30; ben seni hep bekliyor olacağım

35K 4.1K 10.3K
                                    

306k olmusuuuzzz YASASINNN!!! 🥰🥰
tesekkur ederim okudugunuz icin!!

veee geçmişteki son bölümüze hoooşşş geldiniz diyorum...
artık yaşam koçu 20 olmayacak, emo da 17...
İYİİ OKUMAAALAARR!!


***



Kim Taehyung


Bir haftadır Jeon Ailesinin evinde kira ödemeksizin yaşamaya başlamıştım. "Halinden memnun musun Taehyung?" diye sorarsanız da cevabım oldukça netti. Tabii ki de memnundum! Kim olmazdı?

Jungkook'un mezuniyetinin üstünden bir hafta geçmişti. Gece onu nasıl eve getirdiğimi hayal meyal hatırlıyordum. Tek net bir şekilde hatırladığım onu odasına kadar getirdikten sonra ağlayarak kolumdan tutması ve bu gece yanında kalmam için yalvarmasıydı. Sonra da yanına yatmıştım, yavaşça gözlerini kapatmıştı. Onu ilk defa uyurken görüyordum ve bu sefer izleme sırası bendeydi.

Sonraysa beni evime geri yollamamıştı. Çünkü yatılı olarak kliniğe gitmesine çok az bir süre kalmıştı. Bu yüzden beni ikna etmesi için tek bir cümlesi yetmişti.

"Zaten yeterince ayrı kalacağız, bu son evde olduğum günlerde hep yanımda dursan olmaz mı?"

Bu cümleden sonra doğal olarak yanından bir kez olsun ayrılmamıştım. Şu bir haftadır neredeyse odasından hiç dışarı çıkmıyorduk. Jungkook genelde yorgun oluyor ve bana sarılarak sessizce uzanıyordu. Dışarısı sıcak olduğu için çıkıp bir şeyler yapası gelmiyordu. İnanır mısınız, garip bir şekilde benim de gelmiyordu. Genelde yazın dışarıda yürüyüp koşturmak yerine denize giren ve ferahlayan bir insandım. Hatta önceki yaz neredeyse her günüm plajda geçmişti. Bu plaja gitme fikrini Jungkook'a teklif ettiğimde denize girmeyi sevmediğini, tişörtünü çıkarmak zorunda kalmaktan nefret ettiğini söylemişti.

Onu anlıyordum. Fiziğini sevmediğinin farkındaydım çünkü onunla beraber bir odada kalıyorduk ve doğal olarak günün yarısını öpüşerek geçiriyorduk. Bir ara kendimi fazla kaptırıp öpüşme esnasında elimi tişörtünün içerisinden sokmuştum ve beklemediğim şekilde birden dudaklarını benimkilerden ayırmış, kendisini benden uzaklaştırmıştı. Sadece karnına ve beline birazcık elledim diye yapmıştı bunu hem de. Günün geri kalanında izinsiz bir şekilde bunu yaptığım için özür dileyip durmuştum. O ise beni kötü hissettirdiği için özür dilemişti. İki anlayışlı insan sevgili olursa durum bu oluyordu işte.

Şu bir haftada onun beslenme programını ezberlemiştim. Yemeklerini ben yediriyordum. Garip bir şekilde yedikten sonra kusmaya gitmiyordu. Eğer ben olmasaydım gitme olasılığı vardı tabii. Sırf benim için gitmiyordu. Bazen bahsettiği gibi yeme atakları geliyordu ama ben onu da durduruyordum. Gece saat bilmem kaçta aniden yanımdan kalkıp mutfağa indiğinde peşinden geliyordum. Sırf kendisini kötü hissetmesin, sonradan pişman olmasın diye gece uyumuyor, ne olur ne olmaz diye nöbet tutuyordum.

Aslında yemek yemesi iyiydi. Kilo alması da iyiydi. Kendisi iki-üç kilo aldığını söyleyip duruyordu ama fiziksel olarak bir şey değişmiş gibi görünmüyordu. Bazen lavaboya gidiyordu. Ağladığını duyuyordum. Kusma sesi gelmiyordu ama. Büyük ihtimalle karnına bakıyor, fazla şişman göründüğünü düşünüyor ve ağlamaya başlıyordu. İşte sırf bu pişmanlıkları daha fazla yaşamasın diye her dakika onu gözetliyordum.

Bugünse benden ayrılma vaktiydi.
Çünkü sadece birkaç saat sonra kliniğe gidecekti.

Şimdiyse tek kişilik yatakta beraber uzanıyorduk. Jungkook yüzüstü yatıyordu, ben ise sırtüstü. Başını boynuma gömmüş ve kolunu göğsüme doğru uzatmıştı. Uyuyor gibi hali vardı ama sabah saat onda uyumak onun için imkansız gibi bir şeydi. Bir elimde telefon vardı ve internette geziniyordum. Her sabahımız genelde böyleydi. Jungkook bugün gideceğini bildiği için uyuma numarası yapmaya devam ediyordu.

17 again | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin