İtalik olanlar Çekçe konuştukları yer ama zaten Türkçe konuşamayacaklarına göre aşscöalşscö Saçma bir açıklama oldu sorry
iki yıl önce
NISA
Odamın kapısını kapattıktan sonra kendimi yatağıma bırakıp telefonumdaki aramayı kabul ettim. Ekranda Ogeday'ın yüzü belirdiğinde kocaman gülümsedim.
"Ahoj!"
"Ahoj güzelim." Güldü. "Ne zaman vardın eve?"
Saate baktım. "İki saat falan oldu sanırım. Annemlerle oturuyoruz geldiğimden beri sana cevap yazamadım o yüzden."
"Tahmin ettim canım, sorun yok." Ogeday da yatağına yerleşti. "Nasıldı yolculuk?"
"Güzeldi, uyudum uçak inene kadar."
"Zaten başka bir şey yapmanı beklemiyordum."
"3 saat başka ne yapacaktım Ogi?"
"Haklısın güzelim, bir şey demedim zaten."
Ogeday bana gününü anlatırken gülerek onu dinledim. Dün akşam beraber yemek yemiştik. Bu sabah erkenden onun hem kürek hem spor dersleri vardı, o yüzden uçak saatine kadar görüşememiştik ve beni havaalanına bırakmaya da gelememişti.
"Ne zaman dönüyorsun şimdi sen?"
"Birkaç hafta kalırım gibi. Vizelerim bitse de annemlerle kalmak istiyorum biraz."
"Anladım güzelim." Gülümsedi. "Dayanacağız bakalım Nisa hanım sizsizliğe."
"Ohooo, ben Survivor'a gidince sen ne yapacaksın oğlum?"
"Başladın yine oğlum demeye."
"Nisa, kızım, yemeğe gel hadi!" Salondan babamın seslendiğini duyunca doğruldum.
"Ogi, babam sesleniyor. Kapatıyorum."
"Tamam, öpüyorum."
Öpücük gönderdim. "Ben de."
Telefonu kapattığımızda odamdan çıkıp salona ilerledim.
"Geldim!" Gülümseyip yerime oturduğumda Selma bana bakıp güldü.
"O hikayendeki abiyle mi konuşuyordun?"
Gülüp kafa salladım. "Evet, onunla konuşuyordum."
"Kim sahiden o?" Annem de bana dönüp sorduğunda gülümsedim.
"Spor eğitmenim."
"O kadar yani?" Selma imalı imalı konuştuğunda göz devirdim.
"Erkek arkadaşım tabii ki Selma."
Annem ve Selma ile gülerek konuşurken göz ucuyla babama baktığımda yemeğine odaklandığını ve sohbetimizle ilgilenmediğini fark ettim.
"Babacım?"
"Söyle kızım."
"Kaşlarını çatmışsın yine, kızdın mı?"
"Neye kraliçem?"
"Erkek arkadaş muhabbetine?"
"Niye kızayım kraliçem, normal bir şey."
Gülümseyip yanağından öptüm.
"Senin yalnız Türkçen güzel gelişmiş. Sevindim bak."
"Hep konuşuyorum baba, gelişsin yani." Güldüm. "Aaa aslında biliyor musunuz, Ogeday da Çekçe biliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
patience // ognis
Fanfictionnisa survivor'a gidiyor, ogeday istanbul'da sevgilisini bekliyor