BÖLÜM 5: Selanik'ten İzmir'e

3.2K 235 248
                                    

Medya: Kenan'ın profil fotoğrafı

Dimitri Zenan;

Geceden beri sürekli çalan telefonumu kapattım. Adının Kenan olduğunu öğrendiğim adam, benim numaramı cidden gaylere vermişti.

Sırt çantamın bir kolunu takıp evden çıktım. Gecenin üçüydü ve ben o herifi bulmak için bu saatte hava alanına gidiyordum.

Telefonuma diğer hattımı takıp Kenan'ın mesaj kutusuna girdim.

+905*********'i ηλίθιος Τούρκος ( Aptal Türk) diye kayıt ettiniz.

Zenan: που μένεις? ( Nerede yaşıyorsun?)

Zenan: κοιτάξτε τα μηνύματα. (Mesajlara bak.)

Zenan: Γίνομαι νευρικός. (Sinirleniyorum.)

Aptal Türk görüldü.

Aptal Türk yazıyor...

Aptal Türk: LAN MANYAK MISIN SEN?

Aptal Türk: Sizin orada sabah olabilir ama burada gecenin üçü!

Zenan: Δεν υπάρχει διαφορά ώρας. (Saat farkı yok.)

Aptal Türk: O zaman gecenin üçünde derdin ne?

Zenan: Το πρόβλημά μου είσαι εσύ. (Benim sorunum sensin.)

Aptal Türk: Bana bak zibidi, uykum ile arama bir daha girersen bozuşuruz.

Aptal Türk: Uyuyorum ben.

Zenan görüntülü bir arama başlattı.

Uyumasın diye aradığım adam, birden aramayı kabul ettiğinde iki kaşımı kaldırdım. Ekranda sadece sarı saçları gözüküyordu.

"Lan sen beni gecenin üçünde neden arıyorsun zibidi?" Kocaman sırıttım. Ben, görüntümü kapatmıştım ama o uykulu olduğu için kamerayı kapatmayı unutmuştu.

Ekranda kedi belirince yüzümü buruşturdum. Görüntüsü bile burnumu kaşındırıyordu.

" Cevap vermeyeceksen niye aradın lan beni? Açmayacağımı düşündün de mi? Yer mi Anadolu çocuğu!"

Dediklerini anlayacak kadar Türkçe'm vardı. Ona yanıt verecek kadar da. Ama kendimi yormak istemedim. Ne de olsa birkaç saat sonra yüz yüze görüşecektik.

" Nazike kızım nah çek bakayım. Kahrolsun Yunanistan!" Ekranda beliren yüze baktım, kediyi öpüyordu.

Yeşil gözler kameraya kitlenince duraksadı. " Lan benim kameram açıkmış! Pezevenk bir de kendisini görmeyeyim diye kamerayı kapatmış. Sanki sosyal medyadan bakmasını bilmiyoruz. Açık oynasana."

Güldüm. Sabahtan beri biriken tüm sinirim uçmuştu. Hafifçe öksürüp kamerayı açtım. Ağır aksanlı sesim ile konuşmaya başladım.

" Biz açık oynarız merak etme Kenan." Gülerek Kenan'ın şaşkın ifadesini izledim. Uykulu ifadesi anında dağılmıştı.

" Sen ne ara öğrendin Türkçeyi? Vay hain puşt." Gözlerim, bir yandan gelecek uçağa bir yandan Kenan'a kayıyordu.

" Ee, siz Türklerin dediği gibi Kenan. Dostuna yakın, düşmanına daha da yakın. Ayrıca şu kedini kamera açısından çek."

Kenan, kediyi daha da kucağına çekti. Ne dersem tam tersini yapıyordu. Yüzüme düşen saçlarımın bir kısmını toplayıp kameraya baktım.

" Sen, hep böyle yapacaksan biz senle nasıl anlaşacağız?" Kenan, yüksek sesle gülünce anlık yan tarafa baktı. Sonra geri kameraya döndü.

" Niye senle anlaşayım? Amacım sence anlaşmak mı? Bir daha arama beni. İyi geceler." Göz devirdim. Dengesiz bir pezevenkle uğraşmak cidden can sıkıcıydı.

" Numaramı gay sitesinden kaldır. Ben de senin suratına meraklı değilim. Ayrıca beyefendi, seninle görüşecek hesabımız var." Kenan'ın yüzünde alaylı bir gülüş belirdiğinde gerilen dudaklarına baktım.

Tanrı vardı şimdi yüzü çok güzeldi. Ama daha bir Türk'e ilgi duyacak kadar düşmemiştim. Sadece yanına gidecektim ve bana düzgün bir açıklama yapmazsa bir güzel dayak yiyecekti.

" Senden mi korkacağım? Gel de görüşelim beyefendi. İzmir'in sularına gömeyim seni." Gülerek başımı salladım.

"Geleyim de kim kimi gömüyor göreceğiz, Kenan." Kenan, Yunan dölü diyip aramayı bitirdiğinde gülerek arkama yaslandım.

İşler daha da eğlenceli bir hâle geliyordu.

|Bölüm Sonu|

> Gününüz sizin gibi güzel olsun. Diğer bölüme kadar mutlu kalın. ^^

> Sormak istediğiniz bir şey olursa sorabilirsiniz. <3

NİCE GREEK (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin