Başka bir evrende

192 24 14
                                    

Mustafa KEMAL...

"Ya bak. Gerçekten değil. Nişan günü gerçek yüzünü ortaya çıkarıcam."

Mümkünü yok. Asla. Katiyen izin veremem. Hilal'in planı tamamen saçmalık. Eğer işler karışır veya ters giden birşeyler olduğunu anlarsa , tehlikede olan Hilal olacak dı. Ne kadar düşünürsem düşüneyim o kadar çok saçma geliyor.

"Mustafa. Gel inat etme. Eğer kendi ağzı ile itiraf ederse , Hilal'in ailesi de gerçek yüzünü görmüş olacak. Sonsuza dek kurtulma şansımız bu."

Ali Fuad nasıl olurda böyle bir fikire kapılır. Nasıl onaylar anlamıyorum. Hele Osman. Kız kardeşine olanlardan sonra nasıl müsade eder.? Burada mantıklı düşünen bir ben mi kaldım. Sahte de olsa bu nişanın olmasına karşıyım.

"Bir oyun olduğunu anlar ve Hilal'e zarar verir ise. Ne yapacaksınız o vakit.?"

"Nasıl hissettiğini iyi biliyorum. Ama bundan başka bir yolumuz yok. Onu götürmek için son şans bu. Kapı o gece açılıyor."

Madem nasıl hissettiğimi iyi biliyorlar. Buna asla müsaade etmeyeceğimi bilmeleri gerek.

"İzin vermiyorum. Benim iznim olmadan yapacaksan da aramızda hiç bir münasebet olmadı sayarım."

"Son sözün bu mu.?"

"Evet."

Hilal başka bir söz dahi etmeden çıkıp gitti. Kalbini bu denli kırmak istmezdim lakin iki hafta sonra zaten tamamen ayrılmak zorundayız. Kapı tekrar açıldığı anda , herkes eski hayatına dönmüş olacak. Ben savaş alanına ,o da benden önce nasıl yaşıyor ise.

''Bu yaptığın. Değdi mi kalbini kırmaya. Mustafa seni taniyamiyorum."

Ali Fuad ve Osman da gittiğinde odada tek kaldım. Biliyorum bu defa gerçekten ileri gittim. Ne dersem diyeyim , bu planı uygulamaya koyacak. Ama böylesi daha iyi. Belki benim için hissettiği duygular da bu sayede kaybolur ve asıl ayrılık zamanı acı çekmez.

*************

Hilal.....

Bir hafta sonra....

Mustafa ile aramızda ki o ufak yakınlaşma da yaklaşık bir hafta önce son buldu. Belki de yapmak istediği , bir hafta sonra ki ayrılığa beni alıştırmak. Şimdiden kendinden uzak tutarak daha iyi olacağını düşünüyor olmalı.

"Hilal. Gel şunu da bir dene."

Küçük yengemin seslenmesi ile düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Bu planın en kötü kısmı istemediğim bir nişan için elbise seçiyor olmak. Sabretmem gerek. Üç gün. Son üç gün. Daha sonra tüm bunlar bitecek.

"Ben üzerimde ki elbiseyi beğendim. Yeter gidelim artık."

Kabine tekrar girip elbiseyi çıkardım. Benim dışımda herkes mutlu ve heyecanlı. Ben ise bu işkence bir an önce bitsin diye dua ediyorum. Kabinden çıkınca , nihayet beklediğim telefon geldi. Aleyna tam zamanında aradı.

"Yenge siz eve gidin. Benim bir işim çıktı. Zaten alınacak bir şey kalmadı."

Çantamı ve araba anahtarını alıp çıktım. Arabaya binip , Aleyna ve Bora ile buluşacağım konuma yöneldim. Radyoyu açtığım anda , şarkı sözleri ile düşüncelerim daha da karmaşık hale geldi.

"Başka bir evrende
En güzel halinle.
Sen hayata karış.
Ben dahada biteceğim."

Evet başka bir evrende. Mustafa ve ben asla aynı evrenin insanları olmadık. Bunu tekrar idrak etmek bana daha fazla acı veriyor. Arabayı sağa kırıp , gitmek istediğim yerin aksine bir yola girdim. Bu durumda kimse ile konuşup , tartışacak gücün yok. Kenan ile yanlız kalmak istediğimiz zaman gittiğimiz mekana sürdüm. Bu gece orada kalıp düşünmem gerekiyor.

2022 de Bir Osmanlı SubayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin