"hayır anne, gayet iyiyim. ne hastalanması anne? sana kim söyledi bunları? cidden bu kız kavga istiyor. tamam anne, ona takılmayacağım. anne, para göndermene gerek yok var zaten bende." gözlerimi devirerek kendimi yatağıma atmıştım. chifuyu'nun ısrarlarıyla annemi aramıştım ancak telefonda beni karşılayan annemin endişeli sesiydi. yuzuha hemen anneme yetiştirmişti hastalandığımı.
"anne saçmalama. saçma salak kendini yücelteceği yere adımımı atmam. kuzenin deyipte durma. neyse anne kapatıyorum. uyuyacağım." annemin görüsürüzüyle beraber telefonu eş zamanlı kapamıştım.
"oraya gelmelisin." hajime'ye bakmadan yüzümü buruşturdum.
"onun evine adımımı atmam."
"niye?" yüzümü kendisine çevirmiş ve yüzüne bakmamı sağlamıştı. "benim içinde mi gelmezsin?"
"gelip flörtleşmenizi mi izleyeyim?" alayla gülümsemiştim.
"kıskanıyor musun beni?" paniklememeye çalışıp uzandığım yerden kalkmıştım. şimdi oturur pozisyondaydım. yüzlerimiz arasında belli bir mesafe vardı.
"aşıksın de tam olsun." dedim. sahi ne diyordum ben?
"seishu, ciddi soruyorum. okulda da aynısın bizi yuzuha'yla gördüğün an ya yolunu değişiyorsun ya da yüzünü buruşturup gözlerini anında bizden çekiyorsun. bizden iğreniyor musun diye soracağım ancak iğrensen benimle yatmazdın herhalde."
"gerçekten bunu mu konuşacağız? uykusuzluktan bayılacak haldeyim. seninde akşama gitmen gereken bir parti var. bence uyuyalım ve sonra sen git." yorganı üstüme çekip yatağa yatmıştım. kafamı yastığıma bastırdığımda tenimde gezinen parmaklar beni huylandırmıştı. kulaklarımda hissettiğim nefesle irkilmiştim.
"merak etmiyorsundur ama söyleyeyim. kuzeninle öylesine takılıyorum." kulağıma fısıldamış ve açıkta kalan boynuma bir öpücük bırakmıştı. birkaç saniyede de evden gitmişti.
ve bende senin için boş günlerinden seni eğlendiren oyuncağındım. öyle değil miydi, hajime?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the hills, kokonui
Fanfictionve ben de senin icin bos gunlerinde seni eglendiren oyuncaginim ys: torafuyu.