Katil

192 22 26
                                    

"Sevdin mi burayı.?"

"Şehirden daha iyi. Güzel ve sakin. Havası da daha aydınlık."

Terapist randevusundan çıktıktan sona biraz gezmeyi istedi. Çoktan akşam olmuştu. Hava bu gün diğer günlere nazaran daha güzel. Yada bilmiyorum bana öyle geliyor olabilir. Onunla baş başa olduğumuz da ilgimi ondan başka hiç bir şey çekmiyor.

"Bak Ali konusunda fazla üzerine geldim. Ama bilmediğin şeyler var. Bunları zamanı gelince sana uygun bir dille anlatmak istiyorum."

Ali konusuna neden bu kadar taktı.? Yinede şuan dediği gibi olsun. Ne zaman hazır olur ise o zaman anlatırdı. En azından şimdilik bu anın tadını çıkarmak istiyorum.

"Tamam. Ne zaman hazır olursan dinlerim seni."

Ortam bir anda sessizleşti. Sessizce yemeğimizi yemeye devam ettik. O sesi duyana kadar. Uzun zamandır duymadığım sesi.

"Seninle bu şekilde tekrar karşılaşmayı beklemiyordum. Nasılsın.?"

Başımı kaldırdığım an uzun zamanlar boyunca içinde kaybolduğum bakışlar ile göz göze geldim.

"İ-iyim. Sen nasılsın.? Otur ayakta kalma."

Kenan yanımda ki boş sandalyeye oturana kadar gözlerimizi bir an ayırmadı. Üç yıl sonra bu şekilde karşılamak bana hiç iyi gelmemişti. Çocukluk arkadaşım. İlk aşkım. Ne hata yaparsa yapsın kalbimde ki yeri hiç değişmeyen adam. Ben dalmış bir şekilde bunları düşünürken Mustafa'nın elimi tutması ile bakışlarımı ona çevirdim. Kalbim o an hiç atmadığı kadar atmaya başladı. Sanki kalp ritimlerim eşsiz bir müzik gibi atıyordu. Onun dokunuşu bana yani başımda Kenan'in olduğunu bile unutturdu. Çok tuhaf. Bu zamana kadar kimse Kenan yanımda iken dikkatimi çekmedi. Ama Mustafa'nın tek bir dokunuşu , bana doğru bildiğim tüm gerçekleri yerle bir etti.

''Ah. Kenan , Mustafa. Mustafa, Kenan. Mustafa, Bora'nin yakın bir arkadaşı. Kenan da çocukluk arkadaşım."

Arkadaşım dediğim anda Kenan'ın bakışları değişti. Gözlerine bir hüzün çöktü. Bunu umursamadan suyumdan bir yudum aldım. Buraya gelirken er yada geç , karşı karşıya geleceğimizi çok iyi biliyordum. Hazırlamıştım kendimi. Sadece böyle ansızın olmasını beklemiyordum.

"Bu arada sen neden geldin.?"

Kenan hüzün dolu bakışlarını üzerimden çekip yere bakmaya başladı. Ne söylemek istiyor bilmiyorum ama zorlandığı belli.

"Tebrik etmek için."

"Tebrik.?"

Tebrik etmek mi.? Ne için. Benim bilmediğim güzel bir olay falan mı yaşandı.

"Ali ile evleniyor muşsun. Onun için."

"Ne.? "

Ali ve kim.? Ben mi.? Bir an dalga geçiyor sandım. Ama Kenan böyle bir konuda dalga geçecek biri değil. Bu saçmalık nereden çıktı bilmiyorum. Hangi aptal böyle saçma bir şey söyledi.?

"Hilal bu doğru mu.? Ben sana ondan uzak dur diyorum , sen onunla mi evleniyorsun.?"

Hayda. Bu durumdan haberim dahi yokken ne diyebilirim. Bir yanda Mustafa , bir yanda Kenan. İkisi de makul bir açıklama bekliyor belli. Derin bir nefes aldım ve hemen konuya girdim.

"Saçmalamayın. Haberim dahi yok. Nasıl olabilir.? Mustafa en son seninle beraber görüştüm onunla. Ayrıca Kenan bu saçmalığı kim söyledi sana.?"

"Ablam söyledi. Eniştem söylemiş  ona da. Nasıl haberin olmaz."

Kenan bir an duraksadı. Sanki önemli bir şeyi yeni fark ediyormuş gibi. Daha sonra da histerik bir kahkaha attı. Kahkaha bir anda kesildi ve öfke ile masaya yumruğunu vurdu. Onu ilk kez bu kadar öfkeli görüyorum. Allah aşkına burada neler oluyor..?

2022 de Bir Osmanlı SubayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin