody
- Birini sevdiğinde

Then it hurts like so
- O zaman böyle acıyor

To let somebody go
- Birinin gitmesine izin vermek için

It hurts like so
- Böyle acıyor

To let somebody go
- Birinin gitmesine izin vermek için

But you're still with me now, I know
- Ama sen hala benimlesin, biliyorum.

(Let somebody, let somebody go)
- (Birini bırak, birini bırak)

Oh (Let somebody, let somebody go)
- Oh (Birini bırak, birini bırak)

But you're still with me now, I know
- Ama sen hala benimlesin, biliyorum

SELENA GOMEZ ŞARKI ÇEVİRİLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin