Hayat hep sert yüzünü döndü bana. Her zaman kimsenin sevmediği taraf oldum ve ölümle mücadele ettim. Hayatta kalmanın yolu ise güçlü olanlara karşı çalışmak. Kim bilirdi ki benim onlarında korktuğu insanlarla tanışacağımı. Ama belkide bu yeni bir sa...
Sabah gıcık alarmın sesiyle uyandım. Yüzümü yıkadım ve üstüme rahat bir şeyler giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öğrendiğime göre bugün okulda basketbol maçı olacaktı. Ben oynamayacaktım çünkü erkekler yapacaktı. Hangi sınıf olduğunu bilmiyordum çünkü banane.😎
Sadece basketbola olan ilgimden dolayı o maçı izleyecektim. Kahvaltıyı okulda yapacaktım o yüzden evden çabucak çıkabilmiştim.
Okula geldiğimde. Dersin başlamasına 25 dk vardı. Hemen kantine gittim ve açma ile çay alıp kantinde bir masaya oturdum.
Yemek yerken izlenmek en nefret ettiğim şeydi. Ve Allah'a şükür kantinde 4 kişi vardı. Hemen kahvaltımı bitirip kantinden çıktım.
Biran önce kendi bölümüme gitmek istiyordum. Merdivenlerden çıkarken bir ayıya çarptım aslında ben değil o bana çarptı. Tam düşecekken beni belimden tuttu.
Kafamı kaldırıp bu ayının kim olduğuna baktığımda ise okulun popüler olan çocuğu Oğuz'a çarptığımı anladım. Bir nevi o da ayı soyundan geliyordu.
Tuana: ÇÜŞ AYI!!
Ben ve ani tepkilerim, bilenler bilir.
Oğuz: Pardon?
Tuana: Yani diyorum ki, 'önüne baksana ayı, herkes senin soyundan gelmiyor' anladın mı şimdi☺️
Oğuz: Ya sen geçenlerde Elif'i döven kız değil misin?
Tuana: Şimdi az önce ki konudan bu konuya atlamayı nasıl başardın?
Oğuz: Konu değiştirmekte üstüme yoktur😉
Bu gıcık bide hala beni belimden tutuyordu.
Tuana: Sen ilk beni bıraksan mı!?
Oğuz: Emriniz olur efenim:)
Belimi bıraktı ve elini omzuma attı. Pardon da nerden geliyordu bu samimiyet.
Tuana: Ya kardeşim bi bırak beni, ben sınıfıma gidicem niye oyalıyorsun beni.
Oğuzun kollarından ayrılıp sınıfıma doğru yürümeye başladım. Arkamdan bana seslendiğini duydum.
Oğuz: Bu beni son görüşün değil asi kız🙃
Arkamı dönüp onu görmeye çalıştım ve bu seferde bir öküzün vücuduna çarptım. Eh yeter ama!
Tuana: YA SEN ÖKÜZ MÜSÜN NİYE HEPİNİZ GELİP BANA ÇARPIYORSUNUZ!!
Karşımda ki antilopa baktım ve birde ne göreyim bu.. Çağandı..
Tuana: Çağan..
Çağan: Kusura bakmayın yanlışlıkla oldu.
Sanki beni ilk defa görüyormuş gibi tepki vermişti. Yanımdan hızlıca geçip gitmişti.
Görmeyeli saçları uzamıştı. Gözleri uykusuzluktan kızarmıştı ve bu elalarını daha çok belli ediyordu. Boyu 2-3 cm uzamıştı. Kilosu aynı görünüyordu.
Dönüp arkasından baktım ve yanında leya yağız ve deniz vardı. Ülkü nerdeydi acaba?
Görüş alanımdan çıktıklarında bende kendi bölümüme gittim.
Dersler her zamanki gibi sıkıcıydı. 3 teneffüstür sınıftan çıkmamıştım. 4. Teneffüstede uyku bastığı için yüzümü yıkamak için tuvaletin yolunu tuttum.
Giderken etrafı inceliyordum. Bunun sebebi ise bir umut sokak nöbetçilerini görmekti. Ama görememiştim. Lavabonun önüne geldiğimde içerden sesler geliyordu.
Sessizce kapıyı aralayıp baktığımda ise bir kızın leyayı kollarından tuttuğunu gördüm. Başka bir kızda leyanın üstündeki kıyafetleri çıkarmaya çalışıyordu. Diğeri ise leyanın videosunu çekiyordu.
Aklıma denizin dediği bir söz geldi. 'Leya aramızda ki en savunmasız kişidir. Ve çoğu kişi yağız ve leyanın arasında ki bağı kıskandıkları için ona zorbalık yaparlar.'
Tuvaletin kapısını açtım ve hepsinin yüzü bana döndü Leya'nın ki de.
