x45

4.7K 136 29
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


--NISA--

Telefonumu koltuğa atıp yukarı çıkacakken aklıma gelen fikirle Ogeday'a seslendim. 

"Sen gir sevgilim, geliyorum hemen!" 

Hızlıca mutfağa adımlayıp Şirince'den aldığımız şaraplardan birisini dolaptan çıkardım. Eve gelirken aldığımız kadehleri kutusundan çıkarıp hızlıca sudan geçirdikten sonra yukarı adımladım. 

Yatak odasına ilerleyip hızlıca üstümü değiştirdim. Ogeday'ın siyahı bana özellikle yakıştırdığını biliyordum, bu yüzden valizimden hemen siyah takımımı bulup giydikten sonra aynada kendime bakıp güldüm. 

"Nisa, hadi güzelim!" Ogeday banyodan seslendiğinde hemen kenara bıraktığım şarap ve kadehleri alıp o tarafa ilerledim. Normalde dik yürüyen biri değildim, biraz kamburdum, ama elimden geldiğince dik yürümeye çalışarak banyoya girdiğimde camın hemen yanındaki küvete yayılmış, manzarayı izleyen sevgilim bana döndü. Gözleri vücudumda dolanırken yutkundu, oturduğu yerde dikleşti. Küvetin yan tarafına oturduğumda gözlerimiz buluştu. Gülümsedim. 

"Şarap?"

Bir şey söylemeden ve gözlerini benden ayırmadan kafasını salladığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Şarabı doldurdup ona uzattığımda elimden alıp hızlı bir yudum aldı. 

"Yavaş ol aşkım." Gülerek kendime de bir kadeh doldurduktan sonra şişeyi kenara bırakıp ayaklarımı suya soktuğumda, elini uzattı. Gülümseyerek elini tuttum. Beni kendine doğru çekip bacaklarının arasına yerleştirdiğinde sırtımı göğsüne yasladım. Kafamı omzuna doğru attığımda dudaklarını şakaklarımda gezdirdi. 

"Çok güzelsin." Fısıldayıp boş elini belime götürdü, sakince tenimi okşadı. "Her seferinde beni kendine nasıl bu kadar hayran bırakabilirsin?" 

Gülüp burnumu boynuna sürttüm. "Ekstra bir şey yapmıyorum Ogi, sen bana çok aşıksın sadece." 

Çok sevdiğim kahkası dudaklarından ayrılırken gülümseyip kafamı biraz daha geriye attım ve suratına baktım. Kenarları kırışmış gözleri ile gülümseyerek bana baktı. "Sen bana çok aşık değil misin?"

"Yaaaani, çok demeyelim de." 

Kaşlarını kaldırdı. "Hadi ya, ne diyelim?"

"Birazcık seviyorum diyelim."

"Birazcık?" Yüzlerimizi yaklaştırırken sordu.

"Birazcık." Yakınlığımız ile yutkunurken sesim fısıltı gibi çıktı. 

Gözlerimi mavi gözlerinden ayıramazken yüzlerimizi iyice yaklaştırdı, ve dudaklarıma nazik bir öpücük kondurdu. Gözlerim anında kapanırken öpüşüne aynı yavaşlık ve hafiflikte karşılık verdim. Dudaklarımızı ayırıp birbirimize gülümsediğimizde burnuma bir öpücük kondurdu.

patience // ognisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin