Onsuz birkaç saatin ardından yorulmuştum. Ağlamaktan, sinirlenmekten... Aşık olduğumu ne zaman anladığım hakkında bir fikrim yoktu, bir anda olmuştu. Yapımda vardı, sevmediğimi sandığım insanları aslında sevmek... Lanet olsun ki bu böyleydi. Keşke o bara hiç gitmeseydik, belki de şu an yanımdaki salıncakta sallanıyor olurdu...
Salıncağa kurulup gözlerimi yıldızlara çevirdim. Çok güzellerdi, Jeno gibi... Şansıma bir yıldız kaydı, hemen gözlerimi kapatıp dilek tuttum.
"Lütfen Jeno geri dönsün..."
Gözlerimi açtığımda sarışın bir kafa gördüm. Gözlerime bakıp yanımdaki salıncağa oturmuştu.
"Çok mu seviyorsun Jeno'yu?"
"Hmhm, çok seviyorum."
"Ahh, keşke o gün beni kullandığını anlasaydım."
"Özür dilerim Renjun, suçum sadece çok aşık olmak."
"Anlıyorum, ben de benimkiyle kavga ettiğimizden kafa dağıtmak için gelmiştim zaten."
"Enişte olmasaydı teklifimi kabul edecektin yani?" Göz devirmesini göremesem de hissetmiştim.
"Ne kadar da amcısın? Jeno'ya acıyorum şu an..."
"Jeno'ya acıyacak kadar yakın olduğunuzu düşünmüyorum."
"Ne fark eder?" Omuz silkip gözlerimi kapattım.
"Kalk kalk, burada uyuyamazsın."
"Evim yok."
"Bu şey gibi oldu; 'sEnİn KoCaNıN eVi YoK'" Gülmüştüm, cidden tam oturdu bu söz.
"Ama ciddiyim, evden ayrıldım. Burda uyuyamazsam bankta falan uyurum sen merak etme."
"Evime gidelim o zaman. Uslu durursan tabii. Evimdeki en ufak tozdan sorumlu sen olursan kötü olur, söylemedi deme." Teklifi fena değildi ama temizlik yapmaktan haz etmiyordum.
"Sevdiğine sadık biri olup usluca uyuyacağım, söz."
_
Tavanı izleyerek Jeno'yu düşünüyordum. Eve gelirken Renjun'e Jeno'nun gittiğini anlatmıştım. Biraz zaman vermemi, doğru yolu bulduğunda geri dönüp bunu bana söyleyeceğini söylemişti. Haklıydı, ama 4 ay çok zor geçecek benim için...
_
Sıradan bir Mayıs sabahıydı. Renjun kahvaltıyı hazırlamıştı sağolsun.
"Jeno'nun gelmesine son 3 ay kaldı. 1 ay ne çabuk geçti inanamıyorum."
"Ben de, bu arada Lucas'la çıkışımızın 100. günü bugün. Unutmuşsa nasıl tepki vereceğimi kestiremiyorum."
"Her insan hata yapabilir Renjun, bunu unutursa bir dahakini unutmaz merak etme."
"Umarım. Neyse bitir hadi, geç kalmayalım." Başımla onaylayıp yemeğime devam ettim.
_
"Fakülteye yeni gelen çocuğu gördünüz mü? Çok havalı." Herkes aynı kişiyi konuşuyordu. Bense bundan sıkılmıştım, yüzünü görmemiştim daha. Hiç kimse Jeno'm kadar mükemmel olamaz bir kere.
"Na Jaemin sen misin?" Başımı renkli boyalarla donattığım tablodan kaldırıp tek omzuna takılı çantası, esmer teni, Renjun'inkilere benzer saçları ve nude renklerle yaptığı kombiniyle harika duran çocuğa baktım.
"Evet?"
"Beni senin yanına görevlendirdiler. Beraber çalışacakmışız." Hoaydaa!
"Peki, ismini öğrensem iyi olur."
"Lee Donghyuck." Bu yeni çocuk değil miydi?
"Fakülteye yeni gelen değil misin sen?"
"Evet. Memnun oldum." Beni bilerek seçtiğini biliyordum. Çünkü; belli bir seviyeye gelenler yeni gelenlere veya gelişmemiş olan öğrencilere öğretiyordu. Tabii, öğrenciler kendileri seçiyordu öğreticilerini. Ben belli seviyeye gelenler arasındaydım.
Donghyuck da beni seçmişti demek.
----
Isler kizisiyorr
↬noćnik
ŞİMDİ OKUDUĞUN
takane no hana, nomin
Fanfiction"sensiz beni sevemedim. askin yalancisiyim iste ne bileyim?" ↬written by noćnik