"ʏᴏᴜ ᴀʀᴇ ᴇᴠᴇʀʏᴡʜᴇʀᴇ !"

Sarhoşluk :)

"Onlar birbirlerini istiyorlardı. İlaçla bile olsa ikiside bunu tüm iliklerine kadar istiyordu kim engel olabilirdi ki?"

Tuana üzerindeki eteği düzeltip arabadan inerken ülküde sonunda inmişti . Çağan büyük barın önünde durdurduğu arabayla anahtarı önünde duran adama verip önden girdi .

Renkli koridor sonunda biterken yağız gergin vücudunu ülküye yaklaştırıp tereddütlü bir şekilde elini beline koydu .

Ülkü gülümseyerek yoluna devam ederken çağanın önden girmesiyle ülkü ve yağızda girdi ve tuana girerken çağan tuananın çıplak elini beline yerleştirip vücudunu kendine çekti .

Tuana stres içinde yutkunarak çağana baktı daha sonra önüne döndü.  "Bunların ne işi var ya burda ?" Ülkünün müziğin yüksek sesi yüzünden bağırmasıyla başını çaprazlarında duran leya ve doğana çevirince bütün hevesi birden bire sönüp omuzlarını düşürdüğünde çağan belindeki elini sıklaştırıp sahneye baktı . "Gelin hadi boşverin " deyip ilerlerken tuanada yanında ilerledi. Buldukları büyük bar masasında dururken tuana çantasını masaya koyup kollarınıda masada sabitledi . "Çok güzel söylüyor !" Derken çağan gülerek tuanaya baktı . "Çok iyi yermiş" deyip garsondan içecek alan yağıza baktı ülkü.  Tuana başını ona onayladıktan sonra tekrar sahneye döndü .

Tuana çağan ülkü ve yağız mutlu oldukları en güzel dakikalardan birini yaşıyordu .

Tuana deli gibi bağırıyor şarkıya eşlik ediyordu . Çağan gülerek tuananın saçmalıklarını izliyor bazen onun taklitini yapıyordu .

Çalan şarkıyla tuana yorulup yerine geçerken çağan hafifçe yerinden ayrılıp tuananın arkasına geçip hafif yan tarafında durarak ellerini kalçasından biraz yukarı koydu . Tuananın dağılan saçlarına yüzünü değdirerek kulağına yaklaşarak fısıldamaya başladı .

"Ah sen deli kız ne güzel bakıyorsun "
"Kaç gel deli kız kimleri yakıyorsun "
"Güm güm kalbim çıkacak yerinden eyvah ... olmaz olmaz ..."

Tuana gözlerini kapatıp elinde tuttuğu bardağı tutarken duyduğu cümlelerle yüzünde çok güzel bir gülümseme oluşmuştu ...

Taki leya gelene kadar . Her güzel anın bir katili vardı değil mi? Tuana ve çağanın en güzel anlarının katilleride leyaydı işte .

"Nabeeer?" Diyerek masaya yaklaşıp kırmızı parlak dudaklarını masada boşta duran içeceğe götürdü . Çağan hafifçe geri çekilip yerine geçti .

"Sen gelene kadar gayet iyiydik leya ." Dedi ülkü elindeki içeceği bir dikişte kafasına dikerken . Leya sahte bir gülümseme sunmuştu ortama . Renkli ışıkların verdiği aydınlatma yüzünden ne yaptıkları fazla seçilemiyor olsa da tuana o kadar dikkatli izliyordu ki fark etmemesi imkansızdı .

"Sadece selam vermek istedim canım niye kasıyorsunuz bu kadar ?" Dedi gülümseyerek . Sonra sahneye doğan girdi en sinsi bakışlarıyla . "Selam millet ." Deyip elindeki içeceği masaya koydu . Ve tuanaya göz kırptı .

Çağanın bedeni kasılmaya başı ağrımaya başlamıştı . Dişlerini sıkıp sinirle doğana bakarken tuanada çağandan farksızdı . "Leya gelip selamınızı verdiyseniz hadi yolunuza " dedi ülkü ve hemen sonrasında çağan ve tuanayı kolundan tutup dans pistine getirdi .

Tuana sinirle ülküye dönerken çağanda dikkatle tuanaya bakıyordu . O sırada yağızda o ikisiyle kaçmak istercesine hemen ülkünün yanına geldi . "Modunuzu düşürmeyin ya . Buraya eğlenmeye geldik eğleneceksiniz . " dedi masadan kaptığı içecekleri tuana ve çağanın eline tutuştururken .

"Ya içimde kötü bir his varda umarım birşey olmaz " dedi tuana kafasına içkisini dikerken . Çağan tuananın elindeki kadehi ve kendi elindeki kadehi yanından geçen gardonun tepsisine koyup tuanaya döndü . "İçmeye devam edersen sarhoş olacaksın ." Dedi tuananın kulağına eğilerek . Tuana omuzlarını silkip dans etmeye başlarken ülkü ve yağızda kendi kendilerine dans ediyorlardı .