☼ kızgınlık (M)

966 71 17
                                    

Ne demek gamma etiketinde 13 kitap arasından 1. olmuşuz ya inanamıyorum kdnlwnskbwks

İyi okumalar

Chang Bin

Elimdeki havuçtan bir ısırık daha aldım. "Yani tahminen kaç gibi eve dönersin?" "Pek emin değilim Bin ama gece yarısını bulabilir. Buradan çıkarken seni ararım olur mu?" Elimdeki havuç bittiği için buzdolabından bir tane daha çıkarıp soymaya başladım. "Ah, peki olur. Dikkat et tamam mı? Kendini kötü hissedersen beni ara." Yeni havucumdan da bir ısırık aldım. "Tamam Bin. İyi geceler sana." "Sana da."

Bugün Chan bir arkadaşının evine gitmişti beraber film izleyeceklerini söylemişti ama arkadaşlarını tanımadığım için içimin pek rahat olduğu söylenemezdi. Hem de o evde olmadığı için sanki evin ışık kaynağı da gitmişti. Evdeyken midemde dolaşan kelebekler de bugün yoktu, kısacası evde yapayalnız hissediyordum.

İkinci havucumu da bitirdikten sonra ellerimi üstüme silip dolaptan Chan'ın yaptığı meyve sularından birini rastgele aldım. Sanırım erikliydi ve tadı gerçekten hoştu. Elimde bardakla kanepeye oturup ayaklarımı uzattım. Madem yalnızdım bir kendimle başbaşa vakit geçirirdim bende. Elime telefonumu aldığım an sanki bir volkanın içine atılmışım gibi bir sıcak beni kucakladı.

Kızgınlığım yaklaşıyordu.

"Huh, tamam. Ne halt yiceksin acaba Bin?" Daha başlamasına tahminen birkaç saat vardı bu yüzden bugün kendimi daha da yormak istemiyordum. Uyumak en mantıklı fikirdi. Odama çıkıp üstümdeki tişörtü çıkarıp bacaklarımdaki şortla yatağa uzandım.

Chan

Sessiz olmaya özen göstererek evin kapısını kapattım ve elindeki şemsiyeyi kapı girişine bıraktım. Dışarıda sağanak yağmur vardı ve arkadaşımdan eve yürürken resmen koşarak gelmiştim. Aslında Jısung bu gece onlarda kalmamı tavsiye etmişti ama ben kızgınlığımın yaklaştığını hissettiğim için izin isteyip kalkmıştım.

Evin ışıkları kapalı olduğu için sağa sola çarpmamaya özen göstererek odama adımladım. Kapımı kapattıktan sonra üstümdekileri çıkartıp toz pembe şort askılı pijama takımımı giyip serin yatağa girip derin bir oh vermiştim. Resmen içimde yangın vardı.

[...]

Sabah ter içinde uyandım. İçim deli gibi kaşınıyordu ve aynı zamanda da ev Bin'in de feromonlarıyla dolmuştu. Yavaşça yataktan kalktım ve ortak lavaboda elimi yüzümü yıkadım. Yürümek tam bir eziyetti. Merdivenleri henüz bitirmemiştim ki kanepede terli ve yarı çıplak bir şekilde oturan Chang Bin'le göz göze geldim. İkimizde anlık donup kaldık ve olacak şeyleri farkettik.

Geri kalan her şey çok hızlı gerçekleşti.

Chang Bin yerinden fırlayarak yanıma geldi ve çıplak bacaklarımdan beni tutarak kucakladı. Bense içimdeki kurdun uyandığımdan beri benim aklıma sokmaya çalıştığı pis düşüncelere dayanamayıp anında boynuna dudaklarımla yapıştım. Beni odasına çıkarıp yatağına bıraktı, hızlıca altındaki şorttan kurtulunca tekrar göz göze geldik. Bana hayatında gördüğü en güzel şeymiş gibi bakıyordu.

Ben onun karın kaslarına iştahla bakarken o da üstümdeki askılı pijamayı çıkartmış bir dişi omeganınki kadar büyük olmayan memelerime parmak uçlarını değdirmişti. Kafasını göğsüme uzatıp dilini sürttüğünde ise resmen kendimden geçmiştim ki o sadece yalamakla kalmayıp ısırıp emmeye başladı ve benden zevk dolu bir mızıldanma kazandı. Bir eli diğer meme ucumu okşarken diğeri ise çıplak bacaklarımda hızlı hızlı dolaşıyordu.

Benim ellerimse sırtında ve göğsündeki en ufak noktayı es geçmeden dolaşıyordu. Göğüslerimden sıkılmış olacak ki bu sefer de karnıma eğildi ve şortumu dişleriyle sıyırmaya başladı. Kalbim resmen ağzımda atıyordu. İlk defa biriyle bu kadar ileri gidecektim bu gayet normaldi ama karşımdaki kişinin Chang Bin olması beni daha da heyecanlandırıyordu. Kim onun gibi kaslı, düşünceli ve yakışıklı bir insanla olmak istemez ki?

Chang Bin'in hareketleri durunca bende ne olduğunu anlamak için gözlerimi açtım. Nefes nefese konuşmaya başladı "Chan- Chan her şey çok hızlı oldu. Eğer- eğer istemiyorsan beni durdur tamam mı bebeğim?" Bana bebeğim mi dedi ne? İçime zorla bir nefes çekip kafamı salladım. Konuşamayacak kadar muhtaçtım şu an.

Altımdaki bütün hatlarımı belli eden kısa çamaşırımı elleriyle çıkartıp kendi baksırına uzandı. İç çamaşırlarımızı çıkardığında kısa bir an bakakaldım ama hemen kendimi toparladım. Sakin olmalıyım sakin olmalıyım. Evet Chan, aynen böyle nefes almaya devam. İki parmağını dudaklarıma yaklaştırıp ağzımı araladı ve bende sanki daha önce defalarca yapmış gibi anında emip yalamaya başladım. Dilimi parmaklarının etrafında gezdirip yanaklarımı içe çökerttim. Chang Bin kısık gözleriyle beni izliyordu ve şu anda oturduğum çarşafın ıslandığını hissedebiliyordum. Parmaklarını ağzımdan çıkartıp bacaklarımı omuzlarına çıkardı. Kafasını yavaşça deliğime yaklaştırırken olayı kavramamla aniden gözlerim açılmıştı, geri çekilmeye çalışmıştım ama Bin'in benden daha hızlı olan ağzını deliğimin girişini ısırırcasına emmesiyle gözlerim kararmıştı. Nefesi neremden almam lazım? Dilini deliğime sokmasıyla ise ağzımdan bir hıçkırık kaçmıştı. Gözleri sulanmış gözlerime denk gelince daha fazla dayanamayacağımı görmüş olmalı ki hayatımda gördüğüm en seksi gülümsemeyi bana sunup boynuma uzandı. Ağzıyla resmen boynumun ön tarafını talan ederken ellerinden birini ıslanmış deliğimde hissetim. Bir saniye bile düşünmeden 3 parmağını içime sokunca ağzımdan küçük bir inleme kaçtı. Şu an oldukça aç gözlü ve sırılsıklam olmam sebebiyle bu o kadar da etkilememişti beni, gözümü ancak Bin'in penisi doyurabilirdi. O da etkilenmediğimi fark etmiş olacak ki kendini bana yasladı.

İşte şimdi ağzımdan büyük bir inleme çıkmıştı.

Sıcak penisini gözlerimin içine bakarak deliğime sokması bana o kadar iyi hissettirmişti ki onun kendini bana itmesiyle bende kendimi ona itmeye başlamıştım. Kendini neredeyse göğüslerimiz birbirine değecek kadar bana yaklaştırmasıyla bu sefer ben kafamı onun boynuna sokarak ısırmaya başlamıştım. İnlemeleri büyüleyiciydi, kurdum ve bedenim öylesine tatmin oluyordu ki. Kendini neredeyse toplarına kadar bana sokmasıyla yerimden zıplamıştım. İkinci bir vuruş daha yaptığında bu sefer zevk noktamı bulmuştu. "Ah- kahretsin. Orası, orası." Beni dinleyip o noktaya olabildiğince hızlı vurmaya başlaması bana yaşarken cenneti bulmuşum gibi hissettirmişti. Yaklaştığımı hissediyordum. İkimizin de yüzü şekilden şekilden şekile giriyordu.

Bin'in kurdunu hissediliyordum, onun da benim kurdumu hissedebildiğini biliyordum. Kurdum onun kurdu tarafından sahiplenilmek istiyordu, mühürlenmek istiyordum.

Chang Bin vuruşlarına devam ederken beni mühürleyebilmek için sivrileşmiş dişlerini boynuma, mühür bezime sürttü. Mühürlenmek istediğimi o da biliyordu.

Sivri dişlerini sertçe derime geçirdiğinde ağzımdan küçük bir çığlık kaçırdım. Bu çok farklıydı. Sanki etrafımda Chang Bin tarafından kurulan bir koruma kalkanı var gibiydi. Kurdunun kurdumu kucakladığını hissedebiliyordum. Resmen kendimizden geçerken ikimiz de boşalmıştık ve o bütün cüssesini üstüme bırakmıştı. Gözlerim kapanmak üzereyken boynumdan çıkardığı kafasını yüzüme uzatıp yanağıma küçük bir öpücük bıraktı.

***

Evet
Merhaba
Nasılsınız
Ben iyiyim
Hayırlı bayramlar bu arada
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi bilmek isterim (💕)
Beğendiyseniz lütfen oy vermeyi unutmayın

𝙣𝙚𝙬 𝙙𝙚𝙡𝙩𝙖 ✓ / 𝙤𝙢𝙚𝙜𝙖𝙫𝙚𝙧𝙨𝙚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin