Çöküntüdeki Güzellik ♤ -11

26 2 0
                                    

Vahşetin ortasında var bir kış

Sakın dalma uykusuna

Yoksa evren yutar seni

Uyanamazsın bir daha

Wakupha ani bir atakla arkasına döndü ve tavan arası kapısına ilerledi. " Benimle gel Elçi" dedi ve merdivenlerden aşağı inerken sert bir ses tonuyla ekledi " Sen kalıyorsun Beth".

..

Birlikte ahşap kulübeden çıkarak karanlık ormana daldılar.

"Beth'in dedikleri doğru mu?" dedi Wakupha sert üslubunu bozmadan "Bizi gerçekten kurtarabilecek misin?" yandan bir bakış attı Zhoso'ya.

Zhoso adımlarını yavaşlattı "Bunun için çabalıyorum".

"Emin değilsin yani" Wakupha küçümsercesine gülümsedi.

"Yardımınıza ihtiyacım var " Zhoso destek bekliyordu.

"Emin olmadığın bir şeye bizi bulaştırarak; tehlikeye atacağının farkında mısın?" zaten yavaşlamış olan adımları ikisinin de durdu. "Herkes sana düşman isyankar elçi" Zhoso'nun yüzüne eğildi.

"Harzon'dan kurtulmak istemiyor musun?" elçi kaşlarını çattı.

Wakupha geri çekildi. Elbette istiyordu; bu lanetin taşları altında ezilen biriydi o da en nihayetinde.

"Yardım et bana, beni Danxin'e götür" bir yaratık tarafından verilen elindeki tek ipucuna sığındı Zhoso. Kendini engin denizlerde kaybetmiş bir gemiydi o; sığındığı ilk liman belki yolunu bulmasına yardım ederdi.

"Onun kim olduğunu biliyor musun sen?" eğer insan mimiklerine sahip olsaydı tek kaşını kaldırarak sorardı bu soruyu Wakupha.

"Kim?" dercesine bakmakla yetindi elçi.

"Hükümdarın kızı" Wakupha ciddiyetini bozmadan cevapladı.

"Onu bulmam gerekiyor" bileğindeki işarete kaydı gözleri "Ve sürem oldukça kısıtlı" çemberin sonsuzluk işaretine tamamlanmasına yarım kalmıştı.

"Yem olmadan önce elçiliği kabul ettiğini söylersen buradan çıkarsın, bunu biliyorsun değil mi? Kimseyi kurtarmak zorunda değilsin. Düzene boyun eğ ve git buradan" Zhoso'nun omzuna dokundu "Vazifene dön Elçi".

"Bana yardım etmeyeceksen söyle, burada daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum" sınırlarını zorlamakta kararlıydı Zhoso.

Wakupha'nın elçiyle iş birliği yapması, diğer yaratıklar tarafından hoş karşılanmayacağı alalade bir gerçekti. Ama Beth ona bir şans vermesini istemişti ayrıca bu isyankar elçinin neler yapabileceğini kendisi de merak ediyordu. Bu elçi sayesinde yakında Harzon'un taşlarını yerinden oynatacak bir alacakaranlık tiyatrosu düzenlenecekti; Ve bu tiyatronun merkezinde kendisi de olabilirdi. Onun yanında yer alarak gösteriyi kendi arzusu doğrultusunda yönlendirebilirdi. Ya da olacakları en ön sıradan izleyip, büyük paylar çıkarabilirdi.

Belli belirsiz sinsi bir gülümseme oluştu Wakupha'nın suratında, ardından kendini toparlayarak konuştu "Kararlılığından etkilendim, seni ona götüreceğim". Adımları yön değiştirdi ve ormanın içine gizlenmiş bir patikaya inerken "Takip et" dedi.

Az gittiler, uz gittiler; dere tepe aşmayacak kadar yol gittiler. Toz toprakla bezenip bir insanı çıkmaza sürükleyecek kara ormanı Wakupha sayesinde geride bıraktılar. Hükümdarın bölgesinin girişinde; onun bahçesine açılan heybetli demir kapının önünde durdular.

Eksi Sonsuz ♤ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin