8. Bölüm

2.2K 29 0
                                    

You've got green eyes
You've got blue eyes
You've got gray eyes
And I've never seen anyone quite like you before

"Yeşil gözlerini seviyorum Alp"

"Bende senin kahve gözlerini çok seviyorum"

Saçlarını okşayıp dudaklarına uzandım. Uzun bir öpücük kondurdum.

"Eve gitmem lazım eşyalarımı senin evine taşıyacağım"

"Tamam dikkat et olur mu? O sapığın sana zarar vermesine izin verme. Çıkma şansım olsa gelirdim ama bendeki imkanda bu kadar işte"

"Sen bana herkesten daha çok yardım ediyorsun. Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum"

(...)

Evime doğru yaklaştığımda karşı binada küçük bir topluluk vardı. Merak edip gittim. Bir komşum mu vefat etmişti acaba? Aklımda Leyla teyzenin ölmüş olma ihtimali geldi. Çok tatlı bir kadındı umarım ölmemiştir diye geçirdim içimden ama etrafta cenaze arabası yoktu ki polisler vardı sadece.

"Cansel abla ne oluyor?"

"Hani 4. katta oturan merhum nuran teyze vardı ya onun oğlu ölmüş"

Dediğine çok şaşırmıştım. O sapık ölmüştü. İçimde tarif edemediğim bir mutluluk vardı. Daha geçen gün keşke ölse derken cidden isteğim gerçek oldu.

"Bıçaklanmış"

"Bıçaklanmış mı?"

"Polis falan geldi işte ama bir şey bulamadılar, bizi sorguya çektiler. Otopsi falan yapmışlar psikopatın teki gencecik adamı acı çektire çektire öldürmüş. Garibim çokta iyi bir insandı"

Aynen tam bir melekti. Piç kurusu.

"Hmm anladım yapacak bir şey yok"

Deyip evime gittim. Hala inanamıyordum. Başka bir şey isteseymişim olacakmış. Taşınmama gerek kalmadı artık. Yarın Alp'e gidip müjdeli haberi vereceğim. İşkence çeke çeke ölmüş en azından. Az bile olmuş. Ona hakkım hiçbir zaman helal değil.

Ertesi gün yine Alp'in yanına gittim koşarak boynuna sarıldım.

"Bugün ne kadar mutlusun böyle"

"Alp o sapığı öldürmüşler."

"Gerçekten mi?"

"Evet hemde baya acı çektire çektire. Hakettiğini buldu sonunda."

"Seni böyle mutlu ve rahatlamış görmek çok güzel birtanem. Kurtuldun artık o şerefsizden"

Sıkıca sarıldık birbirimize.

"Bugün çok güzel olmuşsun"

"Sende öyle"

"Eşofmanlayım neyim iyi" deyip güldü bende ona "kıyafetler çekiciliğini etkilemiyor yaratılışın yakışıklı yani"

Sonra aklıma geçen gördüğüm o şey geldi.

"Alp yanlış anlamazsan bir şey soracağım"

"Sor bakalım"

"Hani geçen odana dalmıştım ya içeride hemşire vardı işte şeyine bakıyordunuz"

"Sikime"

"Evet ve parlak bir şey gördüm sanki"

"Eh söylersem biraz korkunç gelebilir yani için bir hoş olur"

"Neden ki?"

"Yani acı verici bir şey herkesçe"

"Görebilir miyim?"

O an ne dediğimin farkına vardım. Alp kızarmış gibiydi biraz.

"Emin misin?"

"Rahatsız oldun özür dilerim yani merak etmiştim sadece"

"Yok sadece... Neyse dur"

Eşofmanını ve boxerını saniyeler içinde indirince aletine bakakaldım. Neden ona bunu sordum ki şu an aşırı tuhaf ve ironik bir durumda hissediyordum.

Penisinin ucundaki piercinge baktım.

"Acımıyor mu?"

"Çoğu zaman varlığını bile hissetmiyorum, enfeksiyon kapmıştı ondan hemşire halletmişti"

Şu an birisi içeri girse çok yanlış anlayacaktı kesinlikle.

"Değişik ama güzel duruyor"

Elini önünde birleştirdi ve hemen eşofmanını giydi.

"Nereye?"

"Lavaboya"

Dediğiyle kocaman bir kahkaha patlattım.

"Komik değil sen erkek olmadığın için anlamazsın"

Deyip sitemli bir şekilde odadan çıktı.

Akıl Hastası +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin