"Heyyyyy"
Elimdeki poşetleri hemen kenardaki masaya bırakıp Alp'in kollarına atladım.
"Çok özledim seni"
"Bende seni çok özledim"
Sımsıkı sarılıp öpüştük.
"Sana en sevdiğin tatlıdan aldım"
"Boşver tatlıyı iki gündür görmüyorum seni şu anda tek tatlı sensin gözümde"
"Gerçekten bu kadar çok mu özledin beni?"
"Bir şey oldu sandım sana çok korktum"
Kollarımı omzuna doladım. Yeşil gözlerine doyunca baktım. (Sarışın sevgilimi çok özlüyorum bunları yazarken hep o aklıma geliyor. Mavi gözlerinde boğulmaya razıyım.)
Yatağa yattık ve öpüşmeye başladık. Yiyişmeye desek daha doğru olur.
"Bu elbiseyi bilerek giydin değil mi?"
"Evet ve beğendinde"
Sabırsız bir şekilde eli elbisemin arkasına ulaştı ve fermuarı indirdi. Bende tişörtünü çıkardım. Sütyenimi indirdi ve göğüslerime baktı.
"Göğüslerin çok güzel"
Sol göğüs ucumu dudaklarının arasına alıp emdi ve çekti. Sonra diğerinide... O da üstünü çıkardı.
"İçeri kimse gelmez değil mi?"
Çekmeceden bir anahtar çıkardı.
"Nereden buldun bunu?"
"Üzümünü ye bağını sorma güzellik"
Kapıyı kilitledi ve bana geri döndü.
"Zaten şu an yemek molasındalardır kimsecikler gelmez"
Yatağa uzandım ve üstüme çıktı. Boxerını indirdi ve kalkık sikiyle göz göze geldim. Ucundaki parlak piercinge dokumdum. Aynı zamamda göğüs uçlarındada piercingler vardı. Ellerimi dövmelerinin üzerinde gezdirdim.
"Piercingi çıkartmamı ister misin?"
"Acıtır mı?"
"Rahatsız olabilirsin"
Elimi aletine götürdüm ve okşadım. Dudaklarını ısırdığını görebiliyordum. Piercinginin topunu çevirdim ve çıkardım. Aletinin ucuna bir öpücük bıraktım.
"Ezra şu an önünde çöktürüp bana her istediğini yaptırabileceğinin farkındasın değil mi?"
Dediğine güldüm ve külodumu indirdim. Onu yatağa yatırdım.
"Bana kendini bahşet sevgilim"
Sıcan nefesini bacak aramda hissettiğimde altımda müthiş bir sıvı salgılanmaya başladı. Sıcak ve hareketli dili beni öyle güzel okşuyordu ki... Çekinmiyordum onunla iyiydim. Daha da hızlanıp oramı vakumlaya başladı. Vücudum geriliyordu. Kafamı geriye atıp ağzının üstünde sürtünmeye başladım. O ise daha hızlı dilliyordu beni. O kadar çok inliyordum ki. Onun bile ağzı doluyken inlemesini duyuyordum.
Sonra aniden kalktım.
"Özür dilerim"
Aniden ağzının tam ortasına boşalmıştım. O ise dudaklarının kenarını yalıyordu.
"Tam tersi teşekkür ederim"
Beni tekrardan altına aldı. Eliyle bacak aramı okşamaya başladı.
"Mhmmm"
"Çok mu hoşuna gidiyor oranla oynamam"
"EVET"
"Seni hep böyle görmek için nelerimi vermezdim ki..."
Bacaklarımdan tutup kendine çekti ve sikini deliğimin etrafında gezdirmeye başladı. Sırtım şekilden şekle giriyordu kıvranırken. Yavaşça içime girerken kollarımı boynuna dolamıştım. Değişik ama güzel bir histi. Vücudumun eksik bir parçası yerine oturmuş gibiydi. Bir puzzle. Yavaş hareketlerle ileri geri yaparken sürekli gözleriyle tepkilerimi ölçüyordu. Nazik olmaya çalışıyordu. Canım acıyor mu diye kontrol ediyordu kendince.
Ellerimin arasına aldım yüzünü. Kızarmış yanaklarına ve çillerine baktım. Gözlerine... Sen nereden çıktın karşıma bilmiyorum ama iyiki çıktın. Sadece yüzüne bakmak bile beni boşaltmaya yeterdi.
İçimde hızlanmaya başladı. İçimde bir yere hızlı hızlı vuruyordu. Her vuruş bir öncekinden daha tatlıydı. Göğüslerimi avuçluyor öpüyor ve kulağıma şehvet dolu şeyler fısıldıyordu.
Gelmeye yakın içimde sıcak bir sıvı hissettim. Vücutlarımız boşalmanın ardından adrenalini kaybetmeye başladı. Nefes nefese birbirimize baktık ve güldük. Saçları dağılmıştı. İçimden çıktı ve kendini yanıma attı. Kafasına göğsüme koydu.
"Bugün bir Tanrıça ile seviştim."
"Bunu bende yapardım."
"Seni çok seviyorum Ezra. Teşekkür ederim bana güvendiğin için kendimi sana layık birisi gibi hissediyorum"
"Öylesin zaten Alp. Bende seni seviyorum"