Mitski konseri var AAAAA-Maki.
Sucrose'un gözlerindeki şaşkın bakışlar benimde aynı yüz ifadesine geçiş yapmamı sağlamıştı. Soluklanmaya çalışıp arkamı döndüğüm sırada gördüğüm kişi Kaeya'ydı. Bu olay sanki ilk tanıştığımız gün Kaeya ve Rosaria kalkarken onların yanına koşup Kaeya'ya "Gitme!" Dememin farklı bir versiyonu gibi hissettiriyordu.
Hâlâ koştuğum için nefesim kesiliyordu çünkü günlük hayatımda çok nadiren koşardım, o da genellikle Klee tehlike birşeyler denemeye kalkıştığında olurdu ama şuanda karşımda benim gibi soluklanan Kaeya ile göz göze gelince ayaklarımdan yukarıya doğru ilerleyen terleme hissini durduramıyordum. Dizlerimin üzerinden geri kalktığımda bizi izleyen Sucrose'u hissedebiliyordum ama hâlâ Kaeya ile göz teması içerisindeydim. Kaeya da geri kalkınca omzuma bir elini koydu ve konuşmayı başlatan taraf oldu. "Albedo, seni burada yeniden gördüğüme inanamıyorum ama konuşmamız gereken bir konu var." Dedi büyük bir heyecanla ama yüzünde korkuyla karışık ciddi bir ifade vardı buda haliyle korkunun bana da geçmesine neden olmuştu.
2 adım geri gittim aslında diyecek çok sözüm vardı fakat bu sadece ortamı daha çok gerecekti. Bunu farkeden Sucrose Kaeya'yı yanıtladı. "Neden sakince bir köşeye gidip konuşmuyorsunuz?" Dedi. Yine de ben bu yapılanları gururuma yediremiyordum ama Kaeya'yı da dinlemek istiyordum kafam aşırı karışıktı fakat Kaeya'nın diyeceklerini dinledikten sonra bunun cidden gurur meselesi mi olduğuna karar vermek daha mantıklı gelmişti. Derin bir iç çektim ardından "Peki." Dedim.
Kaeya ile insanların azınlıkta olduğu boş bir köşeye giderken Kaeya'yı göz ucuyla süzmeye başladım. Elleri titriyordu ama öbür eliyle diğer elinin titremesini durdurmaya çalışıyordu, ardından pes edip ellerini pantolonunun cebine koydu, gözlerindeki morluğun nedeni en çok merak ettiğimdi sadece birkaç hafta içinde Kaeya'nın bu fiziksel görünümündeki değişime sebep olan şey oldukça merak uyandırıcıydı.
Geldiğimizde benimle göz teması kurmaya çalıştı ama bi şekilde gözlerini kaçırıp yere doğru bakıyordu sanki bir suç işlemiş gibiydi. "Albedo öncelikle sana büyük bir özür borçluyum ama lütfen diyeceklerimi dinle, sana açıklamam gereken şeyler var." Dedi. Bende onu "Söyle ne varsa." Diye yanıtladım, ses tonum baya soğuktu aslında bu şekilde cevap vermeyi içten içe hiç istemiyordum ama o an sanki böyle davranmalıymışım gibi hissetmiştim. Kaeya verdiğim yanıta gözlerini büyülterek şaşırmış olsa da kendini toparlamaya çalışıp konuşmaya başladı.
"O gün için çok özür dilerim hem gece için hemde kovma olayı için yani yaptığım hiç doğru birşey değildi ama o an ortamın verdiği etkiyle gerçekleşti herşey ve sonra üvey babamın görmesi herşeyi batırdı.. Albedo cidden iğrenç bi insanım eğer bunlar yüzünden benimle konuşmak istemezsen inan ki anlarım." Kaeya'nın gözleri dolmuştu ağlamamak için kendini zor tutuyordu resmen ama o gece ortamın etkisiyle gerçekleşenin ne olduğunu hâlâ hatırlayamıyordum sanki Kaeya çok kötü birşey yapmış gibi açıklamıştı ve üvey babasının görmesi tahminimce Kaeya'nın bu hâle gelmesinde anahtar noktaydı.
"Anın etkisiyle gerçekleşen şey nedir tam olarak?" Diye çekinerek sordum ama gelecek cevaptan da korkmuyor değildim oldukça gerilmiştim. Kaeya yere doğru bakan gözlerini bir anda üzerime korkmuş gibi kitleyince kaşlarım çatılmış halde ona bakmaya başladım. "Demek hatırlamıyorsun, kusup bayıldığından dolayı diye düşünüyorum, aslında kesinlikle bilmesen daha iyiydi ama haklı olarak bilmeye hakkın var." Dedi Kaeya. Artık sabrım taşmak üzereydi bu yüzden tüm heyecanım kelimelere döküldü. "Kaeya madem bilmeye hakkım var ne varsa söyle artık!" Diye bağırdım. Kaeya yine demin baktığı gibi bakıyordu yüzüme. "O gün sarhoş değildim ve seni öptüm, neden yaptığımı bile anlayamadan babam geldi ve herşeyi gördü bunun ardından seni kovmamı istedi ve ben o an buna karşı çıkamadım yaptığım şeyi açıklarsam babamı haklı bulup bana kızmandan ve seni kaybetmekten korktum gerçi açıklama yapmamam daha da aptalcaydı ve "değer verdiğin birini kaybettin." sözleri beni daha da korkutmuştu, istersen bana kızabilirsin tüm nefretini kusabilirsin ikimizde erkeğiz sonuçta babam bile bunun yanlış birşey olduğunu söylüyor ve elimden özür dilemekten başka çare gelmiyor..." dedi Kaeya gözyaşları içinde.
Duyduklarım hiç inandırıcı gelmiyordu vücudumu sanki bir soğukluk kaplamıştı, Kaeya cidden beni öpmüş müydü? Hiç inandırıcı gelmiyordu keşke o ana dair birşeyler olsaydı aklımda. Bunun yanı sıra ikimizinde aynı duyguları farklı şekillerde yaşadığımızı farkettim bu cümleleri duyduktan sonra, Korkuydu bizim duyduğumuz his ama Kaeya korkularını söylemekten çekinmiyordu en azından yüzleşmeye çalışıyordu ben sadece bi şekilde örtbas çalışan taraf olmuştum hep, ama bugün bende Sucrose'un dedikleri sayesinde biraz olsun cesaretimi toplayabilmiştim. Kaeya'ya kızmak istemiyordum istesem de kızamazdım vicdanım el vermiyordu nehrin kenarında oturduğumuz gün nasıl ben ağlayan taraf olduysam şimdi de bu taraf rolü ona geçmişti.
Destekçi taraf hayatımda hiç olmadığım için bu beni biraz zorlayacaktı ama Kaeya'nın içinde de bir kötülük sezmiyordum. "Bazen bazı duyguları adlandıramamak ve insanların diyeceklerinden korkma baskısı zihnini ele geçiriyor değil mi? Beni öpmene kızmadım yani.. sadece sanırım ikimizin de emin olması gereken bazı şeyler var, bu olayı unutalım ki baban da daha fazla konusunu açmasın." Diyebildim elimden gelenin en iyisiyle. Kaeya'nın yüzünde çok farkedilmeyecek bir şekilde olsa da minik bir tebessüm vardı bana uzunca huzurlu bir şekilde baktıktan sonra sıkıca sarıldı.
Geri çekildiği zaman çekinerek konuşmaya başladı. "Bu günden sonra da görüşebileceğiz değil mi?" Diye sordu. Buna nasıl bir cevap verebileceğimi bilmiyordum daha doğrusu "Evet görüşmek istiyorum." Desem bile bu Kaeya ve babası arasında sorunlara yol açacaktı. "Baban açısından sorun olmaz mı hemde sormaktan biraz çekinmiştim ama yüzüne noldu?" Diye sordum bende bu sefer. Kaeya bir dakika boyu düşündü ve şu cevabı verdi. "Gizlice bulurşursak sorun olmaz belirli mekânlar belirleriz ayrıca bu birbirimizi daha yakından tanımamıza yardımcı olur lütfen reddetme Albedo.. yüzüme gelecek olursam babamla biraz kavga ettik ve o da beni gece boyu çalıştırdı hiçbirşey yapmamış olmasına rağmen Diluc'a da aynısını yaptı kısacası 1 haftadır uykusuzum bugün haftasonu diye anca buraya gelebildim." Dedi.
Bunları demesinin ardından yazı yazdığı defteri Rosaria'nın yanından alıp getirdi. "Bu defteri sen gittikten sonra günlük gibi kullanmaya başladım senin olmadığın hergün bu deftere birşeyler yazıyordum aynı seninle konuşuyor gibi, yani tabii ki yüz yüze konuşmanın etkisini vermese de tek mutluluk kaynadığımdı." Dedi. Nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum açıkcası mutluydum ama yine de Kaeya için endişeleniyordu bir tarafım, sanki vereceğim en ufak karar ya doğru yola sürükleyecek ya da yanlış yola aslında bu şey birçok konu için geçerliydi. "Seni tehlikeye atmak istemiyorum, seni inan bende kaybetmek istemiyorum ama birbirimizi daha yakından tanıdığımız zaman duygularımız birbirimiz için zarar oluşturursa ya da bilmiyorum bunu nasıl cümleye dökeceğimden bile emin değilim sadece yanlış bir harekette bulunmak istemiyorum." Dedim ve Kaeya'nın yüzüne baktım, yeniden gözleri dolmuştu tebessümü de gitmişti kendi gece mavisi saçlarında ellerini gezdiriyordu, onu görünce benimde gözümden süzülen yaşlar içimi ürpertiyordu.
Titremeye başlamıştım ama üşümüyordum sanki bir sinyal gibiydi bu titreme iyi yönde miydi kötü yönde miydi bilmiyordum ama kesinlikle iyi hissettirmiyordu fakat şöyle de bir söz vardır. "İyi şeyler acı çekmeden elde edemezsiniz."
Kaeya yeniden bana sarıldı bu sefer saçımı da okşuyordu, ben yine destekçi taraf olamamıştım Kaeya bu rolü çoktan elde etmişti ve oldukça başarılıydı çünkü varlığı huzur uyandırıyordu. O an bana ihtiyacı varmış gibi hissettim kolları arasına başımı gömerken bende ona sıkıca sarıldım. Geri çekildiğimiz de bana gülümsüyordu. "Kararın ne olursa olsun saygı duyacağım, değer verdiğim birisine zarar vermek istemem." Dedi. Bu sözler bir şekilde beni rahatlatmış olsa bile ne yapacağımı bilmiyordum. Sucrose büyük ihtimalle isteklerim doğrultusunda bir yol çizmemi söylerdi ama bazen isteklerimiz de kendi yolumuz da sorun oluşturduğu gibi bu sorunları başkalarına yansıtabiliyordu.
Aklımda tek bir fikir vardı o da şuydu. "Haftasonlarında eğer baban açısından sorun olmaz ise bu alanda buluşabiliriz aynı ilk tanıştığımız ve bugün de kaderin bizi yeniden bir araya getirdiği gibi." Dedim. Kaeya bu dediklerimden oldukça memnun gözüküyordu. "Öyleyse bu yeni bir başlangıcımız olsun, hem birbirimizi daha yakından tanımak, hemde bilinmedik duyguların bizi nereye götüreceği adına." Dedi iki elimden sıkıca tutarak. Kafamı sallayıp ona içten bir gülümseme sunduktan sonra Rosaria'yı da çağırıp Sucrose'un yanına giderek pikniğimize devam ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
picture of him| Kaebedo
FanfictionFandom için adam akıllı hikaye yazmaya geldim. (Askiya alindi) İnsanlarla iletişimi pek iyi olmayıp kendini küçüklüğünden beri kendini resim çizmeye adamış Albedo'nun tanımadığı birisinin resmini çizmesi hayatının yeni bir dönemine giriş yapmasını s...