otuz yedi.

16.5K 1.5K 610
                                    

Selam selaam

Medya, Özge'nin düğün için giydiği kıyafet. Bu elbiseyi gördüğüm an aklıma Özge geldi, aşırı bağdaştı kafamda. Lila olduğu için tabii xmsöxlsmdlsöd

Yazım yanlışlarım için özür dilerim.

Keyifli okumalaar<3

*
Akşama doğru eve geldiğimizde artık bazı şeyleri netleştirmem gerektiğinin farkındaydım. Abimler, üçüzlerim, kardeşim hâlâ neden kaçırıldığımı bilmiyordu ve beni zorlamamak için bir şey de soramıyorlardı. Geç olmadan bir açıklamayı hak ediyorlardı ve hak etmelerinin yanında artık anlatıp bu ağır yükten kurtulmak istiyordum. "Size bir şey söylemem gerek." Dedim hepimiz salondayken. Gergince ellerimi ovuşturdum. Cihan abime baktığımda bana merak ve şefkatle bakıyordu.

Cihan abim bana hiçbir zaman kızmazdı.

"Söyle güzelim, merak ettim." Dedi Yağız abim yumşak ses tonuyla. Derin bir nefes aldım.

"Kaçırılmamın sebebini merak ediyorsunuzdur." Diyerek girdim konuya. Nasıl konuşmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Anlatmak zorunda değilsin küçüğüm. Zorlama kendini." Dedi Yusuf abim güzel bir gülümsemeyle. Kafamı iki yana salladım, anlatıp kurtulmam gerekiyordu.

"Benim hakkım olan bir ev vardı ve bunu almak için Aynur Öz'ü aradım." Dedim gergince. Kimseyle göz göze gelmedim ve davam ettim. "Bana evi vereceğini söyledi. Tapuyu Rüstem abiyle göndereceğini söylediği için bana önceden gönderdiği adrese gittim." Devamını zaten biliyorlardı. "Özür dilerim." Diye fısıltıyla konuştum. "Kötü bir niyetim yoktu, gerçekten." Kimseye fırsat tanımadan kendi kendime açıklama yapmaya çalıştım ve bir şey demedikleri halde onları ikna etmek gibi bir çabaya giriştim. "Ben sadece biraz yardımım olsun istedim. Bir şeyler yapmak istedim. Sadece yardım-" diye kendimi daha fazla açıklayacağım sırada ağzımın üstüne bir el kapandı.

"Biz senin kötü bir amacın olduğunu düşünebilir miyiz sence güzelim?" Dedi yan tarafımda oturan Yağız abim. Saçlarımı okşadı ve beni göğsüne bastırdı. "Biz senin içini biliyoruz." Ters bir tepki vermemeleriyle rahatlıktan ve mutluluktan gözlerim doldu. "Güzel kalbini biliyoruz, kendini sıkmana gerek yok." Rahatça nefesimi üfledim. "Ama bir daha her ne olursa olsun ilk bize haber ver, tamam mı? Ne yapacaksan ilk bizim haberimiz olsun." Kendi başıma iş karıştırmanın utancıyla dudaklarımı ısırdım ve kafamı iki yana sertçe salladım. Asla bir daha böyle bir işe karışmayacaktım.

"Teşekkür ederim." Dedim yine fısıltıyla. Günler sonra en içten tebessümümü ettim.

"Ne için?" Dediğinde daha fazla güldüm.

"Çok seviyorum sizi." Diye bir itiraf döküldü dudaklarımdan. Bana karşı hep anlayışlı, kibar ve sevecen olmuşlardı bu yüzden dehşet kötü bir tepki beklemiyordum ama yine de ister istemez gerilmiştim. Onlar ise yine ve yine beni yanıltmamışlardı.

"Biz daha çok," inatlaşarak beni göğsünden ayırdı ve burnumun ucunu sıktı.

"Yo." Deyip omuz silktim.

"İnatlaşma Özge, biz daha çok seviyoruz." Cihan abim oturduğu tekli koltuktan kalktı ve yanımıza geldi. "Kış kış." Diyerek yanımızdaki Yusuf abimi itekledi ve aramıza oturdu. Yaptığı harekete gülerken sertçe yanağımı öptü. "Şu gülüşünü görmek için günlerdir yapmadığımız şey kalmadı." Dedi ama benim aklım başka yere takılmıştı.

"Güzel kızım demedin." Dedim dehşetle. Belki şımarıkça davranmıştım ama kendi adımı Cihan abimden duymak garip gelmişti. Belki de bu evde olduğum süre boyunca duyduğum en içten ve büyük kahkahasını duydum.

Kestik ve BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin