BÖLÜM 24: Atina

773 58 36
                                    

Kenan'dan;

" Biz şimdi nereye gidiyoruz?" Islak saçlarımı arkaya itip Zenan'a baktım. Denizden çıkalı üç saat olmuştu ve Zenan, Atinayı benimle gezmek için sürekli sabırsızlandığını söylüyordu.

" Sürpriz ama sana küçük bir ipucu verebilirim. Atina demokrasisinin simgesi olan o yere gidiyoruz." Gülen suratına tip tip baktığımda saçlarımı karıştırdı.

" Emin ol çayırdaki inek, genel kültür konusunda benden daha bilgilidir."

Kahkaha atıp beni kolunun altına aldı. Sabahtan beri bitmeyen enerjisine hayrandım.

" Sevgilimle ülkemin başkentinde gezmek çok heyecan verici. Ayrıca sana yolda anlatacağım daha bir sürü güzel yerler var."

Otobüs durağına geldiğimizde sakince arkama yaslanıp, sokaktan geçen insanlara baktım. Herkes kendi halindeydi.

Otobüs bizden tarafa doğru gelince Zenan, heyecanla koluma girdi.

" Cidden benimle bir yerlere gitmek, bu kadar çok hoşuna mı gidiyor? " Hızlıca başını olumlu anlamda salladı.

" Aşk adamım benim." Ona uyarak ben de hızlı adımlarla otobüse bindim. En arka cam kenarına oturdum.

" Seveceğine o kadar eminim ki! Mitolojiyi de sever misin? Parthenon Tapınağından sonra Erehteyon Tapınağına gidelim."

Başımı olumlu anlamda salladım. Doğrusu mitoloji hakkında bir bilgim yoktu ama Zenan anlatsa sabaha kadar dinlerdim.

Otobüs yaklaşık yirmi dakika sonra durdu. Zenan, elimi tutarak otobüsten indi. Birkaç dakika daha yürüdükten sonra önümüzde duran koskoca tapınağa baktım. Kesinlikle etkileyiciydi.

" Ağzın açık baktığına göre baya hoşuna gitti." Başımı salladım. Birkaç adım atıp sütunların arasından geçtiğimde sanki tarihi bir filmde yürüyor gibi hissetmiştim kendimi.

" Perslerin Athena Tapınağını yıkmasından sonra inşaat edilmiş. Atina'yı hangi devlet ele geçirir ise tapınağı farklı amaçlarda kullanmış. Bizans döneminde kilise, Osmanlı döneminde cami hatta Osmanlı İmparatorluğu bir ara burayı cephane olarak kullanmış."

Kaşlarımı kaldırıp Zenan'a baktım.

" Hem sevgilim hem tur rehberim. İkisi de beleşe geldi."

Zenan, kocaman güldü. Öksürdü.

" Yok öyle beleşe bir şey. Beni öpmen lazım."

Bir etrafıma bir Zenan'a baktım. O da beni taklit edip iki yanına baktı.

Bir adım attı, bir adım attım.

Işık hızı ile dudağının kenarına minik bir öpücük bırakıp geri çekildim.

İlkokulda aşık olan çocuklar gibi hissediyordum kendimi.

Hem utanıyordum hem gülüyordum.

" Bünyemin şipşak öpücüklere daha çok ihtiyacı var." 

Sırtını patpatlayıp ilerledim.

" Hak et öpeyim, Dimitri. "

Gözlerinin bir süre yüzümde dolandığını hissedince sırıttım.

Gerçi Zenan'ın yanında ben her zaman gülüyordum. Bu artık olağan bir durumdu.

" 22 yıldır bu adı kullanıyorum, senden daha güzel telaffuz eden yok."

Zenan, yanağımı öpüp serçe parmağını serçe parmağıma doladı. Tapınağın içinde yarım saat daha geçirdikten sonra parmaklarımızı ayırmadan çıktık.

NİCE GREEK (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin