Cinsel içerikli rüyalar...
Bu son 1 haftadır daha çok arttı, bazı kabuslar görüyordum o adam ile ilgili tabi cinsel rüyalarda dahil. Ne alaka bilmiyorum. Belki çekici diyedir.
Öten alarmın sesiyle daha çok sinirim bozulmuştu. Islanmıştım. Telefonu fırlatmak istemiştim ama aklıma geldi bugün o adamın yanına gidecektim.
Vücudum gerilmişti. İçimde bi kuruntu oluşmuştu. Ya beni almazlarsa? Ya adam bana saldırırsa? Ya da başka kötü olaylar başıma gelirse?
Negatif düşüncelerden kurtul Ezra. Kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. Saat 9'du ve kahvaltı edip hazırlanmam 10.30'u bulmuştu.
Çantamı taktım ve alp'in arabasına bindim. En azından değişik bir macera olur benim için en fazla ölürüm ne olacak ki?
Yollara düştüm. Zaten Bakırköy buraya yakındı. Yol da heyecandan titreye titreye geldikten sonra içeriye girdim.
Danışmaya doğru ilerledim.
"Günaydın, Alp Parlar bu hastanede mi yatıyor?"
"Kontrol ediyorum. Evet, neyi oluyorsunuz?"
Harbiden hiç bir şeyi olmuyordum.
"Arkadaşıyım."
"Lütfen bekleyin."
Yakayı ele verdim galiba kaçsam mı?
Etraftaki hastalardan bazıları bana dik dik bakıyordu. Bir tanesi bana gülüp gülüp geri dönüyordu ve sanırım yanındaki annesiydi.
Başka bir hemşire geldi.
"Buyrun, ama ilk önce eşyalarınızı güvenliğe teslim etmeniz gerekiyor."
Dediğini yaptım. Hemşireyi takip ettim koridorda yürürken bana bir kaç şey söyledi.
"Onu sinirlendirmemeye çalışın. Sorulara çok boğmayın. Herhangi bir tepki vermediğiniz sürece sorun yaşamazsınız. Yaşarsanızda koridorda nöbetçi hemşireler var zaten çağırırsınız direkt."
"Bana kötü bir şey yapar mı?"
"Açıkçası hastanemizdeki en aklı başındaki insanlardan birisi olabilir.Bu söylediğimi kimseye söylemeyin ama çok zeki birisidir aslında, hastaneden kaçabilmeyi başaracak kadar aklı çalışıyor."
"Anladım ben de ilk tanıştığımda çok kibar ve bakımlı gözüküyordu hastaneye geldiğini öğrenmeyene kadar bilmiyordum."
"Evet, diğer hastalara nazaran temiz bir insandır çok sorun yaşamıyor."
Bir kapının önünde durduk.
"Burası neresi?"
"Odası ama isterseniz ziyaretçi odasındada görüşebilirsiniz."
"Sorun değil odasını merak ettim zaten. Bu arada alp neden bu hastanede yatıyor?"
"Kişilik bozukluğundan dolayı ayrıca cinsel bozukluklarıda var ama tedavisi gayet iyi gidiyor."
"Benim bildiğim erkekler ve kadınların ayrı ayrı koğuşları oluyor."
"Hayır alp için diğer hastalardan daha uzakta tek odada kalmasına karar verildi."
"Neden?"
"O kadarını söyleyemem."
"Tamam teşekkürler"
"Bir sorun olursa burada çalışanlar olacaktır."
Kafamı salladım ve derin bir nefes alıp kapıyı açtım. İçeri yavaşça girdim. Kimseyi göremedim.
"Gelmişsin."
Arkamda duyduğum sesle sıçradım.
"Hahahahahahh"
"Korktum."
"Kör değiliz uzadın zaten 2 metre."
Ukala bir tavrı vardı.
"Seni gördüğüme sevindim."
Bu sefer gülümsedi.
"Ben de."
"Nasılsın?"
"Ben iyiyim asıl sen nasılsın?"
"Gördüğün gibi harikayım."
Odası sandığımın aksine temiz ve ferahtı. Bir sandalye çekti.
"Otur istersen."
Oturdum ve oda karşıdaki yatağa oturdu.
"Korkuyor musun benden?"
"Korkmalı mıyım?"
"İnsanlar bize deli diyor ve korkup uzak duruyorlar genelde."
"Ben öyle düşünmüyorum hepimiz insanız."
Ayna alıp saçlarına şekil verdi.
"Nasıl gözüküyorum?"
Üstünde hastane kıyafeti vardı. Parlak bir yüzü gür sarımsı-kızılımsı arasında saçları vardı. Yeşil gözlüydü.
"Çok yakışıklısın."
Güldü.
"Sen de çok güzelsin."
"Teşekkürler"
"Bak sana ne göstereceğim."
Masasına gitti ve büyük çekmecen bir tuval çıkardı.
"Nasıl olmuş?"
Bana yaptığı bir resim çalışmasını gösterdi.
"Çok güzel ne kadar yeteneklisin."
"Öyleyimdir"
Aşırı güler yüzlü bir adamdı.
"Kaç yaşındasın?" diye sordum.
"24 sen?"
"23" diye yanıt verdim.
"Şey bir de"
"Araba konusu mu?"
"Ah evet"
Zihnimi okumuştu.
"Arabayı nereye götürdün?"
"Sadi konuğun otoparkına."
"Hm?"
"Ama eşyalarımı güvenliğe verdim. Yani arabanın anahtarını sana nasıl vereceğim?"
"Ben hastaneden çıkana kadar araba sen de kalabilir mi?"
"Alp seni tanımıyorum bile. Sadece otostop çekmek istemiştim, şimdi ise nerelerdeyim. Teşekkür ederim evet beni yoldan aldın ama bu kadarını yapamam özür dilerim.""Haklısın biliyorum ama sende beni anla. Kimsem yok ve maalesef buraya hapsoldum. Ben istersen sana karşılığını veririm. İş gibi düşün bunu. Sadece araba sende kalacak bu kadar, istediğin gibide kullanabilirsin. Üstüne para vereceğim hatta."
Yani aslında güzel bir teklifti. Parasına ihtiyacım yok ama bir arabamda yoktu. Hazır böyle bir fırsat varken bakayım ne olacak ki?
"Lütfen Ezra hem ne kaybedersin ki? Söz veriyorum başına hiçbir bela gelmeyecek"
Biraz düşündükten sonra yanıt verdim.
"Para falan istemiyorum ve tamam araban bana emanet."
Küçük tatlı bir çocuk gibi gülümsedi.
"Artık arkadaşız o halde?"
"Evet öyleyiz"