Yoongi yerden kalktığında neredeyse hava kararmak üzereydi.
Nereye gidecekti? Ne yapacaktı? Hiç bir şey bilmiyordu.
Ayağa kalkıp yalpalayarak yürümeye başladı. Gözleri karardığı için duvara tutundu.
Umursamadan yürümeye devam etti. Telefonunu zorla açıp Jimini aradı.
Telefon bir süre çaldıktan sonra kapandı. Yoongi takmadan yürümeye devam etti.
Aklı bomboştu. Ne düşünse ne yapsa bilmiyordu.
Jiminin yanına gitmeye karar verdi. Kendi evine doğru ilerledi. Jimin çoktan taburcu olmuş eve gitmiştir diye düşündü.
O sırada aklına Jungkook geldi. Taehyunga karşı son görevini yerine getirip Jungkooka yardım etmeliydi.
Yoongi evin önüne zorda olsa geldiğinde evin kapısını açık buldu. Tekrar ağlamaya başladı.
Kendini kapının önüne atıp daha çok ağladı. Her şey neden üst üste gelmişti? Çok fazla değil miydi?
Bu yükü nasıl kaldıracaktı? Bu omuzlar taşıyabilir miydi?
Her ellerine baktığında o kanı görmeyecek miydi? Saçlarının hissi aklından çıkacak mıydı? Parlak gözleri o söndürmüştü.
Esmer teninin böylesine solmasının, gözlerinin önünde düşmesi... Çok ağırdı.
Gülümsemişti. Gözlerini yummadan önce yoongiye gülümsemişti. Şimdi nasıl aklından atacaktı bu görüntüyü yoongi?
Ayağa kalkıp içeri girip bakınmaya başladı. Hiç bir şey yoktu. Ses yoktu. Onun sesi yoktu. Yavaşça odaları gezmeye başladı.
Mutfak onda bir kaç anıyı canlandırmıştı. Yoongi titreyen elleri ve bacakları ile mutfak taşına yaklaştı. Elini yavaşça koydu.
Gözlerinden damlayan yaş taşın üzerine damlamıştı.
Yavaşça çekmeceyi açtı. İçinden aldığı büyük bıçağı kalbine hizaladı.
Bu acı ya bitecekti ya bitecekti...
Tam nefesini tutmuştu ki birden gelen sesle kafasını çevirdi.
"hav!"
Yerdeki küçük köpeğe baktı. Bu da neydi? Tasmasına baktı. Yeontan...
Bahsettiğini hatırlayıp kucağına aldı.Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kafasını toparlamalıydı.
---------
Jungkook konduğu odada koltukta oturuyordu. Gözlerini sesle açtı. İçeriyi dolduran ince sesle gülümsedi. Sonunda delirdim diye düşündü.
"ne itiyosun be! Kendi isteğimizle geldik, giriyoruz işte"
Jungkook kafasını kaldırdığında jimini görünce yaşadığı için hem derin bir nefes verdi hemde burada olduğu için sinirlendi. Kendi isteğimizle mi demişti o?
Namjoon içeri girip Jungkookun yanına gitti.
"bak Jungkook sana kimi getirdim."
"Jimin... Neden getirdin onu buraya."
"sen burdayken o dışarıda olursa olur mu hiç?"
Jimin biraz daha şey bekliyordu.... Jungkook dövülmüş, eli yüzü kan, depoda felan. Çok sağlıklı gözüküyordu.
O an aklına gelen soruyu sordu. Herkesin merak ettiği soruyu.
"Namjoon sen Jungkooku neden kaçırdın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRAWBERRY SWEET - JİKOOK/TAEGİ/NAMJİN
FanfictionTaehyung ve Jungkook yeni taşındıkları mahallede hızlıca arkadaş edinmişlerdir. Jimin ilk başta normal sandığı ama kısa süre içinde kendini bir vampirle aşk hayatı içinde bulduğunda ise artık çok geçtir. Jungkook ise Taehyungu korumak için elinden g...