🍷

269 37 43
                                    

Yeni bölüm diye gelen tehditlerin ardından şimdi bölüm yazıyorum, bu bölüm Kaeya'nın bakış açısından olacak.-maki

Kalp ağrısıyla karışık gelen o hüzün... Yaptığım şeyden sonra herkes tiksinirdi benden muhtelemen, bende kendimden iğreniyorum. Korkağın tekiyim değil mi Albedo? Beni bu şekilde tanımanı hiç istemezdim. Sen gitmeden önce herşeyi açıklama şansı vardı elimde fakat hem utandım hemde   eğer anlatsaydım senin kesinlikle olayların arkasında durup vazgeçmeyeceğini biliyordum, sessiz kişiliğinin arkasında duygularını renklerle yansıtan çok güçlü bir kişiliğin var Albedo, senin bu yönünü seviyorum işte...

Yatağa uzandım ve göz yaşlarımı silmeye çalıştım ama her silmeye çalıştığımda aklıma dün geceye dair şeyler geldiği için yeniden bir göz yaşı damlasını yanağımdan süzülürken buluyordum. Olayların aslı şu ki sarhoş değildim ama Albedo sarhoş olarak mı beni öptü yoksa o da sarhoş muydu bilmiyorum duygularımdan kaçan birisi değilim normalde ama.. ama Albedo üvey babam haklı mı? İki erkeğin birbirini öpmesi iğrenç birşey mi? Ben sadece seni tehlikeye sokmak istemedim Albedo, dediğim şey yalan değildi ve seni hiç kaybetmek istemedim ama yeni tanışmış olup böyle hislere kapılmış olmamız doğru muydu?

Yatakta sen gittiğinden beri bunları düşünürken kapıyı birisinin tıklattığını farkettim, gelen tabii ki de üvey babamdı. İçeri o kocaman yüzüne yerleşmiş ve asla bozulmayan o ciddi ifadesi ile girdi ve yatağın kenarına oturdu. "Gerçekten ağlıyor musun, Kaeya acınası haldesin." Dedi. Normalde üvey babam bu şekilde davranan birisi değildir ama tahmin edilenin üzerine evet, dün olan çoğu şeyi gördü o.

Göz yaşlarımı kollarımın kenarlarına silip doğruldum bu sefer benimde yüzümde üvey babamdaki ciddi ifade vardı ama dokunsanız ağlayabilirdim. " Dün gece istediğin gibi onu geri yolladım işte daha ne istiyorsun?" Diyebildim sadece. "Yaptığın şeyin farkındasın değil mi, sen o çocuğu o gece Tavern'den atmadığıma şükret." Dedi. Sabrım sınanıyor gibi hissediyordum cidden daha fazla konuşsa bende evi terk edebilirdim ama burda durmamın tek nedeni Diluc'tu. "Yaptığım şey de yanlış birşey göremiyorum baba." Dedim, ama bu babamın sadece daha da sinirlenmesine yol açmıştı.

Ayağa kalktı ve başıma dikildi, koskoca bedeninin gövdesi önümdeki gün ışığını kapatmaya yetiyordu. "Öptüğün kişi bir kız olsaydı adına sevinebilirdim ama öptüğün kişi bir erkekti Kaeya ben o gece eve geri döndüğümde kendi gözlerimle gördüm herşeyi, hemde sarhoş olmadığın belliydi, eğer bu olayı başkaları görmüş olsaydı Tavern'in adı kirlenecekti ve düşünsene ne kadar müşteri kaybederdik, tamamen felaket."

Dudağımın titrediğini hissediyordum bunun yanında birde elim ve sol bacağım titriyordu ve tabii ki ardından gözlerimden akan yaşlar önümü göremememe sebep oluyordu. "Ben sadece bilmiyorum, onu öpmek istedim, onunla birlikte olmak onunla birlikte vakit geçirmek istedim fakat onunla yeni tanışıyoruz buna rağmen onu tanımak istedim, bunun neresi yanlış anlayamıyorum ve şuan onu tamamiyle kaybettim ama bu neden bu kadar acı veriyor, neden kimse duygularımı anlamam adına bana yardımcı olmuyor şuan bile senin tek düşündüğün şey Tavern'in adını kirlenip kirlenmeyeceği, o olay olurken sen dışında kimse bile yoktu orda."

Gözlerimden sadece yaşlar süzülüyordu ve gözlerimden düşen bu yaşlar bile bana Albedo'nun okyanusa benzeyen gözlerini hatırlatıyordu. Çaresizlik hissi böyle birşey miydi herkes ayrı telden birşeyler söylese bile iç dünyanızda aslında kendi istekleriniz ve başkaları ne der ya da başkalarının size ne dedikleri üçlüsü ile boğuşmak..

Ellerimle yüzümü kapattım ve kafamı dizlerime koyup sanki düşüp yaralanmış bir çocuk gibi ağladığım sırada babam sırtımı okşamaya başladı. "Sizin yaşlarınızda aşk sanki tek çözüm yoluymuş gibi gelir, ne kadar sıra dışı olsa da yeni şeyler deneyimlemek istersiniz mantığınızla değil sadece kalbiniz ve kendinizi kaptırdığınız o ufak ilginin peşinden gidersiniz, ama yaptığın şey doğru değildi şimdi sadece yaptıkların adına özür dile ve eskisi gibi hayatımıza devam edelim." Dedi babam. O sözleri duyunca ayağa kalktım ve odanın kapısının oraya gittim. "Burda özürü hak eden birisi varsa o kişi sadece Albedo, hem eski yaşamımıza nasıl devam edecekmişiz?, hiçbir zaman yanımızda bile değildin ki bunca zaman boyu Diluc ve ben en zor zamanlarda bile idare etmeye çalıştık ama sen sadece kendi keyfini sürdün dün gece ise tamda bir an olsun kendimi  mutlu hissettiğim bir günde eve geldin ve herşeyin bozulmasına sebep oldun."

İçimdeki herşeyi babama dökmüştüm işte içime bir ferahlık gelmişti resmen ama bunun yanı sıra içimi ürperten bir korku hakimdi. Dün gece hakkında daha fazla detay verecek olursam herşey şu şekilde gerçekleşti. Biz öpüşene kadar herşey normaldi ben sadece sarhoş numarası yaptım, niye yaptığımı bile hâlâ anlayamıyorum açıkçası.. herneyse. Diluc o gece Tavern'i bana emanet ettiğini babama söylemediğinden babam eve gelmeye karar verip kapıyı açınca ufak çaplı bir şok yaşamıştı fakat durumu o an sadece Albedonun kusarak yere bayılması üzerine kurtarabilmiştim büyük ihtimalle babamın gelme anını bile görmedi. Akşam büyük ihtimal bu olayın üzerine daha büyük bir kavga çıkardı ama yine beni kurtaran kişi kusmasıyla olsa bile Albedo'ydu.

Ona yardımcı olacağız diye olayın üstü o an kapanmıştı ve babamın öldürücü istekleriyle bana bakarak tek dediği şey Albedoyu geri yollamamdı, evet ben sadece korkuma ve babamın baskısına yenik düşmüştüm bu kendi isteğim doğrultusunda birşey değildi, kendimi Albedo'ya tamamen yanlış tanıtır olmuştum. Birisine cidden kendiniz olduğunuz bir imajı başkasının yıkması ve karşıdaki kişiye mahçup olmanız, ayrıca karşınızdaki kişinin gözünde tamamen yeni bulanık bir kişilik olarak yansımanız ve bunu toparlayabilmeniz çok zor, insan birisini yaptığı ya da yapmak zorunda olduğu hatalar için binlerce defa affedebilir fakat sadece bir defa güvenebilir.

Aklımı kötü düşüncelerin esiri yapmaya başlamıştım acaba Albedo'da sergi günü buluştuğumuz zaman bana bunu mu anlatmaya çalışıyordu diye daha detaylı bir beyin fırtınası yaptığım sırada tamamen daldığımı ve babamın yanıma geldiğini farkettim, ağır adımları ve dediklerimin üzerine saçları gibi sinirden köpüren kıpkırmızı yüzünü görmem üzerine kesinlikle bir dayak geliyor diye düşündüm ama babam durdu ve derin bir nefes alarak odadan çıktı. Merdivenlerden inmeden önce arkasını döndü ve "Sakın ileride pişman olacağın hatalarla kendi kuyunu daha fazla kazma." Dedi.

Albedo'yu görmememin üzerinden 1 hafta geçti, nerede yaşadığını bilseydim kesinlikle direkt yanına gitmeye çalışırdım ama nerede yaşadığı hakkında hiçbirşey söylememişti. Babama gelicek olursak ise bu aralar evden çıkarken beni denetler hâle gelmişti bunun yanı sıra sürekli Diluc'un Tavern'i nasıl işlettiği konusunda onu izliyordu ve Diluc'un da bundan aşırı rahatsız olduğu belliydi, resmen düzenimiz alt üst olmuştu.

Evet bunların kaynağı ben, asla dışarı yansıtmak istemeyip gururlu bir gülümseme ile saklamaya çalıştığım korkularım ve babamdı, Herşey için özür dilerim Albedo keşke ellerimden kayıp gitmek zorunda olmasaydın.

picture of him| KaebedoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin