19; sadece bir öpücüktü

41.6K 4.9K 11.8K
                                    

"Lütfen beni sev."

Tek bir cümle.
Başı omzuma düşmüş şekilde sızan Taehyung.
Ve şaşkınlıktan dolayı ağzı açık kalan ben.

Gözlerimi kırpıştırdım. Kalbim deli gibi hızlı atıyordu ve hareket edemiyordum. Hareketsiz durmamı Taehyung bozmuştu çünkü uyuduğu için tüm ağırlığını bana vermişti ve bu yüzden de geriye doğru düşmek zorunda kalmıştım. Bir süre sonra doğrulup oturur pozisyona geçtiğimde Taehyung'un başı karnıma yaslı şekilde duruyordu. Hala az önce yaşananlardan dolayı nefes nefeseydim.

Jimin'i sevmesen olmaz mı?

Beni sevsen?

Bu cümleler aklımda dolanıp duruyordu. Ayrıca ciddi ciddi az önce ilk öpücüğümü yaşam koçuma vermiştim ve ne hissedeceğimi inanın bilmiyordum. Mutlu olduğum söylenemezdi. Mutsuz da diyemezdim. Sinirli mi? Hayır. Her şey birbirine karışmıştı ve midem feci derecede bulanıyordu. Kusmak istiyordum.

"Kook!" Jimin'in sesini duyduğumda başımı hızla yan tarafa doğru çevirdim ve onunla göz göze geldim. Arkasında da Namjoon vardı. Namjoon şaşkınlıkla bir bana, bir de kucağımda uyuyakalan Taehyung'a baktı. "Arkadaşın iyi mi?" dedi ve telefonunu çıkardı. "Taksi çağırmamı ister misin?"

Birkaç saniye duraksayıp ona baktım. Konuşmayı unutmuştum sanki ve kelimeleri yutmuştum. Namjoon birkaç dakika önce içerideyken bana "Buralarda bir arkadaşını gördüm. Kötü görünüyordu, bak istersen." dediğinde başta beni Jimin'den ayırmak için yalan söylüyor sanmıştım ama sonra da tedirgin olmuş ve her yerde Taehyung'u aramaya başlamıştım. Arkadaş diyebileceğim kişiler zaten buradaydı. Aklıma Taehyung'dan başkası gelmemişti o yüzden.

Ama gelme nedeninin geçen günkü gibi Gwinam olduğunu sanmıştım. Bana bir şey yaparsa olaya müdahele etmek içindi sandım. Böyle bir şey yaşanacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Kimin geçerdi ki zaten?

"O-olur..." dedim ve yutkundum. Şaşkınlıktan dolayı doğru düzgün cümle bile kuramıyordum ve Jimin bu halim karşısında kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Alışık değildi böyle olmama. Ben de değildim. Az önce içeride eğleniyordum, gülüyordum ve bir sorun yoktu. Sadece birkaç dakika içinde her şey değişmişti.

Yedi dakika.
Hayatınızın tamamen değişmesi için yedi dakika yeterli bir süreydi.

"Sen iyi misin?" dedi Jimin. "Yüzün sarardı."
O kadar kötü mü görünüyordum yani? "İyi..." Cümleye devam edemeden yutkundum ve gözlerimi sıkıca yumup geri açtım. "İyiyim..." diye zar zor konuştum. Sadece bir kelime söylemenin bile bu kadar zor geleceğini düşünmemiştim. Ne hale gelmiştim?

Bir süre sonra Namjoon'un çağırdığı taksi okul dışına gelmişti. Jimin, Namjoon ve ben hep beraber sızan Taehyung'u kaldırmış ve taksinin içine yerleştirmeyi başarmıştık. Kapının önünde durup içeride uyuyan Taehyung'a baktım. Hala aklımdan çıkmıyordu dedikleri. Sonra da Jimin'e döndüm. Kafam allak bullaktı. Ne yapacağımı şaşırmıştım ve Jimin de bu halime alışık değildi. Namjoon da aynı şekilde. Ben bile değildim.

"Şey benim..." dedim taksinin içindeki Taehyung'u işaret ederek. "Onu evine bırakmam lazım o yüzden..." diye zar zor konuştuğumda Jimin hemen lafımı yarıda kesti. "Sorun değil, sorun değil! Sen git onu bırak. Ben bir süreliğine Namjoon'da kalabilirim." Sonra Namjoon'a döndü. "Kalabilirim değil mi?" Bu soruyu sorduğunda sinirlendim. Onunla kalmasını istemiyordum. Ama şu an bende kalsa bile doğru düzgün vakit geçirebilir miyim tartışılırdı çünkü demiştim ya, kafam çok doluydu ve sanırım kendimle baş başa kalmaya ihtiyacım vardı.

"Tabii kalabilirsin. Soruyor musun bir de?" diyen Namjoon'u duyduğumda yüzüne yumruğu geçirmek istedim ama bir şey yapamadım. En azından Jimin'in gidecek başka bir yeri daha vardı, bu yüzden içim rahattı ama bu kişi Namjoon olduğu için sinirliydim işte.

17 again | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin