maraba
biaslarınızı buraya yazar mısınız merak ediyorum
benim Changbin <3
Chang Bin
"Kırk sekiz, kırk dokuz, elli. Tamam, şimdi mekiğe geçebiliriz yine aynı şekilde elli kere."
Minho'nun dediklerine kısaca kafamı sallayıp ara vermeden mekik pozisyonuna geçiş yaptım. Benimle birlikte o da günlük antremanımı yapıyordu. Sebep olaraksa tavlamak istediği bir omega olduğunu söylemişti. Ona zaten acayip seksi bir yürüyen kas yığını olduğunu hatırlatmak istesem de benden bile önce ısınma hareketlerime başlamasıyla bir şey diyememiştim.
"Hadi, biraz daha acele et Bin." Sanki elimden geleni yaptığımı bilmiyormuş gibi daha da hızlan demesiyle ağzımdan derin bir nefes bırakıp "Asıl sen biraz yavaşlamalısın. Bir yerlerine bir şey olmasın." dedim. Olduğu yerde biraz yavaşlayıp kaldığı sayıdan saymaya devam etti.
Mekik işini de halletikten biraz daha teknik yöntemlerden bana bahsetmeye başlamıştı. Diğer mıntıkların alfa ve betalardan oluşan ordularını anlatmıştı. Ve günün son işi olarakta bana kurdumun güçlerini ve özelliklerini anlatmıştı.
Antremanı bitirdikten sonra üstümdeki rahat şortu ve terden yapış yapış olmuş tişörtümü değiştirip yorgun argın evin yoluna koyulmuştum. Eve yürürken içinden geçtiğim çarşı kıpır kıpırdı. İnsanlar evlerine gitmenin telaşındayken gözüme az ilerideki dükkanın camından resmen bana göz kırpan buz mavisi pijama takımına takılmıştı. Adımlarımı hızlandırıp küçük butiğin içine hızlıca giriş yaptım.
"Hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?" Kasadan yanıma doğru yürümeye başlayan alfaya "Ben vitrindeki buz mavisi takımı istiyorum." Diyerek cevaplamıştım. Kadın rafların arasından pijama takımlarını çıkarırken bende cüzdanımı arıyordum. En sonunda cüzdanımı bulamayıp kafamı kadına çevirip sıkkın bir şekilde bugün alamayacağımı belirtip dükkandan sıkkınca çıkmıştım. Sanırım sabahtan evde bırakmıştım. Güzel gammamın beyaz teniyle birlikte o takımın içinde resmen parlayacağını düşünerek evin kapısın önüne gelip zile basmıştım.
"Kim o?"
"Benim, Bin."
Kapı hızlıca açılınca bana her gördüğümde dünyaya haykırmak istediğim gülümsemesiyle bakan sevgilime bende en içten gülümsemelerimden birini sundum. "Hoş geldiin."
"Hoş bulduk." İçeriye girip Chan'ın dudaklarına hızlı bir öpücük kondurup salondaki kanepeye kendimi fırlattım. O da kıkırdayıp "Çok mu yordular bugün seni?" diyerek ayak ucuma bağdaş kurarak oturdu. "Bugün diğer günlerin aksine vücudumla birlikte beynimi de hissetmiyorum. Ah bugün dönüşte çarşıda tama bizim için olan bir şey gördüm kesinlike çarşıya çıktığımızda almalıyız ben bugün yanıma cüzdanımı almayı unutmuşum da." Küçük bir onaylama sesi çıkardıktan sonra yavaşça üstüme çıkarak sırtıma yattı. Kısaca gülerek bende ona bugün ne yaptığını sordum.
"Bende ne yapayım işte? Sabah sen gittikten sonra biraz evi toparlayıp Jeongin'le birlikte Jisungların evine geçtik. Ve birde sanırım yakında düğünümüz olabilir, Jisung aşık olmuş." Sırtıma yaslı olan yüzünden güldüğünü anlayıp bende güldüm. Bu aralar her şeye gülmeye mi başladım sanki ben? Aşk insanı gerçekten deli ediyor. "Hmm gününün benimkinden güzel geçmesine sevindim. Ha birde akşam müsaitsen dışarıya çıkalım mı? Hava almış oluruz birlikte."
"İstediğin her şeyi yapabiliriz..."
-
Chan
"Şu adam sana mı bakıyor?" Hızlıca arkamı dönüp Chang Bin'in gözlerini diktiği adama baktım. "Şey, evet sanırım. Başka bir yere gitmeye ne dersin? Daha rahat oluruz." Gözleriyle adamı öldürmeye devam ederken içinde sinirden kıpır kıpır olan kurdunu ben bile hissedebiliyordum. Ortama yavaş yavaş benim bile yeni yeni alışabildiğim ağır feromonları yayılmaya başlamasıyla gözlerini bana diken adam yavaşça kaşlarını çatıp üzerine doğru hareketlenen Chang Bin'e baktı.
"Chang Bin lütfen gidelim. Ha?" Küçük mırıldanışımla birlikte elimden tuttuğu gibi beni kafeden çıkartmıştı. Daha feromonlarına bile yeni alışan bir deltayı dikkat çekebileceğimiz bir yere götürmek belki de hataydı. Zihnimden geçen düşüncelere küçük (?) bir öpüşme molası için ara verirken belimden beni kendine yapıştıran sevgilime anında kollarımı doladım.
" Seni kimsenin görmesini istememem beni kötü birisi yapar mı?" Diye fısıldayışına içimde fıldır fıldır dönen cilveli kurdum sayesinde ağzımdan kaçan küçük mırıltıyla karşılık verdim.
" Sanırım yapmaz. Sadece seni görmek kulağa pekte kötü gelmiyor." Diyerek ensesindeki ellerimi saçlarına sokarak çenesine minik öpücükler bıraktım. O da saç çizgime burnunu bastırıp nefes aldıktan sonra beni evimize doğru sürüklemeye başladı.
💗
arkadaşlar bu neğĞĞĞĞĞ BU NEĞĞ
AĞĞĞĞ(Asla resmi koyduktan sonra 5 dk Chan'ın elini izlemedim)
Evet, son 926297182 yıldır bölüm yazıyorum çünkü nedeni yok
Ama bitircem bu kitabı yarım bırakmam merak etmeyin (üzüntüden kendinizi yerden yere vurmayın diye haber veriyim dedim 🦄💨💝💖💓💗💞💝💖💓💗)
BEĞENDİYAEN OY VER LÜTFEN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙣𝙚𝙬 𝙙𝙚𝙡𝙩𝙖 ✓ / 𝙤𝙢𝙚𝙜𝙖𝙫𝙚𝙧𝙨𝙚
FanfictionChang Bin'in yaşadığı gezegende hayatta olan tek delta olduğu ortaya çıktığı gece, daha önce hiç rastlanılmamış bir tür olan gamma da ortaya çıkar. Bölge başkanları onların kendisi için harika birer fırsat olduğunu düşünerek mühürlenmeleri konusunda...