takane no hana, nomin

⑤

Okullari Agustos'ta bitiyor

----

Fırçayla hafif vuruşlar yapan Hyuck'a çevirdim gözlerimi.

"Neden beni seçtin?" Gözlerini şaşınlıkla çevirdi.

"Ben seçmedim ki."

"Yeme beni Hyuck, öğrencilerin öğreticilerini seçip kura çekilmesiyle ders aldığını biliyorum." Gözleri yeri izliyordu.

"Açık olacağım, yakışıklısın. Hoşuma gittin. Birkaç kişiye de sordum, sevgilin yokmuş. O yüzden seçtim seni." Sırıttım.

"Sevgilim olmayabilir ama sevdiğim biri var. Üzgünüm, yanlış kişiyi seçtin."

"Tüh ya, o zaman bana birini ayarlasana hyung?" Wtf?

"O işler öyle kolay değil. Yine de araştırırım senin için."

"Teşekkür ederim hyung." Gülümsemesi güzeldi, gün ışığı gibi.

_

Kantinde oturmuş son aramaları güncelliyordum. Jeno'yu rahatsız etmek istemiyordum ama içim içimi yiyordu ne yalan söyleyeyim... Aniden şapkamın öne çekilmesi ile gözlerimi telefonumdan ayırmak zorunda kalmıştım.

"Renjun ya, yapmasan olmuyor mu şunu?" Diyerek şapkamı düzelttim.

"Sinirlenince çok tatlı oluyorsun ne yapayım?"

"Onu kendin için söyle bebeğim." Demem ile diğer fakültenin zorba grubu önümüzde dikilerek bize dik dik bakmaya başladı.

"Demek bebeğim ha? Sevgili misiniz ukeler?" Bizimle kafa buluyordu heralde. Ayrıca uke gibi görünmeyi nasıl beceriyordum? Herkes uke sanıyor beni seme olduğum halde.

"Sana ne yalak? Siktir git burdan!" Diyerek öne atıldım.

"Yürek mi yedin de sataşıyosun lan? Gitmiyorum nolucak? Ha? Nolucak?" İleri gidiyorlardı. Elimde kalacaklar şimdi...

"Tamam lan, çıkışa gel. **** Market'in önünde bekliyo olucam, erkekliğinize güveniyosanız alet getirmezsiniz."

Dayak yiyecektim muhtemelen ama uzun zamandır kavgaya karışmıyordum, eğlenceli olacaktı benim için.

_

"Sen delisin, onlar zorba farkında mısın?" Diyerek bir saattir başımın etini yiyordu Renjun.

"Bir şey olmayacak, merak etme. En fazla kolumuz kırılır."

"Salak mısın Jimile?"

"Asıl sen salak mısın Renjun? Kendine güven biraz."

"Kendime zaten güveniyorum ama onlar tecrübeli insanlar, daha önce hiç kavgaya karışmadım ki ben. İsmim bile geçmemiştir."

"Ciddi olamazsın..."

"Ciddiyim..."

"O zaman Donghyuck'u çağırayım. O da kim var kim yok toplasın."

"Günün ilk mantıklı cümlesi, woaw..." Göz devirmem ile önündeki teste tekrar odaklanmıştı. Herkes inek gibi çalışırken ben dersi bile dinlemiyordum. Nereye gidecek bu böyle...?

↬noćnik