yirmi iki.

19.8K 1.6K 265
                                    

S e l a m b e b e k l e r.

Yazım yanlışlarım için kusura bakmayıın.

Keyifli okumalaar<3

*

-Yusuf-

Özge'nin Sefa'nın peşinden gitmek için ayaklanması ve yere yığılıp kalması sadece birkaç saniye içinde gerçekleşti. Korku ve telaşla oturduğum yerden fırlarken henüz hiçbirimiz olayı idrak edememiş gibiydik.

Özge bayılmıştı.

Yavaş yavaş olayın gerçekliğini fark edince hızla ayağa kalktım. İçime keskin bir nefes çekerken korku bedenimi ele geçirmişti bile.

Özge bayılmıştı!

"Özge," diye bağıran Cihan abimle Özge'nin dibine çöktüm. Hafifiçe doğruldum ve Özge'yi sarstım uyanması için. Hiçbir tepki vermezken abim de tam yanıma çöktü.

"Yağız çabuk, Kerim'in arabasını al gel." Sonunda bağırmak dışında bir şey yapabilmiştik. Bizim gürültümüze Sefa tekrar salona girdi, üçüzler ve Eren'de salona girdiğinde onların telaşı beni daha çok korkuttu, elim ayağım buz keserken abimin de benden farklı olmadığını gördüm.

Dışardan gelen korna sesiyle hiç zorlanmadan Özge'yi kucaklayıp koşturarak evden çıktım. Diğerleri de arkamdan koşturdu, Cihan abim benden hızlı davranıp bana yardımcı olmak için arabanın kapısını açtı. Kucağımda Özge ile arka koltuğa oturdum, yanıma da abim oturdu. Ön tarafta oturan Yağız ve Bartu'yla diğerlerine yer kalmamıştı. "Biz taksiyle geliriz," diyen Sefa'nın sesini duyar gibi olmuştum.

Ya ciddi bir şeyse?

İç sesimin acımasızca sorduğu soruyla yutkundum. Ciddi bir şey değildi. Sadece... sadece baygınlıktı işte. Yağız arabayı son hız kullandı ve acilin önünde fren yaptı, kucağımdan kardeşimi indirmeden içeri girdim. Beni ve kucağımdaki baygın küçüğümü gören birkaç hemşirenin yönlendirmesiyle bir odaya alındık. Cihan abimin sık nefes alışverişleri, Yağız'ın ağzının içinde küfür mırıldanmaları hepsi birbirine karışmıştı. Sadece birkaç saniye doktor geldi.

"Sizi dışarı alalım," dedi doktor. Doktora zorluk çıkarmadan odadan çıkacakken Bartu'nun söylediği şeyle tekrar sertçe yutkundum.

"Dün de başı döndü, bugün de bayıldı." Demek dün de kötüydü, hiçbirimiz de anlayamamıştık kötü olduğunu. İçim sıkıntıyla dolarken doktor kafasını salladı ve tekrar odadan çıkmamız gerektiğini söyledik. Odadan çıkınca gürültüyle hastaneye giren Sefa'yı, üçüzleri ve Eren'i yanımıza çağırdım.

"Ne oldu?" Dedi Özgün. Korkunun gözündeki yerini görmemek için kör olmak gerekirdi. Ellerini saçlarından sıkıntıyla geçirdi.

"Bilmiyoruz daha." Dedi Yağız yorgunca sandalyelerden birine çökerek. Cihan abim de onnun yanına oturdu. Hepimiz sırasıyla yan yana oturduk. Yağız kafasını duvara yasladı ve gözlerini kapadı, Cihan abim ellerini ovuşturarak tam karşı duvara bakıyordu. Sefa ise tek dizini çılgınca sallıyordu. Ne zaman gerilse bu hareketi yapardı. Özgün kollarını göğsünde birleştirmiş Cihan abim gibi duvara boş boş bakıyordu.

"Hastanın yakını sizler misiniz?" Diyen doktorla hepimiz ayaklandık. Kötü bir şey duymaya hiç hazır değildim. Ona bir şey olmasına gerçekten katlanamazdım. Annem olacak o kadın ve babam olacak o adam bizi terk ettiğinde tek düşündüğüm hayatımdaki en büyük yarayo almış olmamdı. Ama hayır. Şimdi fark ediyordum ki Özge'ye bir şey olma ihtimali beni her şeyden çok yaralardı. Mesleğimi ele alamamış olamamam ve mahçup hissetmem, onların bizi terk etmesi, aldatılmam... Bunlar şimdi gözümde bir hiçti. Sadece ona bir şey olmasın istiyordum. 

Kestik ve BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin