☼ sigmam

641 70 18
                                    

5 yorum 10 oy gelmezse yeni bölüm atmıyormuşum öyle diyorlar

İyi okumalar

Chang Bin

dırırır... dırırır...

Elimi titreşimin kaynağı olan telefonuma sonunda atmış elime alıp titreşimin durması için anında telefonu açmıştım.

"Tanrım- Bin, sonunda açtın. Dakikalardır seni arıyorum, umarım neden eğitime gelmediğinle ilgili güçlü bir nedenin vardır çünkü eğer bu sefer de açmasaydın yöneticiye bilgi vermek durumunda kalacaktım." Ne? "Minho?"

"Ya evet, Minho. Neredesin sen aptal? Saatlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum." Telefonu hızlıca kulağımdan uzaklaştırıp saate baktım. Ne ara öğlen olmuştu?

"Ah, şey evet ben- kızgınlığa girdim de. Sanırım bir iki gün daha yokum. Sorun olur mu?"

"Tam da zamanı gerçekten öff. Peki, tamam yapabileceğimiz bir şey yok sonuçta. İyi günler sana.

"Teşekkürler, sana da."

Telefonumu eski yerine bırakıp yanıma kıpırdanan Chan'a göz attım. Haffif çilli yanaklarına ufak bir öpücük kondurup tuvalete doğru ilerledim. Dişlerimi fırçalayıp tuvalete girdikten odaya geri dönüp Chan'ın ayak ucuna oturdum.

"Chan, hadi uyan." Derin bir nefes verip yorganın altında benim olduğum tarafa döndü. Gözlerini hafifçe aralayıp üstümde gözlerini gezdirip bir şeylerin farkına varmış gibi olduğu yerde aniden doğrulmaya çalışırken ağzından çıkan sızlanmaya engel olamamıştı. "Ahh."

Kısık bir sesle kıkırdayıp "Hadi, kalk artık. Kahvaltı yapalım." dedim. Kafasını sallayıp yorgunca üstündeki yorganı havalandırıp altına baktı. "Şey, Bin bana giyecek bir şey verebilir misin?"

Chan'a altına giyecek bir şey verdikten giyinmesini bekleyip yavaşça banyoya gitmesine yardım ettim. "Duş için yardım etmemi ister misin?"

"Ha, yok teşekkür ederim kendim halledebilirim."

"Peki." deyip dudağımı dişleyerek banyodan yavaşça çıkıp mutfağa yöneldim. İçim resmen kıpır kıpırdı. Kurdumun mutluluktan içimdeki tepinmesini dışarıya belli etmemeye çalışarak buz dolabınından kahvaltılıkları çıkarıp masayı doldurmaya başladım.

Bu sabah gerçekleşen olayları gözümün o anlarda kızgınlıktan dolayı dönmüş olmasından dolayı yarım yamalak hatırlarken yüzümde oluşan koca gülümsemeye engel olamıyordum. Kırmızı dudakları, hafif çilleri ve beyaz teniyle ne kadar harikaydı değil mi Bin? Hele ince bel-

"Ah- tamam sakinim. Evet sakin ol Bin."

"Kiminle konuşuyorsun?" diyerek beyaz uzun şortu ve beyaz tişörtüyle kapıya yaslanmış Chan'a gözlerimi çevirdim.

"Hiç kimseyle."

Gözlerimi yavaşça yüzünün her ayrıntısında gezdirip "İyi misin?" Diye sordum. Bana karnımda kelebeklerin uçuşmasını sağlayacak kadar güzel bir gülümseme sunup "Evet, gerçekten iyi hissediyorum. Sen nasılsın?" diyerek buz dolabına daha önceden sıkıp koyduğu nar sularını çıkardı. "Bende iyiyim..."

Benim konuşmamamdan sonra ortamda oluşan garip sessizlikle, gamma ile aramızda kısa bir bakışma geçmiş hemen ardındansa benden sarıya dönmüş güzel gözlerini kaçırıp bize yumurta yapmaya başlamıştı. O... çok güzeldi. Sadece dış görünüşü değil, içi de çok güzeldi. Birlikte yürüyüşe çıktığımızda parkta çocuklara sevgiyle bakışı, gördüğümüz kedilere mama almak istemesi, kimseyi incitmemek için olan kibar ve düşünceli tavırları o kadar güzeldi ki aklımı neredeyse başımdan alacaktı. Hele de bu sabahtan sonra kurdunu, hislerini, kalp atışlarını kendi kalbimde hissetmem kendime geldiğimden beri karnında kelebeklerin uçuşmasına neden oluyordu.

Arkasından yanına yaklaşıp ellerimi beline, kafamıysa boynuna koydum. "Hayatımda görmüş olduğum en güzel şeysin gamma." Kafamı boynuna daha da yaklaştırıp o güzel kokusunu solurken boğazımdan kaçan küçük hırıltıya engel olamamıştım. O da boynunu benden kaçırarak küçük bir kıkırtı sundu. "Hayatımda rastladığım en aşık olunası şeysin sigmam."

-
Merhaba
Nasılsınız

Umarım sağlıklısınızdır

Sağlığınızın kıymetini bilin çünkü ben bu aralar bu konudan çok çekiyorum

Oy vermeyi unutmayın

Ve kendinize iyi bakın

𝙣𝙚𝙬 𝙙𝙚𝙡𝙩𝙖 ✓ / 𝙤𝙢𝙚𝙜𝙖𝙫𝙚𝙧𝙨𝙚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin