***
Akşam olmuştu. Üzerimizi değiştirmiştik ben mavi saten bir elbise giymiştim. Leya mor saten bir elbise giymişti. Ülkü ise yeşil kumaş bir elbise giymişti.(Tuana)
(Leya)
(Ülkü)
Yağız ve Çağan siyah bir takım elbise, Denizde mavi bir takım elbise giymişti.
Ülkü evin kapısını açtı ve dışarıya çıktı. Erkekler bizi arabanın önünde bekliyorlardı. Ülkünün arkasından Leya, onun arkasındanda ben çıkmıştım.
Çağan arabaya sırtını yaslamış kollarını önünde bağlamış bizi izliyordu. Beni görünce ufak bir ıslık çaldı bende hafif tebessüm ettim.
Ayağımda siyah bir topuklu ayakkabı vardı ve ben topuklu giymeye hiç alışık değildim. Sarsak adımlarla arabaya doğru giderken Allah kahretsin ki ayağım burkuldu.
Bir el kolumdan ve belimden tuttu, beni düşmekten kurtardı. Kim olduğuna baktığımda... Yağız'dı. (Çağan sandınız dimi🤓)
Yağız: Kızım dikkat etsene.
Tuana: Ya napabilirim topuklu giymeye alışık değilim.
Yağız: Pişt Çağan al tut karını.
Tuana: Neyim ben eşya mı?
Deniz: Sen tantunisin, tantuni.
Çağan yaslandığı yerden doğruldu ve bana doğru geldi. Bir elini belime koydu.
Çağan: Gel karıcım.
Tuana: Karıcım?
Çağan: Ağzımı alıştırıyorum yanlış bir şey dememek için bence sende alıştırmaya başla.
Tuana: Tamam... Kocacım.
Diğerleri önden yürüyordu benim yüzümden çağan ve ben arkada kalmıştık.
Ben ayağımı burktuğumda çağan kılını bile kıpırdatmamıştı eğer yağız olmasaydı yerle tek vücut olacaktım.
Çağan: Sen düşerken neden kılımı bile kıpırdatmadığımı mı düşünüyorsun?
Tuana: Ben az önce düşündüklerimi dışımdan mı söyledim.
Öyle bir güldü ki, sanki daha önce kimse gülmemişti. Gülmek sanki ona özel bir şeydi ve başka da kimse gülmemeliydi...
Ve yanağının dörtte biri içeri göçtü. Ay gebericem şimdi. Gamze benim zaafım. Şuan çağanın yüzünü mıncırmamak için kendimi çok zor tutuyordum.
Çağan: Hayır dışından söylemedin. Seni yağızın tutacağını biliyordum. Dediğim gibi yağız çok merhametlidir. Karşısındaki iyi biriyse onun acı çekmesine göz yummaz.
Peki ben iyi biri miydim?
***
Balo salonunun önüne gelmiştik. Ve yağız leyayı giydiği elbiseden dolayı aşırı kıskanıyordu.Yağız: Ya Leya'm sen niye bu kadar kısa giyindin. Bak üşütürsün sonra.
Leya: Yağız saçmalama balo salonu kapalı zaten.
Yağız: Ama şuan dışarıdayız.
Deniz: Öhöm öhöm marulum, ikizi olarak benim kıskanmam gerekiyor, sana noluyor acaba🤨
Yağız: Ben üşütür diye şey etmiştim.
Çağan: Aynen sen kesin üşür diye şey etmişsindir. İnandık biz, sen merak etme.
Ülkü: Artık girsek mi şuraya.
Deniz: Girelim kankii.
Deniz elini ülkünün omzuna attı ve birlikte yürümeye başladılar. Bizde onların arkasından otelin içinde ki balo salonuna girdik. Baya kalabalıktı.
Elbisemin sırt dekoltesi oldukça fazlaydı. Çağanda beni belimden tutuyordu ve onun eli benim belime temas ediyordu. Ben ise onun elini her hissettiğimde kasılıyordum.
Sırtımdaki kırbaç izlerini çok zorluklarla kapatabilmiştim.
Bize ayrılan masaya oturduk leya oturduğunda yağız ceketiyle leyanın bacaklarını örttü. Leya bir şey demedi ve öyle oturmaya devam etti. Yağız'ın bu halleri bana komik geldiği için gülüsedim.
Deniz: Efkarlı kekim siz ne zaman dosyayı aramaya gideceksiniz?
Çağan: Yarım saat sonra. Bulduğumuzda ise size haber vereceğiz.
Ülkü: Ya yakalanırsak.
Çağan: Senin yakalanmayacağını hepimiz biliyoruz. Ama diyelim ki aramızdan biri vuruldu sen yine de arkana bakmadan kaçacaksın.
Ülkü başını aşşağı yukarı sallayarak çağanın dediğini onayladı.
Deniz: Ay ben çok heyecanlandım. Şimdi kalpten gidicem.
Leya: Civcivim saçmalama istersen.
Deniz: Ya iki dakka şurada duyguya girmeye çalışıyorum niye bozuyorsun. İkizlerin yüz karası.
Yağız: Öhö öhö.
Anlamıştım yağız ve leyanın arasında farklı bir bağ vardı.
Hemde Çok farklı.
(Siz hiç hayatınızda bundan daha tatlı bir şey gördünüz mü?)
Bölüm hakkındaki düşünceleri alayım:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK NÖBETÇİLERİ
RomanceHayat hep sert yüzünü döndü bana. Her zaman kimsenin sevmediği taraf oldum ve ölümle mücadele ettim. Hayatta kalmanın yolu ise güçlü olanlara karşı çalışmak. Kim bilirdi ki benim onlarında korktuğu insanlarla tanışacağımı. Ama belkide bu yeni bir sa...