20; sanırım bayılacağım

45.2K 5.1K 19.3K
                                    

arkadaslar MERHABA ULAN!!!!

selin bu sen degilsin gozlerime bak
tarzı yorumlarınızı okumak cok eglenceli HAJSHJADJWLWKEŞEKWL
normalde dramı ficlerin sonunda yapardım basa cekeyim dedim 💔💔💔
uzgunm 💔💔

jungoo bakalım ne bok yicen HAAAYDI BOLUME GECELIM.

****



Jeon Jungkook



"Bok gibi görünüyorsun."

Soobin'in sesini duymamla gözümü devirdim. Şu an salonda, tekli koltukta iki büklüm oturmuş, karnıma yastığı koymuş, midemin bulantısının geçmesini bekliyordum ve ruhum çekilmiş gibi göründüğüme emindim. Başım da ağrıyordu ayrıca. Soobin ise benim aksime enerjikti ve mutfak masasında duran atıştırmalıkları ağzına atarken aynı zamanda bana söylenip duruyordu.

"Baloda bir şey mi oldu?" diye sorduğunda göz ucuyla ona baktım. Kuşkulu şekilde tepkimi izliyordu. Sherlock Holmes bakışlarıydı bunlar. Nerede görsem tanırdım. "Ne olmuş olabilir?" dedim umursamazca. "Bir şey olmadı." Sonra da diğer tarafa döndüm.

"Gece kusma seslerin eşliğinde uyumaya çalıştım." dediğinde cevap vermedim. Demek ki duymuştu. Soobin kustuğumu biliyordu, yemek yiyemediğimi biliyordu ama bu konu hakkında hiçbir şey demiyordu. Gerçi ailemdeki herkes farkında sayılırdı ama bu konuyu doğru düzgün konuşmamıştık. Annemin davranışları klasikti. Odama yemek getirirdi, 'bak çok güzel oldu ama!' der ve yememi beklerdi. Ben ise yemez, yemekleri çöpe atar ve sonra da boş tabağı anneme verirdim. Ya da bazen yerdim ama bu kusmakla sonlanırdı. Midemde bir şeylerin olması beni rahatsız ediyordu ve şimdi de günlerdir sadece su içiyordum. Jimin buradayken bile bir şey yiyememiştim. Gerçi o yediğimi sanmıştı ama ben gizlice dökmüştüm yemekleri. Onun bir suçu yoktu.

"Baloda yediklerim midemi bozdu sadece." Bunu demem karşısında tek kaşını kaldırmış ve mutfaktan çıkıp yanıma gelmişti. Kendisini biraz ötemde duran koltuğa attığında kollarını göğsünde kavuşturdu. "Jimin gelmeyecek mi peki? Onsuz döndün gece." Sonra da yine beni sinir etmek için söylendi. "Keşke o abim olsa. Harika biri! Her anlamda hem de! Sen ise çok sıkıcısın."

Evet, o harika biri.
Ve ben çok sıkıcıyım.

"Yastığı fırlatacağım kafana şimdi." diyerek karnımdaki yastığı havaya kaldırdım. O ise dilini çıkardı. Genelde birbirimizle hep atışıyorduk ve ben onun dediği şeylere alınmıyordum. O da benim dediklerime alınmıyordu tahminimce. O nasıl Jimin'in ya da Taehyung'un abisi olmasını istiyorsa ben de aynı şekilde onun arkadaşlarıyla ne zaman görüşsem kardeşim olmaları için şakasına yalvarıyordum. Aramızdaki abi-kardeş ilişkisi bi tık sevgiden yoksun olabilirdi.

"Jimin geri gelsiiinnn..." diyerek yapmacık bir şekilde sayıkladığında iç çektim. Jimin buradayken de dibinden ayrılmamıştı. Kardeşim demeyecek üzerine kusacaktım, az kalmıştı bunu yapmama. Utanmadan onunla bile tiktok çekmişti ya! Herkesi alet ediyordu pis işlerine...

Sonra zilin çalmasıyla ikimiz de birbirimize baktık. Annem gündeydi. Babam işteydi. Gelen kişi Taehyung'dan başkası olamazdı ve şu an evin önünde olması, kapının ardında beklemesi bile kalbimi hızlandırmaya yetmişti. Onunla karşılaşmaya hazır değildim. Harikaydı ya! Öpen oydu, itiraf eden oydu ve ağlayan da oydu ama burada dert edinen bendim. Bir de hiçbir şey hatırlamıyordu. Nasıl tüm bu olanlar yaşanmamış gibi yapacaktım?

17 again | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin