🫂

205 22 7
                                    

Merhabaa
- Maki

Kaeya ile öpüşmemizin ardından geri çekildiğinde esmer yüzünün utançtan kızardığını görebiliyordum bu belki de onu ilk defa bu kadar savunmasız halde görüşümdü diyebilirim çünkü türlü türlü flörtöz harekette bulunsa bile asla yüzündeki gülümsemesi eksik olmazdı.

Bir süre birbirimizin yüzüne uzun uzun baktık ben sadece onun gece mavisi gözleri ve uzun kirpiklerinin altındaki kızarmış yanakları ve yanağından süzülen ter damlasını dikkatle izlerken o bir yandan boynuma bir yandan da dudaklarıma bakıp yutkunuyordu fakat birkaç saniye sonra gözlerini kaçırıp boğazını temizleyip gülümseyerek iç çekti.

Açıkçası nasıl hissettiğini merak ediyordum ama o kızarmaktan öte bir tepki göstermemişti ya da ben fazla deneyimsiz olduğum için anlayamıyordum. Kaeya'nın kulağına yaklaşıp sormak en mantıklısıydı. "Nasıl hissediyorsun?"  Diye sorduğumda Kaeya'nın gözleri bir an büyüdü ve duraksadı, ardından cevap vermek üzere yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirdi. "Sen yanımda olduğun sürece her zaman mükemmel." Diye cevapladı beni, ama sormak istediğim şey bu değildi sanki rolleri değişmiştik ya da anlamamazlığa veriyordu ki bu daha olası bir ihtimaldi.

Çevremizde herkes fenerli lacivertimsi gökyüzünün altında mükemmel vakit geçiriyor gibi gözüküyordu biz ise o öpüşmenin bir süre sonrasında eski halimize geri dönmüş fenerlerin uçuşunu izlerken arkamızda birisi belirdi ve omzuma dokundu, adamın boynunda bir fotoğraf makinesi vardı ve aşırı enerjik gözüküyordu. Onu süzer gibi baktığımda gelip Kaeya ile saçlarımızı düzeltti ve bizi yakınlaştırdı. Geri çekildiğinde ise şu soruyu sordu. "Şuanda harika gözüküyorsunuz bir fotoğrafinızı çekebilir miyim?" Kaeyanın yüzüne baktığımda kendinden emin bir şekilde kafasını salladı ve ikimizde kameraya gülümseyerek baktık.

Fotoğrafçı çektiği fotoğraflara baktığında yüzünde bir hoşnutsuzluk vardı ama anında enerjisini geri toplayıp çantasından 2 tane taç çıkardı, bir tanesinin üstünde kedi kulakları vardı öbüründe ise iki minik boynuz vardı. Boynuzları Kaeya takmıştı bana ise kedi kulaklı tacı takmak kalmıştı ama bu biraz utanç vericiydi. Kaeya yüzüme bakıp utandığımı anlayınca kedi kulaklı tacı kendisi taktı ve boynuzlu olanı bana verdi. Kendisi gerçekten bu şekilde fazla tatlı gözüküyordu fotoğraf çekilmeyecek olsaydık eğer saçlarını bu taç içinde saatlerce okşayabilirdim.

Kaeya hafifçe eğildi ve elini belime koydu ardından gıdıklamaya başladı. Orası hassas noktam olduğu için kendimi kahkaha atarken buldum bir yandan da Kaeya'yı itip durmasını söylüyordum ve o sırada Fotoğrafçı da fırsat bulmuş gibi bizim fotoğraflarımızı çekip duruyordu. Küçük çocuklar gibi birbirimize sataştığımız için millette bize bakıp duruyordu ama o an eğleniyordum ve bu anın sürmesini istiyordum utanç duygum yok olmuştu sanki ve bunu sağlayan en büyük etken de Kaeya'ydı.

Fotoğrafçı fotoğraflarımızı çok beğendiği için bizden ücret almadı. Otele döndüğümüzde de o kadar yorgundum ki kendimi yatağımın üstüne attım ve bugün olanları düşündüm ama öpüşme olayı hâlâ biraz garip geliyordu daha doğrusu öpüşmek değil Kaeya'nın tepkisiydi garip gelen. Ben bunları düşündüğüm sırada Kaeya elinde bir fotoğrafımızı tutup camdan gülümseyerek dışarıyı seyrediyordu fakat içimde kalmaması için Kaeya'ya ne olduğunu sormakta kararlıydım. "Bugün biz öpüştükten sonra gergin gözüküyordun bunun nedeni neydi, özür dilerim sormazsam kötü hissedecektim bu benim ilk öpücüğümdü ve eğer bu konuda kötüysem de söyleyebilirsin."

Kaeya aniden resmi gömleğinin cebine koydu ve gelip yanım oturdu. "Hayır! Kesinlikle seninle alakalı değil sadece yaptığım şey doğru değildi yani bir ilişkimiz yokken seni öpmem, hatta geri çekildikten sonra hoşuna gitmemiştir diye telaşa kapıldım ama sen sadece nasıl hissettiğimi sordun, ben bayağı iyi hissetmiştim hemde hayatımdaki en iyi öpüşme buydu diyebilirim ama bazı şeyler cidden çok karmaşık geliyor." Yüzümde ufak bir şaşkınlık ve yanaklarımın üzerinde güneş yanığı gibi bir kızarıklık hissediyordum. "Ne gibi?" Diye sordum. "Sürekli birlikteyiz özellikle de buluştuğumuz süre boyu senin hakkında daha fazla şey öğrenebilmek beni mutlu ediyordu bunun yanı sıra kendinde asla sevmediğin özellikler bile hoşuma gidiyordu. Kişiliğin, resim yeteneğin... zaten bu özelliğin olmasa tanışamayacaktık büyük ihtimalle. Bakınca beni huzurlu hissettiren ufak tebessümün bile beni pozitif enerjiyle dolduruyor. Tüm danıştığım kişiler bunun aşk olduğunu söylüyordu ama ikimizde bir adım atmıyorduk kafamı karıştıran buydu belki de sen aynı şekilde hissetmiyorsundur diye korkmuştum." Dedi.

Kaeya bunları dedikten sonra yüzünü bir yastıkla kapattı, aynı minik bir çocuk gibiydi ama ben duyduklarım karşısındakı şokum yüzünde ani bir duraksama yaşamıştım bunun yanı sıra içimde birbirine sıvı gibi karışmış olan hislerimi Kaeya'nın birkaç cümle içinde ifade edebilmesi de beni şaşırtmıştı ama şuan bende hislerimi belli etmek zorundaydım bu benim elime geçen şanstı çünkü hislerimizin karşılıklı olduğunu bilmek beni daha da rahatlatmıştı. Yavaşça Kaeya'nın sıkıca tuttuğu yastığı yüzünden çektim ve gözyaşları içindeki yüzünü gördüm korkusu sanki o an ki aurasına işlemişti.

Yastığın yüzü gözyaşı doluydu bu yüzden onu bir kenara koydum ve ardında Kaeya'ya sıkıca sarıldım bu öyle sıkı bir sarılmaydı ki sanki birbirlerini yıllardır görmeyen insanlar  yeniden buluşmuş sanardı bizi dışarıdan görenler. Geri çekildiğimde Kaeya'nın göz yaşlarını işaret parmağımı hafifçe bükerek sildim ardından ellerimle tuttuğum yüzünü kendime yaklaştırdım ve tek diyebildiğim bu iki kelime oldu. "Hislerin karşılıklı." Bunu duyunca Kaeya'nın gözleri büyüdü ve gözlerinin içindeki minik yıldızlar daha da belirgin hâle geldi.

Ben ise kendimi tutamıyordum sanki uzun zamandır hayalini kurduğum birşey gerçekleşmiş gibiydi bu yüzden bu anı taçlandırmak istiyordum. Kaeya yüzüme bakmaya devam edince dayanamayıp ellerimle tuttuğum yüzünü kendime çekip öptüm. O da kendi elleri ile benim boynumu kavrayıp beni kendine çekiyordu. Bu seferki bir kelebek öpücüğü değildi sanki bu an adına dudaklarımız kenetlenmişti ve tüm duygularımızı bu öpücükle gösteriyorduk.

Ikimizde geri çekildiğimizde birbirimize utanmış gülümsemelerimizi sunduk, elimi her zamanki boynuma götürmüştüm bile ama aynı hareketi Kaeya'da yapıyordu bu sefer, bunu o da farkedince elini geri çekti ve güldü. "Klasik hareketini çaldım galiba." Dedi. Fotoğrafçı bize fotoğrafları hediye ettiği gibi bunun yanı sıra taçları da hediye etmişti bende kedili olan tacı yeniden Kaeya'nın kafasına takıverdim. "İşte şimdi gerçek bir kopyacı kedi oldun." Dedim gülümseyerek. O da esprime güldü ve bana göz yaşlarının olduğu yastığı firlattı.

"Ow bu hâlâ fazla ıslak." Dedim ve yastığı balkondaki çamaşırlığa koydum bu sayede daha çabuk kuruyabilirdi. Kaeya bana döndü ve sordu. "O yastık ıslak olduğuna göre ben nasıl uyuyacağım, sanırım birisinin yatağında bugün 2 kişi yatacak." Dedi şakacı bir tavırla. Ben ise gayet ciddi bir  cevap verdim. "Dediğinde haklısın galiba."  Kaeya şaşırmıştı ama ben o cevap veremeden yatağın yorganını açtım ve içine girdim Kaeya ise pijamalarını giydikten sonra yanıma uzandı.

Bir süre ikimizde öylece uzandıktan sonra Kaeya  sessizce kulağıma yaklaştı ve fısıldadı. "Albedo, seni çok seviyorum." İkimizin de kalbinin hızlanışını yatak dar olduğu için kolaylıkla hissedebiliyordum Kaeya'ya döndüm ve kusursuz yüzünün üzerinde ellerimi yavaşça gezdirdim. "Bende seni seviyorum." Diye yanıtladım onu ardından ay ışığının altında ikimizde birbirimize yaklaşıp iyi geceler öpücüğü verdikten sonra Kaeya ile birbirimize sıkıca sarıldık ve uykuya daldık, bu fazladan düşüncelere dalmadan rahatça uyuyabildiğim en güzel geceydi.

picture of him| KaebedoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin