x52

3.9K 143 79
                                    


OGEDAY

"Adnan, şu senim avukatın numarasını atsana bana."

"Hayırdır kardeşim?"

"Sen yolla. Konuşuruz sonra."

"Tamam, yolluyorum hemen."

Telefonu kapatıp numaranın gelmesini beklerken ayağımı gerginlikle yere vurmaya devam ettim. Yaptığım açıklama Nisa ile ilgili yazılan şeyleri bitirmeyi geçtim, azaltmamıştı bile. Her yerde, herkes Nisa ile ilgili ağzına gelen her şeyi saydırıyordu. Nisa kendini tutamayıp okuyacağını bildiği için telefonunu bana vermişti ve yazılanlara bakmıyordu ve İlayda ile havuzda zaman geçiriyorlardı. Ama Anıl ve ben salonda oturmuş yazılanların ekran görüntüsünü alıp biriktiriyorduk. 

Adnan'dan beklediğim numara gelince beklemeden aradım. 

"Alo?"

"Merhaba Zeynep hanım. Ogedy Girişken ben, numaranızı Adnan Önal'dan aldım."

"Buyrun Ogeday bey."

"Rahatsız ediyorum kusura bakmayın. Birkaç sorum olacaktı size."

"Ne demek, tabii buyrun."

"Kız arkadaşım Nisa Bölükbaşı, tanıyorsunuzdur belki. Bugün hakkında çıkan bazı haberler ve yazılan bazı şeyler oldu hakaret içeren. Bunlarla ilgili yapabileceğimiz bir şey var mı onu merak ediyordum."

"Haberler ile ilgili tabii ki yapabiliriz. Onları bana ilettiğiniz takdirde ben davaları açarım kaldırtırız o haberleri. Yapılan paylaşımlar hakkında da tabii ki dava açılabilir ama büyük hakaretler olmadığı sürece bir sonuç vermiyor genelde. Ama tabii ki korkutmak için açılabilir davalar."

"Tamam o zaman, ben elimizdekileri size göndersem olur mu? Biz baya bir şey biriktirdik."

"Tabii, bu numaradan bana gönderebilirsiniz hepsini. Biz ofisteki arkadaşlarımla işlemleri başlatırız." 

"Tamamdır, iletiyorum hepsini. Teşekkür ederim."

"Ne demek, bekliyorum."

Telefonu kapatıp salona dönüp oturdum. 

"Anıl, kaydettiklerini bana yolla sen ben de avukata göndereyim."

"Berkan ve Sercan'ı da iletelim amınakoyayım." Söylediği şeye gülüp ona baktım.

"Sen naptın? Attın mı tweetini?"

"Attım attım. Herkes kuduruyor altında. Çok eğlenceliymiş ortalığı karıştırmak."

"Ne yazdın lan?" Telefonumu elime alıp Anıl'ın tweetine baktığımda kahkaha attım. "Of Anıl, yürü kardeşim." 

Gülüp tweeti retweetledikten sonra aldığım ekran görüntülerini avukata iletip telefonumu kenara bıraktım.

"Anıl, gel kızların yanına çıkalım. Yeter bu kadar gerginlik." 

"İyi hadi gidelim." 

Bahçeye çıktığımızda İlayda ve Nisa havuzun kenarında sandalyelere oturmuş sohbet ediyorlardı. Nisa'ya arkadan yaklaşıp belinden sarıldım ve yanağını öptüm. 

"Güzelim, napıyorsunuz?"

"Aşkım, gel otur sen de artık hani."

Gülümseyip yanına oturup kolumu omzuna atıp kendime çektim. 

Portakal suyunu yudumlayıp bana döndü. "Var mı bi' gelişme aşkım?"

"Paylaştım hayatım işte bir hikaye. Boşver sen güzel devam edelim günümüze."

patience // ognisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin