BÖLÜM 15: Başka hayatta yine sen

1.1K 89 37
                                    

Kenan'dan;

Bir saat...

Bir saattir arızanın bitip dönme dolabın çalışmasını bekliyorduk.

" Aşağıya bakıp durmaktan midem bulandı. " Zenan, gözlerini ovalayıp bana baktı.

" Miden bulanıyorsa neden bakıyorsun? Bakmasana. "

Zenan, başını sallayıp birkaç saniye sonra tekrardan aşağıya bakınca kolundan tutup yanıma çektim.

" Gel, dikkatini dağıtayım senin. "

Sırıtarak ona sırnaştığımda başını iki yana sallayıp arkasına yaslandı.

" Ciddiyim, harbiden midem bulanıyor. " Elimi, Zenan'ın karnına koyup ovdum.

" Sıç geçer derdim de onu yaparsan ben atlarım şuradan aşağıya. "

Koluyla kafamı kıstırıp saçlarımı dağıttı.

" Dalga geçme, suratını ısırırım."

Ağzını kocaman açıp bana yaklaşınca gülerek bedenimi diğer tarafa doğru eğdim.

Zenan, kolunu daha da sıkılaştırıp üstüme doğru eğilince bedenlerimiz birbirine yapıştı.

" Ama sen beni kışkırtıyorsun. " Tek kaşımı kaldırıp, dizimi kasıklarına bastırınca gözlerini büyüttü.

" Ben, böyle bir şey görmedim. Arsız, sapık! "  Sahte bir kızgınlıkla bana baktı. Bir elini tişörtümün içinden geçirince cam olan kabini gösterdim.

" Tüm İzmir'e bedava seks kasedi çıkartacağız herhalde." 

Zenan, oflayarak elini çekip kafasını kabine yasladı.

" Sen de yükselt yükselt sonra imana gel. Hainsin Kenan. "

Kollarını birbirine bağladı. Gülerek Zenan'a sırnaştım.

" Oy yeşil gözlerine kurban olsun anası. Gel hele bir şöyle." İki yanağını sıkıp alnına sulu bir öpücük kondurdum.

" Duygularım tarifsiz, ne diyeceğimi bilmiyorum." Şaşkın şaşkın suratıma bakınca saçlarını karıştırdım.

" Kültür farklılığı diyeceğim de her şeyi kopyaladınız zaten. " İki kaşını kaldırıp elimi hafifçe itti.

" Paşama bak. Siz, bizim az mı şarkılarımızdan çaldınız?"

Milliyetçi damarlarım kabarınca gözlerimi kıstım.

" Bir kelime daha edersen ulurum bak."

Zenan, alnını ovaladı. Gökyüzüne doğru baktı. Gülerek başımı omzuna koydum. İtiraf edeyim onunla uğraşmak ayrı bir zevk veriyordu bana.

" İş ciddiye biniyor herif. Bugün seni arkadaşlarımla tanıştıracağım."

Kucağındaki elini tuttum. Bu konuşmayı yolda yaparım diye düşünüyordum ama beleşe bir saattir dönme dolapta oturuyorduk.

Zenan, gülerek bana döndü. Acayip küçük olaylara bile aşırı mutlu oluyordu ve bu benim acayip hoşuma gidiyordu.

" İsimleri ne? Önden bilgi versene, heyecandan konuşamam yoksa."  Yeşil gözleri ilgiyle yüzümde dolanırken keyifle sırıttım.

" Emine, Kazım, Murat gelir. Necmi, zaten bizim evde köpek ile kediye bakıyor. Ege ile Naz'ın da işi var."

Zenan, tam bir şey diyecekken dönme dolap çalışmaya başladı. Dikkati dağılıp anlık aşağıya doğru baktı.

" Tam çalışacak zamanı buldu. Evren bizi sevmiyor sevgilim." Zenan, bir kolunu bana sarıp başını başıma koydu.

Aşağıya indiğimizde dışarıya kendini ilk Zenan attı.

"Siz Türkler ne diyordu? Hah, şükürler olsun."

Gülerek Zenan'ın yanaklarını sıkıp koluna girdim.

" Biraz daha tatlı olmaya devam edersen öperim seni. " 

Tek kaşını kaldırıp bana baktı. " Sen de nefes alsam öpeceksin beni." Başımı sallayınca sesli bir şekilde nefes aldı.

" Nefes almakta ne kadar güzel biliyor musun? Ciğerine ciğerine."

Bir kadın bize dönüp bakınca gülmemek için yüzümü çevirdim. Zenan, kıpkırmızı kesilip ensesini kaşıdı.

Ellerimi ceplerime koyup ilerledim. Güneş; yavaş yavaş bulutların arasında kaybolmaya başlıyor, insanlar bir yandan diğer tarafta koşturup duruyordu.

Zenan, serçe parmağımla parmağımı tutup, denizi seyrederek yürümeye başladı.

Gözleri geçen ki gibi denize dalıp gittiğinde aradaki büyüyen sessizliği bozmadım.

Çünkü bu sessizlik huzur bozan  türden değildi. 

" Eğer öldükten sonra başka bir evrende doğarsak seni tekrardan bulma şansım var mı Kenan? "

Soru bana komik gelince istemsiz güldüm ama Zenan ciddi bakışlarını suratıma dikince anlık duraksadım.

Bu nasıl cenabet soruydu?

" Ne bileyim ben Allah mıyım? " Omuz silktim.

" Salak, öyle bir şansımız olursa diyorum. Öyle bir şey var demiyorum."

Omuzlarını düşürüp kolunu çekince bu sefer ben onu kendime çektim.

" Bulurduk tabi ki. Soru olarak bile sayılmaz bu." Zenan, gülüp alnımı öptü.

" Rahatladım. Bazen aklıma takılıyor işte. Ölümden sonrası yani. Benden önce toprağa karışırsan tutunacağım bir inancım olmalı."

Önümdeki taşa yavaşça vurdum. Sekerek kendine başka bir yol çizdi.

" Ölüm konusu beni pek açmıyor be güzelim. Bu konuyu pek düşünmek istemiyorum. Yaşadığın yanına kâr kalsın mantığı benim ki."

Zenan, başını sallayıp başka bir şey söylemedi.

Kendi beyninin içinde ne dönüyordu bilmiyorum ama içindeki sessiz fırtınaların bir gün onu, beni felakete sürükleyeceğini hissediyordum.

Ama kalbim kendi şarkısını söylemeye başlamıştı bile.

İçimizden biri ölene kadar da  durmayacak bir şarkıydı bu.

| BÖLÜM SONU |

~ Adamlar - Acının İlacı

~ Adamlar - Acının İlacı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NİCE GREEK (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin