BÖLÜM 31: Kayınvalideyle dedikodu

370 45 50
                                    

Zenan'dan;

Sabahın ilk ışıkları, perdenin üstünde dans ederken gözlerimi yanımda uyuyan bedene çevirdim.

Kumral dağınık saçları, yastığa dağılmış tablo gibi bir görüntüyü saatlerdir zihnime kazımama sebep oluyordu.

" Kenan, uyan hadi. " Mırıldanarak diğer tarafa dönünce gülümsedim.

" Eski sevgilim yazdı bana. " Birden benden tarafa gözleri açık dönünce istemsiz biraz geri çekildim.

" Ne? Hani bakayım? Kim o? " Uykulu ifadesi anında dağılmış, yatakta olmayan telefonu arıyordu.

" Günaydın canım sevgilim. Her seferinde şakalarımı yemen çok komik doğrusu. "

Kafamın altındaki yastığı hızla çekip, yüzüme doğru savurdu.

" Sen, bir gün kalbime indireceksin. Men ederim seni sevgililikten görürsün. "

Yastığı tutup, kafamın altına geri koyduğumda kaşlarını bir süre daha çatmaya devam etti.

" Kızmayınız efendim, sinirli halinizi görmek çok hoşuma gidiyor doğrusu."

Kolumu hafifçe ısırdı ve çok bayıldığı saçlarımı - uykusunda sayıklamıştı- karıştırdı.

" Bence senin canın trip çekiyor Zenan. Bunun başka açıklaması olamaz. " Örtüyü bedenine sarıp kalktı. Masasındaki kum saatini ters çevirdi.

" Senden gelecek her şeye razıyım."

Gülümseyip arkasından bakarken, sahte kızgın bakışlarını - çözmüştüm artık onu- bir süre bana dikti.

" Sana ceza gerek."

Kenardaki tişörtü üstüne tek hamlede geçirip bana yaklaştı. Gözlerimi gözlerinden ayırmadım.

" Nasıl bir ceza? " Yüzüme düşen saçlarımı geriye ittim.

" Bilmem, gün içinde düşünürüz." Alnımdan öpüp, saçlarımı daha da karıştırdı.

Bu hareketi ile şapşal şapşal gülümsedim. Çok tatlıydı benim sevgilim. Bunun farkında da değildi.

" Sana temiz kıyafet çıkarttım. Eskişehir'in havası sert olur. Üşütürsen kıyamam. Hadi kalk, giyin."

Yataktaki örtüye sarılıp kalktım. İlişkimizin her geçen günü, bu adam beni kendine daha çok aşık ediyordu.

" Kenan, bana memleketini gezdirir misin? " 

Üstüme siyah hırkayı giydiğim de masaya yaslanıp beni izlediğini fark ettim.

" Tabi ki gezdireceğim. Annemlerle kahvaltı yapalım, dışarıya çıkarız baş başa. "

Giyindikten birkaç saniye sonra hemen kollarını bana sarıldı. Kocaman gülümsedim. Yavru kedim di benim.

" Hem seni buradaki arkadaşlarımla da tanıştırırım. Eminim seni çok severler."

Ela gözlerini suratıma dikip, saçlarımı okşamaya başladı. Bayılıyordum bu zaman dilimine.

" Devaju oldum. İzmir'deki arkadaşlarınla ilk tanıştığım zamandaki gibi hissettim. " 

Yanaklarımı sıkıp burnuma bir öpücük kondurdu.

" Annemler kalkmıştır, yanlarına gidelim. Kahvaltı yaparken mahallenin dedikodusu varsa dinleriz. Aşırı sarıyor ha. "

Kenan, gülerek elimden tuttu ve kapıya doğru adımladı. Hevesli hevesli bir şeyler anlatmaya devam ediyordu ama ben şapşal surat ifadesini izlemekten kelimeleri kavrayamıyordum.

Salona yaklaşınca elini usulca bıraktım. Başımı hafifçe içeriye doğru uzattım.

" Günaydın, Zenan oğlum. " Kenanın annesi, Zehra ile oturmuş boyama yapıyordu.

" Günaydın efendim, nasılsınız? "

İster istemez utanınca koltuğun kenarına oturdum. Kenan'ın annesi ne derse utanacakmış gibi hissettim o an. Zehra, gözlerini bana dikmiş tatlı tatlı bakıyordu.

" Bakma öyle Zenan'a abicim. " Kenan, kardeşine dil çıkarıp yanıma oturdu.

" Abi sen neden dün bağırıyordun? "

Zehra'nın sorduğu soru ile beynimden vurulmuşa dönerken nefes almayı unuttum sanki.

Kenan'ın hafif rengi atmaya başlarken, lafı ben çevirdim.

" Biz, abinle güreş yaparken dizini komodine çarptı. Ondan biraz bağırdı bana abicim."

Kenan'ın annesi hâlâ telefonuyla uğraşıyordu. İçime az da olsa su serpildi.

Kenan, donup kalınca kolunu çimdikledim. Put gibi kalmıştı salak çocuk.

" Ha aynen evet. Mutfaktan koku geliyor sanki ya, mutfağa bakayım bir."

Kenan, hızla ortamdan uzaklaşınca içimden birkaç defa sövdüm. Annesi ve kardeşiyle tek bırakmıştı beni.

Birkaç dakika öylece etrafa baktıktan sonra kayınvalidem ile göz göze geldim. Eliyle yanını patpatlayınca bir şey demeden yanına oturdum.

" Zehra, sen bir babana bak. Ben, abin ile bir şeyler konuşacağım."

Küçük çocuk, kaşla göz arasında kaybolurken içimden sadece dua ettim. Aklıma başka bir şey gelmiyordu.

" Seninle biraz Kenan'ın dedikodusunu yapalım. Üniversite de akıllı duruyor mu? Hiç çevresinde gördün mü kız arkadaş falan? "

Aklımda kurduğum senaryoların hepsi güme gidince içime bir su serpildi.

" Uslu duruyor ya. İşi gücü ders. Sevgilisi olduğunu da hiç düşünmüyorum. Kod yazıyor sürekli."

Tanrı bu yalanlarımı duyuyorsa umarım beni taşa çevirmezdi.

Annesi, başını olumlu anlamda sallayıp gülünce ben de rahatladım. Kenan, ela gözlerini annesinden almıştı.

" Bu kereta, lise yıllarına ne çektirdi bana var ya! Üniversite de zır deli olur diye düşünüyordum da, akıllanmış benim saf salak oğlum. "

Zehra'nın boyama kitabını kenara koyup, meraklı bakışları bana çevirdi.

" Siz nasıl tanıştınız Kenanla? " 

Ensemden bir sıcaklık bedenime doğru akmaya başlarken, düşünmeye başladım.

Şimdi bu kadına oğlun bana küfürler etti, ben de hesabını çaldım sonra buluştuk birbirimizi beğendik demek hiç içimden gelmiyordu çünkü kalbine inerdi.

" Sosyal medyadan tanıştık. Bana Yunanistan'ı çok merak ettiğini, harika bir kültürü olduğunu söyledi. Daha da tanımak istediğini falan. Ben de isteğini geri çevirmedim. Sonra o da bana Türkiye hakkında bilgiler verdi. Buluştuk, arkadaş olduk."

Gülmemek için çok zor duruyordum. Kenan, bu laflarımı duysa ikiye ayrılırdı.

" Maşallah oğlum maşallah. Birbirinize sahip çıkın hep böyle. Bakalım bakalım bizim oğlan mutfakta ne yapıyor. Gel, hadi."

Canım kayınvalidem kalkıp, mutfağa ilerlediğinde kısık sesle kıkırdadım.

Umarım bu konuşmamız aramızda kalırdı.

|BÖLÜM SONU|

' Selam! Ben, geldim. Bu kadar uzun süre ortadan kaybolduğum için kusura bakmayın. Zorlu bir süreçti.

NİCE GREEK (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin