Düşmanlık

3.1K 134 24
                                    

Çağan bana 'dudağın kanıyor' dedikten sonra revire götürmüştü. Revirin hemşiresi dudağımı temizleyip ufak bir yara bandı yapıştırdı.

Hemşire: Geçmiş olsun.

Tuana: Teşekkür ederim:)

Revirden çıktığımızda ikimizdende çıt çıkmıyordu. Sessizliği bozan çağan oldu.

Çağan: Sağol Leyayı kurtarmışsın.

Tuana: Kim olsa aynı şeyi yapardı. Bu arada Bende teşekkür ederim.

Çağan: Ne için?

Tuana: E revire getirdin ya o yüzden.

Çağan: Önemli değil. Neyse ben gideyim malum işlerim var.

Çağan yanımdan hızla uzaklaşıp gitti. Görüşürüz dememişti, çünkü görüşmeyeceğimizi o da biliyordu. Ders zili çaldığında sınıfıma gidip uyumaya çalıştım ama olmadı.

***
Öğle teneffüs zili çalmıştı. Sınıftan çıkıp kapalı basketbol sahasına gittim. Tribünlerden birine oturdum. Tribünlerde ortalama 25 kişi vardı ama daha fazla insanın geleceğine emindim.

Maçın başlamasına daha 5 dakika vardı. Ve ben daha hangi sınıfların yarışacağını bile bilmiyordum. Yanıma birinin oturduğunu hissettim ve yanımdaki kişiye doğru baktım Leyaydı.

Leya: Naber😊

Tuana: İyi senden naber:)

Leya: Bende iyiyim, ya ben tekrardan teşekkür ederim.

Tuana: Leya. Ben bunu teşekkür etmen için veya samimileşmek için yapmadım. Senin yerinde kim olsaydı onuda kurtarırdım.

Leya: Biliyor musun seninle kanka olmak isterdim. Ama yaptıklarından sonra pek mümkün değil gibi.

Tuana: Bir anda neden bu konuyu açtın.

Leya: Zaten bu konu hiç kapanmamıştı Tuana.

Tuana: Leya emin ol ki bir açıklamam var.

Leya: O zaman söyle, bizde bilelim!

Tuana: Leya bu konu hakkında konuşmak istemiyorum, lütfen.

Leya: Peki, şimdilik sorgulamayacağım Ama benim elimden kurtulamazsın. Sen bana bir kere yardım ettin bunun karşılığını vermeden peşini bırakmam;)

Tuana: Ah Leya ah 🤦‍♀️

Leya yanımdan kalktı ve Deniz'in yanına gitti. Bildiğim kadarıyla leya ve deniz basketboldan pek Hazetmezlerdi neden şimdi izliyorlardı ki?

Başımı kaldırıp tribünlere baktım. 80 kişi falan olmuştu. Ve çalınan ıslıklardan maçın başlamak üzere olduğunu anladım.

Birinci takım geldi ve bu takımın içinde Oğuz'da vardı. İkinci takım geldiğinde ufak bir şok geçirmedim değil çünkü ikinci takımda yağız ve çağanda vardı.

Oğuz beni görünce göz kırptı, noluyor buna ya göz kırpmalar falan. Çağan Oğuz'un birine göz kırptığını görünce o tarafa baktı ve göz göze geldik. Hemen gülümseyip el salladım.

Çağan benden gözlerini çekti ve hafifçe tebessüm etti. Demek ki ona komik gelmiştim. Onun gülümsemesini çok özlemiştim. Onu gülümserken görünce bende daha fazla gülümsedim.

Hakem düdüğü çaldı ve maçı başlattı. Birinci takımın kaptanı Oğuzdu. İkinci takımın ise Çağandı. Oğuzun takımı iyi başlamıştı Oğuz tam topu potaya atacaktı ki çağan topun önüne elini koydu ve bunu engelledi.

Çağan topu aldı ve Oğuz'ların potasına doğru koşmaya başladı. Çağan'nın etrafını sardılar Çağanda Yağıza pas attı. Yağız topu potaya attı ve top potaya girdi.

Tribünler ayaklandı ve bağırıp ıslık çalmaya başladı.

***
Maç Şuan 2-2 devam ediyordu. Ve maçın bitmesine 5 dk kalmıştı. Oğuz az önce çağana çelme takmıştı. Çağan öyle bir öfkeyle bakmıştı ki ilk defa onu bu kadar sinirli görmüştüm.

Galiba bu iki hafta boyunca değişen bir şey olmuştu Çağan artık eskisi kadar sakin değildi.

Maçın bitmesine son 1 dk kalmıştı. Top çağandaydı Oğuz'da onun elinden topu almaya çalışıyordu. Çağan zıplayarak topu potaya attı. Ve havada olan ayağını Oğuz'un karnına öyle bir geçirmişti ki tekmenin sesi kulaklarıma gelmişti.

Top potaya girdi, maçın bittiğini haber veren düdük çaldı. Ve Maçı Çağanın takımı kazandı. Oğuz bunu sana ödeticem der gibi çağana bakıyordu. Çağan ise sırıtıyordu.

Şunu anlamıştım Çağan ve Oğuz'un arasında bir düşmanlık başlıyordu...

SOKAK NÖBETÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin