[ Bu çocuğun heycanı bütün dünyaya bedel gibiydi . Öbür çocuğun heycanı ise benim bütün dünyama bedeldi... ]
Bizim masaya doğrumu geliyor o?
Önüme dönüp gözlerimi birkaç saniye kapatıp tekrar arkama döndüğümde aynı kişi olduğunu görünce gergince ellerimi sıkıcaktım ki o anın etkisiyle hissetmediğim bileğim sızlamaya başlamıştı elimi havada sallayıp önüme dönerken sakince nefes alıp verdim.
Bu oydu . Beni kurtaran .
Şey işte çağan.
Kahretsin gerçekten bizim masaya oturdu .
Bu çocuk herşeyi öterse işte şimdi biterdim . Aileme ilk defa yalan söylemiştim . Ve bunu öğrenirlerse büyük ihtimal benim canıma okurlardı .
Yasemin: Çağancım ne kadar büyümüşsün sen ...
Karsıma oturmuş çatık kaşlarıyla bana bakan çağana ithafen . O bakışlarını anneme yöneltirken bu sefer ben onu incelemeye başladım .
Serbest stili sokak modasını andırıyorken özenle fön çekilmiş saçları dağılmış olmasına rağmen ona farklı bir hava katmıştı . Karanlıkta fazla bakamadığım yüzü ortamdaki naif ışıkta gün yüzüne çıkarken o kadar tipsiz olmadığının yeni yeni farkına varıyordum .
Kimi kandırıyorum çocuk baya iyiydi .
Çağan: Teşekkür ederim hala ... Bu sizin kızınız mı?
Dedi birden bire başıyla beni göstererek kaşlarım hızla havalanırken annem ve babamın gözleri bir bana bir çağana değip duruyordu .
Yasemin: Siz tanışıyor musunuz?
Dedi annem bordo ojeli işaret parmağını ben ve çağanın arasında götürüp getirirken .
Hızla anneme dönüp gülümsedim .
Tuana: Yok annecim... nerden tanışalım değil mi?
Dedim çağana dönerken. Eğleniyor muydu o?
Dudakları keyifle havalanırken elini okşadığı dudağından çektiğinde içine düşebileceğim derecede güzellikte olan gamzeleri ortaya çıkmıştı .
Eliyle beni gösterdi .
Çağan:Hı hı aynen ondan ...
Gerilen yüzüm aldığım olumlu cevapla rahatlamanın verdiği etkiyle düzelirken sahte bir gülümsemeyle elimi masanın üzerinden uzattım .
Tuana: Tuana , tuana naz tiryaki ben ...
Dedim beni ikinci kez kurtardığını bildiğim çocuğa biraz olsun yumuşak davranmaya çalışarak .
Kaldırdığı kaşlarını indirip elini uzatınca eli elime nazikçe kenetlenmişti .
İçime gelen ürperme hissiyle yutkundum .
Çağan: Çağan efe ak ...
Başımı olumlu anlamda sallayıp elimi yavaşça çekip masanın altına koydum ve avucumu sıkıca kapattım .
Daha yeni tokat attığım elimle az önce elini tutmuştum ben değil mi?
Ah hadi ama tesadüflere inanırım ama bu kadarı fazla değil mi?
Ege: Bende ege mert ak !
Tam olarak yanımda oturan çağanı fazlasıyla andıran henüz yeni düşmüş süt dişiyle bana gülümseyen egeye gülümseyerek minik elini tuttum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"ʏᴏᴜ ᴀʀᴇ ᴇᴠᴇʀʏᴡʜᴇʀᴇ !"
Teen Fictionx:tuana aşktan kaçabilir misin? tuana: Kaçabildiğim kadar . x:Çağan aşktan kaçabilir misin? çağan:Aşktan kaçmam. Kaçılabilceğinede inanmıyorum .