BÖLÜM 34: Uğur ile Fatih

277 23 41
                                    

Kenan'dan;

" Oğlum her şeyinizi aldınız mı? Üşütmeyin bak. " Annem, çantamızı yeniden kontrol etmek isteyince durdurdum.

" Anne, üçüncü kez kontrol ettik. Koca insanlar olduk ya. "

Annem, ikna olmamış gibi gözlerini kıstığında ofladım. Çantamın ağzını açıp içindekilerin gösterdim.

" Heh, tamam her şeyi almışsınız. "

Annem, koridorda gezen kediye baktı. İlk başta Çamur ile balkona koyuyordu ama son zamanlarda pek bir anlaşmaya başlamışlardı.

" Nazike, biz de kalsın. Siz, gidin. "

Çamur, bahçeden bir ses çıkarınca annem bahçeye döndü.

" Tamam, oğlum. Sen de kal. "

Babam, Çamurun başını sevince gülümsedim. Normalde evde pek hayvan sevmezlerdi ama ne olduysa birden üstüne düşmüşlerdi.

" O zaman biz çıkıyoruz Zenanla. "

Annemi öpüp alelacele Zenan'ı koluma takıp evden çıkarttım.  İki gündür göt korkusundan yanına bile yaklaşmamıştım.

" Özlemişsin sanki beni biraz. "

Zenan, gülüp muzip bir tavırla bana bakınca koluna hafifçe vurdum.

" Tabi hayatım, ölüyorum senin için. "

Eliyle saçlarımı karıştırıp, yanağımı sıkınca bir numaralı pezevenk gülüşümü attım ona.

"Arkadaşların nerede bekliyor bizi?"

Sorunun cevabını unutunca hemen telefonumu kontrol ettim.

" İki sokak ötedelermiş. Tanışınca eminim çok seveceksin. Biri Fatih diğeri Uğur. İki tane daha arkadaşım gelecekti de son anda işleri çıktı. "

Zenan, başını sallayıp beni kolunun altına aldı. Burnuma gelen parfüm kokusuyla gülümsedim. Şerefsiz nerede güzel parfüm varsa direkt alıyordu.

" Bizimkiler baya siyaset konuşur haberin olsun. Belki Türk siyasetinden bir şey anlamazsın ama ben sana özet geçerim. "

Tişörtümün kırışan ucunu düzelttim. Kırışık ne varsa nefret ederdim.

" Aksine Türk siyasetiyle ilgileniyorum ki ben. Arkadaşlarımla dalga geçiyorduk önceden. Yaşamayıp dışarıdan izleyince aşırı komik oluyor. "

Gülüp gülmemek arasında kalan bakışları, bana değince gülmeye başladı. Ben ise somurtmaya başlamıştım bile.

" Bizim anamız ağlasın, siz gülün. "

Tam bir şey diyecektim ki sokağın başında Fatih ile Uğur'u görünce lafımın başını da sonunu da unuttum.

İkisi de pezevenk gömleği giymiş, bize doğru el sallıyorlardı. Altlarında aynı renk fosforlu şortlar gözlerimi buradan bile yakıyordu.

" Sonunda gelebildiniz ya. Burada ağaç olduk, meyve verdik. Gölgemizde çay içiyor insanlar. "

Fatih, başındaki şapkayı çıkartıp biraz eğilip bize refarans yaptı. Bir elini Zenan'a uzattı.

NİCE GREEK (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin