nine

897 94 9
                                    

gitmişti. korktuğum yine başıma gelmişti. bir şey demeden, hissettirmeden gitmişti.

ne bekliyordun ki inui? aranızda duygusal hiçbir bağ yoktu. o sadece seni kendi arzuları için kullanıyordu. çekip gitmesi çok normaldi. iki gün yüz verdi diye umutlanman saçmalıktı. koca bir aptaldım.

elimi yüzümü yıkamış, kahvemi içip evi düzenlemiştim. şimdi de çantama birkaç test kitabımı koyuyordum. bugün normalde chifuyu'yla bizim evde buluşacaktık ancak dün gece bana attığı mesajı sabah görmemle bugün ki planımız iptal olmuştu. ben de tek başıma çalışmak için kütüphaneye gitmeye karar vermiştim. hem ders çalıştıktan sonra biraz da manga okurdum.

okulumuzun biraz ilerisinde kalan kütüphaneye girdim ve ikinci kata çıktım. tek tük insan vardı. bazıları oturmuş test çözer kitap okurken bazıları raflardaki kitapları inceliyordu. kendim için en köşe de boş bir koca masa buldum ve en köşesine kuruldum. kulaklıklarımı takıp en sevdiğim dersin en sevmediğim konusunu açtım. kimya, denge. zorla birkaç soru çözmeye başlamıştım. soruları çöze çöze alıştığımı fark ettiğimde mutlulukla gülümsedim. dün az kalsın çözemiyorum diye ağlayacak duruma gelmiştim ancak şimdi yapabilmenin gururunu yaşıyordum.

kimya böyleydi işte beni hem en mutlu edem hem de en üzen oluyordu. hajime gibi. hajime'nin aklıma gelmesiyle kafamı kitabımın üzerine koydum. kahrolası herif bir türlü aklımdan çıkmıyordu.

kulaklığımın çekilmesiyle irkilmiştim. başımı hemen kaldırmış ve başımda duran yuzuha'ya bakmıştım. o varsa hajime de vardır diyip karşıma baktım. evet, o da tam karşımdaydı fakat bana bakmıyordu. pürdikkat sevgilisine bakıyordu.

"seni ilk defa başka bir yerde görüyorum. genelde evin ve okulun arasında mekik dokursun." yuzuha fısıldadığında yapmacık bir şekilde gülümsedim ve yüzüme gelen sarı tutamları geri ittirdim.

"buraya otursak sorun olmaz değil mi?" diye sorduğunda usulca kafamı sallamıştım.

"elbette hayır." diyerek testime dönmüştüm. ben çantamdan matematik kitabımı çıkarırken yuzuha ve sevgilisi karşıma oturmuşlardı. yuzuha tam karşımda diğeri de yanı başındaydı. ona ne kadar baksam da bana bakmıyordu. neden bu kadar garip davranmaya başlamıştı ki?

onları umursamamaya çalışıp yuzuha'nın daha demin kafamdan çekiştirdiği kulaklığımı geri taktım ve testimi çözmeye başladım.

ben testimi çözerken üzerimde gezinen gözleri tabi ki fark etmiştim.

the hills, kokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin