İlk defa fanfiction yazıyorum umarım güzelce ilerletebilirim..-Maki
-01
Kendimi bildim bileli resim yapıyorum. Resim yapmak benim için artık bir hobi değil yaşam parçası haline gelmişti, aynı zamanda bir farkındalık yolu.. İnsanlarla iletişimim pek iyi değil, nasıl hissettiğimi sorduklarında bile düzgün cevap veremezken boya fırçalarım ve tuvallerim kendimi iyi hissetmemde yardımcı oluyordu.Manzara resimleri hariç soyutsal çalışıyorum. İnsanlar resimlerimi beğenseler bile asla soyutsal çalışmalarımı anlayamamışlardı, gerçi bu gâyet normal birşey, insanı da en iyi anlayan kendisi değil midir zaten? Genel olarak yalnızım geniş bir çevrem yok ama bundan rahatsız da değilim, Klee ve Sucrose'un yanımda olması bana yetiyor. Klee benden yaşça küçük, öz kardeşim olmamasına rağmen onu küçük kardeşim olarak görüyorum. Bana kıyasla fazla enerjik ve çok şirin. Sucrose'a gelicek olursak o da uzun zamandır arkadaşım, ben resim çizerken beni izlemeyi ve işlerim olduğunda Klee ile ilgilenmeyi seviyor, bazenleri ise Mondstad'a gidip alışveriş yapıp bana neler aldığını büyük bir heyecan içinde gösteriyor.
İşte benim hikayem de Sucrose'un birgün tekrardan Mondstad'a gitmesiyle başlıyor.
O günü hiç unutamam benim için hayatımın monoton düzenini bozan gündü çünkü. Sucrose o gün yine bez çantasını omzuna takmış ve yol almıştı her zaman ki gibi aceleci ve endişeli tavırları vardı, bu artık sadece mimiklerine değil aurasına kadar işlemişti alıştığımdan mıdır bilmiyorum ama artık garipsemiyorum bile. Klee de Sucrose olmadığı zamanlar ya uyur ya da dışarı çıkıp arkadaşları ile vakit geçirirdi ama o gün uyumayı tercih etmişti, uykusunda bile Dodoco'nun ismini sayıklardı genelde. Ben ise sessizliğin tadını çıkarıp boya fırçalarımı ve boya paletimi elime almıştım.
Birkaç saatin ardından Sucrose geri geldi. Bu sefer elinde olağanüstü birşeyler yoktu sadece birkaç poşet meyve ve yere sermek için bir örtü vardı. Ter içinde kalmış Sucrose'a baktım ama o çoktan konuşmaya başlamıştı. "Albedo, daha ne kadar bu evin içinde kendini kapalı tutmayı düşünüyorsun? Havalar sıcaklaşmaya başladı ve yolda gördüğüm herkes piknik yapıyordu, bizde gitmeliyiz!" Daha demin size Sucrose'un yeniden Mondstad'a gitmesi hayatımın monoton düzenini bozdu demiştim fakat bu soru kesinlikle benim için daha büyük bir önem arz ediyordu...
Sucrose'un yüzüne baktım ve gözlerimle Klee'yi gösterdim."Şşh, hâlâ uyuyor." Sucrose yeniden bana döndü.
"Pekala, ben bugün yeterince dışarıya çıkmış oldum sıra sende. Al şu meyveleri ve örtüyü biraz olsun hava al, hayat böyle kendini kapatarak ilerlemeyecek. Klee'ye ben gözkulak olurum."Sucrose'un bu yoğun ve ciddi ısrarından sonra hayır dersem sanki beni öldürecekmiş gibi geldiğinden hayır diyemedim.. elindeki örtüyü aldım ve poşetten birkaç elma alıp bir tuval, fırça ve boya paletiyle birlikte yola koyuldum. Hayatta her zaman resmedecek birşeyler çıkabilir sonuçta.
İnsanların piknik yaptığı alana geldiğimde farkettim ki Sucrose gerçekten haklıydı millet resmen buraya akın etmişti. Etrafta 15 dakika gezinmemin ardından boş biryer buldum ve örtüyü serdim elimdekilerle yürümek resmen koca bir işkence gibiydi ama sonunda kendimi çimenlerin üstündeki örtüye attım. Hava turuncu bir renge bürünmüştü, bu kesinlikle yazın habercisiydi.
Biraz dinlendikten sonra ayağa kalktım tuvalimi elime alarak ve etrafa doğru bakınmaya başladım resmedecek birşeyler bulmak için. Ufak bir esinti başlamıştı fakat üşütmüyordu bile sadece huzur veriyordu. Manzara güzeldi fakat elimde o kadar fazla manzara resmi vardı ki artık hepsi aynı gibi geliyordu. Sonrasında insanları incelemeye başladım hiç anatomi bile çalışmamış olan benin bunu yapması biraz ilginçti fakat o gün kü merakım olmasaydı başıma bunlar da gelmezdi bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
picture of him| Kaebedo
FanfictionFandom için adam akıllı hikaye yazmaya geldim. (Askiya alindi) İnsanlarla iletişimi pek iyi olmayıp kendini küçüklüğünden beri kendini resim çizmeye adamış Albedo'nun tanımadığı birisinin resmini çizmesi hayatının yeni bir dönemine giriş yapmasını s...