BÖLÜM 11: Gökyüzü Şahit

1.9K 154 22
                                    

Zenan'dan;

"Kalbim sana tutuldu."

Türkçemin yetip yetmediğini kendi kendime sorgulamaya başladım.

Kenan, az önce bana bir nevi itiraf yapmıştı ama ağzımı açıp bir şey diyemedim.

Yeşil gözlerim, sadece çehresinde gezindi. Ellerim kaskatı kesilmiş, hâlâ yanaklarında duruyordu.

Ne ellerimi çekebiliyordum ne de okşayabiliyordum.

" Bir şey demeyecek misin? "  Gözlerini suratıma dikmiş öylece bakıyordu.

"Ben, beklemiyordum böyle bir itiraf." Kenan, bir adım geri çekildi.

" Bir de seni arkadaş olarak görüyorum de vurayım seni." Artan yağmurla kapşonunu taktı.

Ben ise onu izliyordum. Yüzünü, hareketlerini, bana bakışlarını. Ceketimi düzeltecek gücüm bile yoktu, sadece kalbim çok hızlı atıyordu.

" Düşündüm de unut gitsin, demedim say. " Kenan, bir sinirle yanımdan geçip giderken birden kolundan tuttum.

Başını çevirip bana baktı. Ela gözleri, hüzünle çevrelendi.

" Asma hemen o güzel yüzünü. Beni o kadar heyecanlandırdın ki kelimeleri bir araya getiremiyorum." 

Yağmur damlaları bedenimin her yerini ele geçirmeye başladı. Islak saçlarımı arkaya doğru ittim.

Kenan, omzuma hafif bir yumruk attı.
Sonra gülmeye başladı.

" Aptal, o kadar uzun bir süre yüzüme ciddi bir ifadeyle baktın ki yanlış anladığımdan korktum." Başını geriye atıp gülmeye başladı.

Birkaç adım atıp Kenan'a sarıldım. Yağan yağmur yüzünden insanlar koşarak bir yerlere sığınıyordu.

Benim de bir nevi sığınacak yuvam Kenandı.

Onun da kolları bedenime sarılınca huzurla gözlerimi kapattım.

" Böyle bir itiraf beklemiyordum çünkü beni seveceğini düşünmemiştim." Çenemi Kenan'ın başına yasladım.

" Teşekkür ederim." Kenan, gülüp bana baktı. Gözleri kısılmış, yanaklarında ki minik gamzeleri ortaya çıkmıştı.

Önümde kusursuz bir tablo duruyordu ve ben o tabloyu öperek bozmak istiyordum.

" Salak herif neden teşekkür ediyorsun? Başına koca bir bela aldın. Adı Kenan olan." Göz kırptı. Kenan'ın kapşonunu çıkarttım. Kuru saçları kısa süre sonra ıslanmaya başladı.

" Tüh, keşke şemsiyemi alsaydım. Japon efsanesini kaçırdık."

Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Bir yağmur damlası sol gözüme düşünce bir gözüm kapalı Kenan'a döndüm. Gülerek bana bakıyordu.

" Japon efsanesine ne gerek var oğlum. Seninle yeni bir efsane yazalım. Bir rivayete göre yağmurun altında aşk itirafı yapılırsa..."

Kenan, sözünü bitirmeden lafa atladım. " Götten yeniliyormuş?" Omzuma, sert denilebilecek bir yumruk attı.

" Tüm romantik anın içine ediyorsun velet ha." Kahkaha attım, onu sinir etmek acayip zevkliydi.

" Tamam tamam. Bir rivayete göre yağmurun altında aşk itirafı yapılırsa gökyüzü o ana şahit olur, iki aşık için ağlarmış. Bir gün yolları ayrı düşerse, yollarını birleştirir. İki aşığın sesi olurmuş. Göz yaşlarına tanıklık eder, bedenlerini sonsuza kadar sararmış. Nasıl?"

Kenan, başını salladı. Baş parmağını kaldırdı.

" Beğendim bunu. Yağmur bitmeden önce gök yüzünün tanık olması gereken bir şey daha var."

Meraklı bakışlarımı Kenan'ın yüzüne diktiğimde ensemde ellerini birleştirdi.

Beni kendine çekip dudaklarını dudaklarıma bastırdığında tüm zeminin kaydığını hissettim.

Yağmur damlaları, yüzümüze düşüp kendilerine yeni bir yol çizerken deli gibi öpüşüyorduk.

Ve bu ana tüm gökyüzü şahit oluyordu.

|BÖLÜM SONU|




NİCE GREEK (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin