Masanın etrafındaki herkes şaşkın gözlerle bakıyordu. Namjoon dikleşti ve daha açıklayıcı bir şekilde anlatmaya başladı.
"Sonunda sakladıkları yeri, adam sayılarını, ellerindeki silahları her şeyi öğrendik. Artık gidip onu alabiliriz"
Jimin dudaklarını birbirine bastırdı hepsi yaşıyor olmasını umuyordu. En çok jimin istiyordu tabiki ama kötü ihtimallerde aklında dolanmayı bırakmıyordu.
Jungkook yavaşça jiminin sırtına elini sürttü. Rahatlaması ve sakinleşmesi içindi.
Jungkook ne kadar duygularını göstermesede içindeki yangını bir o biliyordu. Ama yangının ortasında ufak bir çiçek vardı onun için yaşaması umudu.
Jungkook inanıyordu. Kızı onun gibi bir safkandı ve ölmeyecekti. Yolu yoktu. Bulunamamıştı. Bulunamamıştır..
Namjoon tekrar masaya eğilip parmağı ile bir yeri gösterdi. New York...
"Buradalar. Dikkat çekmemek için mahalledeki apartmanı kendi yerleri olarak dizayn etmişler. 25 kadar adam olacak o gün. İçeride soyeon dışında önemli kimse yok. Hepsini öldürebilirsiniz"
Hepsi kafa salladı o sırada içeriye koşarak Jaeyeon girdi.
"papa papa"
Ellerini yukarı kaldırıp Jungkooka uzandı. Jungkook hemen kucağına aldı oğlunu.
Jimin oğlunun elini tuttu.
"Artık ablayla tanışma vakti yaklaştı"
1 yaşındaki bebek gülerek diğer babasının elini hafifçe sıktı.
Namjoon getirdiği haritada bir kaç yerin üzerini işaretlerken konuşmaya devam etti.
"Bu evde Hoseok ve Jaeyeon oturacak. Yanlarına 5 tane adam koyacağım ne olur ne olmaz. Acil bir durumda kaçıp dış ülkeye çıkacaklar biletleri her şeyleri hazır. Hoseoku oraya sokmayı göze alamayız"
Hoseok kafa salladı aralarındaki tek normal insan olarak oraya girmek istediği de söylenemezdi zaten. Anında ölürdü.
"Bu küçük şişeleri yanınıza alıp içine kan koyun herhangi Bi yaralanma durumunda bir tanesini içersiniz tek yudumluk zaten. İyileşmenizin hızlanmasını sağlayacak bir bileşik var içinde"
Jimin, Taehyung ve Jungkooka uzatıp devam etti.
"Yoongi onları en iyi bilen sensin. Bize bir yönden öncülük edecek kişisin o yüzden yanımızda olacak adamların büyük bir kısmını kontrol edeceksin"
Yoongide kafa salladı sessizce. Namjoonda susmuştu sonunda.
"sonuna geliyoruz. Bitiyor değil mi?"
Taehyungun söylediklerine hepsi kafa salladı. Namjoon sakin ve yavaş bir şekilde konuştu.
"Sakin olun. Her şey harika ilerleyecek"
Kimse daha fazla bir şey söylemedi.
"hazırlanın hadi. Dağılın"
Namjoonun sözleri ile Jungkook Jimin ve Jaeyeon odalarına, Yoongi ve Taehyungsa kendi odalarına çıktı.
Namjoon ellerini masaya dayayıp haritaya baktı.
"tek hatamda... Mahvoluruz."
Hoseok elini namjoonun omzuna koydu. Namjoon, Hoseok'un gitmediğinin farkında değildi. İrkilsede bakışlarını geri masaya çevirdi.
"endişelenme namjoon. Her şey iyi gidecek"
Namjoon kafasını iki yana salladı.
"bilmiyorum hoseok. Hepinizin hayatı benim ellerimde gibi. Tek hatamda, gözümden kaçan ayrıntıda, ifşa olma gibi bir durumda hepimiz ölebiliriz. En kötüsü ölmeyip onların eline düşebiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRAWBERRY SWEET - JİKOOK/TAEGİ/NAMJİN
FanfictionTaehyung ve Jungkook yeni taşındıkları mahallede hızlıca arkadaş edinmişlerdir. Jimin ilk başta normal sandığı ama kısa süre içinde kendini bir vampirle aşk hayatı içinde bulduğunda ise artık çok geçtir. Jungkook ise Taehyungu korumak için elinden g...