Yılanların Gölgesi

25.Bölüm

"Anca beraber,kanca beraber..."

Ertesi gün kızlar yeni bir okul gününe daha hazırlanmaya başladı..Her şeyin değişeceği gün bugündü.Oğuz gerçekleri müdüre anlatıp Lal'i okula geri döndürecek, Lilyum'dan ise intikamını en acı şekilde alacaktı.

Alara arabasını okul girişine park etti ve yan koltukta duran çantasını alıp aşağı indi.Çantasını koluna takarken karşısından gelen Derin'i gördü.Derin güneş gözlüğünü kaldırıp Alara'ya doğru yaklaştı.

"Günaydın!"

"Sana da."

"Mutlu gördüm seni? Bilmediğim bir şey mi oldu yoksa?"

"Evet oldu.Lilyum'dan kurtuluyoruz!"

"Nasıl? Bu yaptıklarımız sayesinde mi? Bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim."

"Yani tam olarak öyle değil."

"E anlat o zaman."

Alara arabasını uzaktan kilitleyip Derin ile birlikte yan yana okul bahçesine doğru yürümeye başladı.

"Oğuz her şeyi anlatacak.Bizi oyuna Lilyum'un getirdiğini, her şeyi onun planladığını ve dahasını.."

"Emin misiniz gerçekten dürüst davranacağına?"

"Ben eminim.Kendisi bir şekilde bu suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışıyordu ve eline beklenen fırsat geldi.Yapmaması için hiç bir sebep yok."

"Bugün Lilyum'u son kez görüşümüz demek ki."

"Son kez iyice bak, özlersin sonra..."

"Sorma canım, nasıl dayanacağım bu ayrılığa."

Alara ve Derin bahçede gezinirken Yusuf ve arkadaşları dışarıda bankta oturup sohbet ediyordu.Alara Yusuf'u görünce aklına dün akşam yemeğinde Yusuf'un anlattıkları ve söylediklerindeki tuhaf davranışları hatırladı.

"Sen de de var bir şeyler? Bakalım düşündüğüm kişi misin?"

Alara kendi kendiyle konuşurken Derin Alara'yı tutup telefonunda olan resmi gösterdi.

"Baksana sınıf grubu çalkalanıyor."

Alara telefonu eline alıp baktığında, telefonda Kübra'nın kendi mahallesindeki fotoğraflarını gördü.Alt tarafında ise yazılan şu yazıyı;

"Sınıfımızın kül kedisi; Kübra Çakıl."

Alara telefonuna bakarak sinsi bir gülüş atıp konuştu.

"Demek gerçekler ortaya çıktı ha? Tam istediğim gibi."

"Sen bu kızın bu halde olduğunu biliyor muydun?"

"Biliyordum ama gündemimden çok uzak bir konu olunca ilgilenmedim."

"Hiç anlayamadık bunca zaman yalan söylemiş millete.Gerçi ben arkadaş olmadım kendisiyle, anlamış olmalıyım ki uzak durmuşum."

"Ya, ne demezsin."

Alara ve Derin kantine doğru ilerlemeye başladı.Sandalyeyi çekerek oturdular.Derin telefon ve gözlüğünü masanın üzerine bıraktı.

"Oğuz ne zaman anlatacak? Bugün mü?"

"Bilmiyorum, aklında bir plan var sanırım."

"Oğuz'un böyle biri olduğuna hâlâ inanamıyorum biliyor musun?"

"Bir insanı en iyi sinirliyken tanırsın.Demek ki sende sinirli halini yeni yeni görüyorsun."

"Galiba.Kahve alıyorum ister misin?"