3. BÖLÜM (KARŞILAŞMA)

16 4 1
                                    

Alarmın sesiyle gözümü açtım. Bugün iyi uykumu almıştım.

Hemen yataktan kalkıp lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Sonra da üstümü değiştirdim.

Ve son olarak da komidinin üstünden yüzügümü taktım. İşte hazırdım.

Ayakkabılarımı giydim. O sırada telefon çaldı. Sedattı.

"Günaydın sevgilim. Aşağıdayım bekliyorum.

" Günaydın. Geliyorum.

Dış kapıyı açtım. Karşımda arabaya yaslanmış elleri ceplerinde bir adet sedat duruyordu. Aslında yakışıklıydı sedat. Bana bazen Emiri hatırlatıyordu. 5 yıl önce beni sepebsizce bırakıp giden adamı.

Sedatı incelemeyi kesip yanına gittim. kollarının arasına alıp saçıma öpücük kondurdu. Arabaya geçtik. Emniyet kemerimi takarken sedat konuşmaya başladı.

" Bakıyorum da bugün benim nişanlım dinamik. Uykunu iyi aldın değil mi?

"Evet saat 12 de uyumama rağmen iyiyim hayret diyerek güldüm.

"Aç mısın? Önce yemek yiyebiliriz istersen?

Sabah birşey yememiştim ama canım birşey istemiyordu.

"Hayır henüz aç değilim. Şirkette birşeyler ısmarlarsan yiyebilirim ama.

"Hay hay matmazel.

şirkete gelmiştik.

"Hoşgeldiniz Sedat bey, Selin hanım diyerek gülümsedi.

Sedat sadece kafa sallamakla yetindi.

"Hoşbulduk Eylül. diyerek gülümsemesine karşılık verdim.

Asansöre bindik. Ve ben düğmeye bastım. Kapalı alanlardan nefret ediyordum. Bir süre sonra sıcak gelmeye başladı asansör.
elimle kendime hava vermeye çalıştım ama nafile.

"Dayan geldik.

Sonunda gelmiştik. Hemen sağa dönüp ilk odaya girdik.

Önce afalladım. Hayır olamazdı değil mi?
Bu Emir olamazdı? Bu beni 5 yıl önce bırakıp giden adam olamazdı. Rüyadaydım. Evet evet kesinlikle rüyadaydım. Yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Elleri cebinde sırıtarak bize bakıyordu şu an. Emir şu an bize bakıyordu. O an elim ayağım titredi. Sanki yer ayağımın ayağından kayıp gitmişti. Başım dönmeye başladı.

"Sevgilim niye orda duruyorsun? Otursana.

Sedatın ne dediğini yarım yamalak anlamıştım. Ama şu an kendime gelmem lazımdı. Çünkü patlak verebilrdim. Sedat Emiri biliyordu. Bahsetmiştim. Ve sedatın emiri öğrenmemesi lazımdı.

Ayaklarımı zorda olsa haraket ettirmeyi başarmıştım. Zorda olsa sandalyeye oturdum. Yüzümü çevirip ona bakamıyordum bile. Böyleydim işte ben beni öylece sebepsizce bırakan adama şu an ağzıma geleni söylememem lazımdı. Avazım çıkana kadar bağırmam lazımdı. Onun yüzünden senelerdir antidepresyanlar kullanıp, senelerdir piskoyatrise gittiğimi yüzüne bakıp avazım çıkana kadar vurmam lazımdı.
Ama yapamıyordum işte.

Ne işi vardı burda?

"Tanıştırim nişanlım Selin. Selin bu beyefendi de hisselerimizin yüzde 50' sine ortak olan Emir Çelik.

Ne!?

"Memnun oldum selin hanım. dieyerek elini uzatmıştı.

Neydi bu şaka falan mı?

Belli etmemem lazımdı. Şimdi sırası değildi.

"bende.

Gülümsemekle yetindi. Ne yani herşey normalmiş gibi nasıl davranabiliyordu.
Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu.

Hayır yeri ve zamanı değil selin. Dayan. Elbet hesap sorucaksın.

"Ne içersin emir?

"Sade kahve iyi olabilir aslında.

"Tamam.. Eylül 2 sade 1 şekerli kahve.

" Ee nasılsın Sedat Serikan.

Geldiğimden beri sadece bir kere yüzüme bakmıştı. Bu muydu cidden sergilediği tavrı? Umursamaz ve egolu? Bu kadarı fazlaydı artık. Niye gelmişti? Benim burda olduğumu biliyor muydu?

Onlarca soru beynimi kemirirken nefes alamadığımı farkettim.

"Sedat ben çıkacağım halletmem gereken işler var.

Sedat benim gerildiğimi anlamış olucak ki

"Tamam sevgilim de sen iyisin değil mi?

" Ah evet iyiyim sadece biraz midem bulandı birşeyler yesem iyi olucak. dedim

Son kez emin olmak için göz işareti yaptı bende kafa sallamakla yetindim.

"Tekrar tanıştığıma memnun oldum Emir bey iyi günler.

Cevap vermesini beklemeden çıktım odadan. Hızlı adımlarla terasa gittim. Şu an ihtiyacım olan tek şey nefes almaktı. Nasıl böyle birşey olabilir aklım almıyordu? çıldırıcak gibi oluyordum.
Bunu hemen ögrenmem lazımdı niye gelmişti? 5 yıl sonra niye gelmişti?
Gözümden bir damla yaş geldi. Hemen elimin tersiyle sildim gözyaşımı. O adam için ağlamicaktım artık. Yeterince ağlamıştım. Daha önemlisi Alışmıştım artık. En acısıda buydu.

~5 yıl önce~

" ya Emir ver şunu!

"Gel de al.

Bilerek yapıyordu. Benim muzlu süt için neler yapabileceğimi biliyor. Fırsatçı

"Muzlu süt mü? Ben mi?

kahkaha attım.

"Bu soru mu? Tabi ki sen.

diyerek gidip sarıldım. Bu sayede de muzlu sütü alabilecektim elinden.

"Sen çok mu fırsatçısın ne? fırsaçtı seni diyerek burnumu sıktı.

Off anlamıştı işte

"Tamam tamam kıyamam ben küçüğüme al bakim.

Tam sütü alacakken bana aniden sarıldı.
Ve yere düştük. İkimizde deliler gibi kahkaha atıyorduk.

"Seni çok seviyorum küçüğüm.

" Bende seni çok seviyorum. devim.

Sizce Emir selini niye bıraktı??

YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin