Savaş Alanı 2

132 19 11
                                    

Not: Bu bölümde adı geçenlerin tarihle yakından uzaktan alakası yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.

...........

Mustafa , Ali Fuad ve Osman dede sonuna cepheye gitmişti. Bora'yı da gerisin geri çiftliğe gönderdim. Bizde arkalarından , iki gün sonra nihayet cepheye vardık. Henüz yüz yüze gelmemiş dik ve kesinlikle gelmek istemiyorum. Mustafa bu defa ne kadar öfkelenir kestiremiyorum.

Kendi zamanım dan buraya gönderdiğim sağlık ekipmanlarını da beraberimde getirdim. Burada epey bir yardımı dokunacak bize.

"Hala saklan. Ali Fuad geliyor."

Aleyna'ın söyledikleri ile , yakışıklı doktorun bize verdiği bez ile yüzümüzü sakladık.

İstanbul bey efendileri de bir başka oluyor canım. Nerede şimdi ki bey efendiler , nerede bizim zamanımızda ki denyo'lar. Sanırım hayatımın sonuna kadar burada yaşaya bilirim.

"Aleyna. Ne yapıyorsun yavrum. Biz burada gizlenmeye çalışıyoruz. Sen gözünü dikmiş Ali Fuad'ı kesiyorsun."

Aleyna kesinlikle bu hemşireyi evire çevire dôver. Bak bak küçük boka bak. Nasıl da cilve yaparak konuşuyor Ali Fuad ile.

Ay bu zamanda da zengin koca avcıları varmış. Ben şok. Resmen içine düştü adamın. Hanım hanım , o adam benim damadım.

"Acil yardım lazım. Lütfen yardım edin hemşire hanım."

Aleyna'ı kıskançlık krizi ile baş başa bırakıp , beni çağıran askeri takip ettim.

Asker beni ateşkes ilan edilen bölgeye götürdü. Etrafta ufak sıyrıklar ile yaralı askerler vardı. Bu görüntü bir kere daha onlara teşekkür edip elimden geleni yapmama teşvik etti. Zor şartlarda, donanımlı düşmanlar ile bir an olsun vaz geçmeden savaşıyorlar.

"Ee yaralı asker nerede.?"

Tenha bir yere geldiğimizde etrafı taradım ama kimse yoktu. Sanırım sıçmıştım. Bez getirenim yoktu.

Başıma dayanan silah ile daha da emin olmuştum. Senin olmayan beynine türküreyim kızım. Ne diye  kim olduğunu bilmeden takip ediyorsun.?

"Size zarar vermek istemiyorum hanım efendi. Sadece yardımınıza ihtiyacım var."

(Kalın italik yazılan yerler ingilizce.)

"Ne istiyorsun.? Size yardım edecek bir hemşire yok mu.? Neden ben özellikle...?"

Başıma silah dayayan adamın ardından , sarışın bir adam çıktı ortaya. Tamam inkar etmeyeyim , Mustafa kadar  olmasa da gideri vardı.

Başına silah dayalı ve sen ne düşünüyorsun mal.

"Buraya geleli bir hafta oldu. Ama şimdiden iki cephenin askerleri de sizi övüyor. Hem yeteneklerinizi , hemde güzelliğinizi. İzin verin kendimi tanıtayım."

Ay biliyorum canısı. Ben dünyanın yedi harikasından ilkiyim.

Elime uzanıp zorla arkasını öptü. Ay bu adamlar da da gereksiz bir nezaket var anacım. Öldüreceksen ôldür. Ne bu bey efendi ayakları.?

"Ben  Yüz başı Lowell Brown. Sizi tanımak benim için bir onur."

Kusura bakma Lowell cim aynı şey benim için geçerli değil.

Bir an önce ne istediklerini öğrenip buradan ayrılmam gerek. Yoksa Mustafa durumu öğrenir ve beni diri diri gömer.

2022 de Bir Osmanlı SubayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin